dilinden dökülen "mum söndü" sözcükleriyle yeniden tartışılan erbil için "büyük sanatçı", "büyük şovmen", "bu alevilerde baydı ama" gibi yaklaşımlar gelirken, say içinde "balon sanatçı", "halkın sanatçısı değil", "vatan haini" gibi uç görüşler ortaya çıkıyor.
ülkemizde ki kişiliksizleştirme politikalarının aktörlerinden biri olan ve bu anlamda en büyük medya maymunu ünvanı bulunan erbil için büyük şovmen vb. yakıştırmaları üzülerek izliyorum.
öte yandan emeği ve yeteneği hakkında kimsenin kuşkusu olmayan fazıl say içinse kemalist yaklaşımları nedeniyle cephe almaksa sanatın ruhuna ihanettir bence.
say için tartışılacak hiçbir şey yoktur. fakat erbil, sermayenin sibobu ve taşeronudur. aktörlüğü bu anlamda tescillidir. yoksul ailelerin kişiliksizleştirilmesi, düşürülmesi ve özbenliklerinin yitirilmesi görevi verilenlerden bir tanesidir.
sermayenin "çıktı ürünlerini" bol keseden dağıtırken, aslında yalvarttığı yoksulların benlik dirençlerini kırmak ve bunu kitle iletişim araçlarıyla yaygın kılarak ezgin, dirençsiz, kişiliksiz bir toplum projesinin mühendislerinin aktörlüğünü yapmıştır.
say'a balon derken yapılan bir haksızlıktır. erbil ise sanatın içinde değil ama insanlık vicdanında zaten mahkumdur.