roboski'de, rojava'da, gezi olaylarında ölenler için oh çeken ama mısır'daki yobaz araplar birbirini öldürünce üzülen şerefsizdir. ha ben üzülmüyor muyum, tabii ki üzülüyorum, ölüm en azından bu şekilde yakışmıyor. ayrıca bu mısır'ı devlet meselesi haline getiren gavatlar haritada yerini bulabilsin; yazarlığı bırakırım.
edit: siyaset bilimi okudum, ilk entry'yi giren arkadaşı tebrik ediyorum, bizim okuldaki çoğu hocaların bile çıkaramayacağı tespitleri çıkarmış, gerçekten kutlarım.
abd'nin ırak ve afganistan işgallerine, ölen bir milyondan fazla sivile ses etmemiş, filistin olaylarını kınamakla yetinmiştir.
gezi olaylarında ölenlere, sakat kalanlara üzülmeyi bırakın sevinmiş, hatta az bile yapıldığını savunmuştur.
bugün mısır meydanlarındaki aynı kalabalık yine seçimle iktidara gelmiş bir lider olan hüsnü mübarek'i devirdiği zaman darbe kelimesi ağzından çıkmamış, tam tersine alkış tutmuştur.
dertleri kesinlikle demokrasi değildir, mısır devlet başkanının şeriat yanlısı bir insan olmasıdır.
veya kitlesel psikolojidir. tepelerindeki insan neyi kınıyorsa kınamakta, neye alkış tutuyorsa alkışlamakta, neye ağlıyorsa ağlamaktadır bu kişiler.
sonuç itibarı ile son 10 yıllık hareketlerinde istikrar olmadığı için ikiyüzlü tanımlaması yanlış değildir. öyle olsaydı, destekledikleri liderleri müslüman kanı ile banyo yapmış abd başkanı ile el sıkıştığında alkışlamaz, kınarlardı.