Çoğu insanın görmezden geldiği etkidir. oysa ki ortak müzik zevki gerçekten bir ilişki için çok önemlidir. şimdi bir düşünün; serdar ortaç, demet akalın, tan, bengü vb. dinleyen biri, pantera, lamb of god, judas priest vb. dinleyen biriyle birlikte olabilir mi ? olamaz. çünkü bu dinledikleri müzikler ister istemez insanın yaşam tarzını etkiler. genelde de bu yaşam tarzları birbirine uyum göstermez. nede olsa iki tarafında arkadaşları farklı güruhlara aittir. gün geçtikçe farklı ortamlara ait oldukları daha da ortaya çıkar ve bir yerden sonra da bu görünmez farklı müzik zevki bir yerde patlar. sonuç olarak bir ilişkide müziğin etkisi gerçekten de azımsanmayacak kadar büyüktür.
(bkz: based on true story)
sevgili johnny depp değilse, yüksek ihtimalle var olan etkidir. zaten radiohead'le kafayı bozan birinin ismal yk dinleyen birini kafadan elememesi imkansız. gönlün ferman dinlemediği oluyor lakin yok, bence mütemadiyen dinlesin...
müzik bir hayat tarzıdır. metall dinleyen biri gidipte pop yada fantazi müzik dinleyen biriyle sevgili olmaz ki istesede olamaz çünkü hayata bakışlar farklıdır. aşk; iki sevgilinin birbirine bakması değil, aynı yöne bakmasıdır.
oldukça çoktur. müzik tarzı insanın hayattan hangi pencereyle baktığını gösteren harika bir sanattır. ve insanlarda diğer insanlarla uyumlu olmak içinde aynı pencereden bakmak ister haliyle.
tarz olarak ayırmam şahsen ama, demet akalın dinleyen bir insanla aynı yatağı paylaşamam, seda sayan dinleyeni evime sokmam, ibrahim tatlıses dinleyeni sokakta görsem tanımam... böylede ırkçı bi insanım, böyle de hümanist değilim, böyle de allah belamı versin...
oldukça fazladır ama %100 de değildir. aynı diziyi sevmek, aynı rengi sevmek, aynı yemeği sevmek gibidir ama biraz daha farklıdır. aslında hiç alakası yok diziyle renkle falan baya daha fazladır, %100 dür lan. şöyle chuck schuldiner manyağı bir hatun bulayım bırakırsam ibneyim!