çocuklara veya hala çocuk kalmış vücutlara bir nota olsun, bir ezgi olsun öğretmeye çalışmaktır. çoğu zaman flütle boy gösterse de bazen bir enstrümanı çalmayı öğretmek de olabilir. Sonuç olarak hem müzik hem de öğretmen geçtiği için kutsal bir yarardır.
Pek bir işe yaramadıkları heksçe bilindiği için olsa gerek, genelde müdür yardımcılığı bunlara kitlenir, "bari bi işe yarasın pezevenk" moduna girilir.
kendilerini vakit ayırmasını bilirler. ders olmadığı zamanlarda veya ders zamanlarında okul bahçesinde top oynarlar, voleybol oynarlar, güzel meslektir müzik öğretmenliği acayip sosyalleşirsiniz.
Müzik sevgisini ve temel bilgilerini çocuklara aşılamak öğretmektir efendim. Aksini iddia eden saksafon çekmekten pardon çalmakdan öteye bir müzik bilgisine sahip değildir.
Devletin atadığı müzik öğretmenidir. Bi sik öğretemezler. Flüt çalmayı bile.
tahtaya bir öğrenciyi sözlüye kaldırır;
öğretmen : istiklal marşının bestecisi kimdir?
Öğrenci : emmh ümmh..
Yesar :(bırak tahtayı, yanımdaki bile duymayacak şekilde) osman zeki üngör.
Öğretmen : senin okul numaran kaç?
Yesar: 18* hocam.
Öğretmen : sözlüye kalkmıyorsun sıfır.
Yesar : neden hocam?
Öğretmen : kopya veriyorsun oğlum.
Ulan kulağına dıktığım, adam bilirse ver sıfırı razıyım. Ama adam bilemedi. Bu amk kopyasını nasıl olmuşsa, bi tek sana vermişiz.
iyi eş olacaklarını düşünüyorum (kadın için) az ders saatinden geri kalan zamanda evde misler gibi yemeğini yapabilir, çocuğuyla ilgilenebilir, hafifi arabesk gırtlagı varsa rakıya eşlik edebilir, yeteneği varsa saksafon çalabilir (?) gibi şeyleri sıralayabileceğim yeteneklerdir.