din, nedensizce koylere saldirip insanlarin karisina kizina tecavuz edip, cariye olarak almayi mesru goruyor. ama bu cocuklar saka yapti diye mi ahlaksiz? islamin ve dincilerin yuce ahlak iddiasi nereden geliyor?
kafir belledikleri kisilere karsi iftira, yagma, tecavuz her turlu serefsizligin mesru oldugu bir psikopat dusunce yapilari var. ucan atlara inaniyorlar. din, bildigin delilik, niye ahlakin temeli olsun?
ahlak ve din farklı şeylerdir.
ahalaklı biri olmak için dine gerek yoktur ama dindar birisi olmak için ahlaka ihtiyaç vardır.
eğer dönüp kendinize baktığınızda ahlak namına bi sikim yoksa rahatlıkla dinsizliğinizi ilan edebilirsiniz.
islam Dünyası ekonomik, diplomatik, güvenlik ve ahlaki açıdan çökmüş durumdadır. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu rasyonel, eleştirel ve bilimsel düşüncenin gelişmesidir. Ancak Batı tarzı rasyonel düşüncenin gelişmesi etik değerlerin ve bilimsel düşüncenin kurumsallaştığı sağlıklı bir toplumsal yapının oluşmasının yolunu açacaktır.
1300 yil onceki kureys kabilesinin taht kavgasi ve kan davasi icin insanlari birbirine dusman eden de bunlar degil mi? insanlari, alevi sunni diye bebekleri ortadan ikiye parcalayabilecek kadar psikopat yaratiklara cevirecek kisiler nasil, ne hakla ahlakin temsilcisi gosterir kendini?
Ahlak insani bir olgudur. Her türlü Genelleme yanlıştır. Maalesef, dinlerin kötülüğü ve ahlaksızlığı maskeleme konusunda bir sığınak haline gelmesi bu algıyı yaratıyor olabilir..
Yoktur. Ahlakları olmadığı için de sürekli ahlak bekçiliği yaparlar. Herkesin kendisinde olmayan şeyi arzulaması olayı işte. Çoğunun cahil olması bile ahlaksız olduklarına kanıttır.
ahkaklı olmayanların müslümanlık ile ilgisi yoktur, ağzıyla müslüman olduğunu söyleyip davranışları ve yaşayışıyla bunu göstermeyen kişiye zaten müslüman demek tamamen yanlıştır.
özetle evet gerçek müslüman ahlaklıdır, adaletlidir, hakkı hukuku bilendir.
bana cevap vermek için sapla samanı birbirine karıştırma.
--spoiler--
"Erkeklerinizden iki şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa şahitlerden razı olacağınız bir erkek; biri unuttuğunda, şaşırdığında diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir..."(Bakara, 2/282)
--spoiler--
bak ayet ne kadar net ve açık. geçelim. ayrıca ahlakın senin bu sormaya çalıştığın konu ile ne alakası var amk. ama üşenmedim yine de sana cevap verdim.
--spoiler--
Eşler arasında boşa(n)ma dinen üç kere ile sınırlandırılmıştır. Birinci ve ikinci boşa(n)ma sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelme imkânı vardır (el-Bakara 2/229). Kişi ric‘i talak ile boşadığı eşine, iddet süresi içinde nikâha gerek kalmadan, iddet süresi bitmiş ise yeni bir nikâh akdi ile dönebilir. Bâin talakta ise iddet içinde bile olsa yeni bir akitle aile tekrar kurulabilir. Üçüncü boşa(n)madan sonra ise kesin ayrılık gerçekleşir. Bu ayrılıktan sonra kadın, başka bir erkek ile hileli olmayan bir evlilik yapmadıkça ve bu evlilik boşama ya da ölüm ile sona ermedikçe ilk eşi ile tekrar bir araya gelmesi mümkün değildir (el-Bakara 2/230).
--spoiler--
al sana spoiler ile başka bir cevap daha. cevaplaırnı direk bakara suresi versin, ben uğraşamıcam senin gibi kulaktan dolma yaşayanlarla. oku anla, anlamaıdıın yer olursa yine konuşuruz.