Bazen bana gelip giden hissiyat. Ulan sanki çok garantiymiş gibi allahla konuşmuş gibi inanıyorlar ya insan ona sinir oluyor. Ulan neyin kafasındasınız? pırıl pırıl kafaları var bu müminlerin keşke kalpleri de o kadar temiz olsa yolsuzluğa çalışmasa secdeye değen kafaları.
müslümanlarda yaygın olarak başkalarının hayatına burnunu sokma, kendileri gibi yaşamayanlara karşı tahammülsüzlük, her zaman bir şiddet eğilimi, birilerini asmak kesmek biçmek gibi huylar ve eğilimler olduğu içindir.
muslumanlarin verdikleri o kem-kumlu selami almayip, oracikta onlari got etmektir. ve insanin kendine yakisani giymesidir. duygusal kavramlar kiside kaldigi surece bir haktir; ancak bu duygu tecavuz, darp veya cinayet gibi fiillere gecirildigi kosulda suctur.
saygi duymak da yine kisinin kendi ozgur dusuncesine kalmistir.
ifade ozgurlugu dogrultusunda, dinen kutsal sayilan fakat yasal bir gecerliligi bulunmayan maddiyati ve maneviyati, kimseye fiziksel bir zarari olmayacak bir bicimdeimha etmek veya bunlari sembolize edip elestirmek yasal bir haktir.
akp hükümeti tarafından sevilmenize, baştacı yapılmanıza vesile olacak durum. tescilli islam düşmanı rasmussen'in nato genel sekreterliğine şak diye onay vermeleri, dünyanın her yerinde milyonlarca müslümanı kesen emperyallerin türkiye taşeronluğunu yapmaları ve sair uygulamaları bunun en büyük kanıtıdır.
kıssadan hisse, akp'ye yaranmak istiyorsan müslüman düşmanı olacaksın nokta.
tek derdi islama ve müslümana saldırmak olan yazarın hiç şaşırmadığım düşüncesi.
ahirette zebaniler seni çok sevecek yazar efendi. orda öle sözlük falan da yok! zebanileri sevmemek diye başlık açacağın. onlar seni hep sevecekler hem de sonsuza dek...
saygı duyulması gereken bir başlıktır. müslüman bir ailede doğup müslümanlığı seçmek kadar normaldir. araştırır, sorgular arapçasından değil türkçesinden okuyup anlar aklıyla mantığıyla cevapsız soruları kendinde arar öyledir ya en iyi cevap vicdanda saklıdır akla dayalıdır. bir deprem altında ölümle baş başa kaldığında korkar ölücem peki şimdi ne olacak. sonsuz bir yaşammı, yoksa toprak mıdır benim sonum. cevapsız sorular yine. adaletsiz dünyada adaleti sorgulamak neden neden diye haykırmak. en acısıda sesini duyuramamak. bazen gördüğün rüyanın etkisinde kalmak ve hiç uyanamamak. bu mudur hayat yaratıcının sunduğu bumudur. ne verdin ki ne beklersin dersin bi korkaklık vardır şimdi cehennemlikmiyim. törelerini dine maal edenler ne canlar yaktılar ne günahtır dediler nede islamdaki eşitlikten bi haberdiler. onlar müslümanım deselerde kendi dinlerini kendileri oluşturmuşlardır. bir afyon gibiydi, din elden gidiyor dediler uçsuz bucaksız kördüğümlerde körerdiler. inceledim bir insan vücudunu hayran kaldım. ben cevapları kendimde buldum. ben seçtim dinimi körü körüne bağlanmadım. açık gezdim başımı bağlamadım. bir erkeyi tahrik edip suçu saçımda aramadım. saygı duydum inandığı şeyin buyruklarını yerine getirmesine. baş örtülü bir kızın başına taktığı şeyin hakını vermeliydi. örnek olmayı hayatına amaç edinmiş bir insan olarak. başını örttün diye benden daha müslümansın hakını sana vermedim. gerksiz tartışmalara girmedim. müslümanlığı sevmeyen biriyle girdiğim konuda daha feyz aldım. çünkü açıktı algıları soruları vardı dogmatik değildi. senin dinin sana benim dinim bana. ama üzüldüğüm inanan insanların inançlarıyla dalga geçip saygı duyulmaması. din gizli yaşanmalı örnek alınmalı ve saygı duyulmalı. kadınlar rahimle ödüllendirilen yaratıklardır. kimi zaman cenneti ayaklarının altına sermek istersiniz, uğruna ölmek istersiniz. nasıl eşit olabilirlerki erkeklerle...! eşitlik yoktur. tekrar sölemek isterim ki törelerini dine maal edenler ve bundan para kazananlar dahi olabilir müslümanlıkla ilgisi yoktur. ama sen yinede sevme müslümanları müslümanlığı. zorla sevilmez ki saygı duyarak ve acıtmadan. yastığa başını koyduğunda için rahat olsun benim gibilerin sevgisi yeter ayakta durmasına...
