" bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, herşeyin var. uludağ sözlükte yazarsın. yakışır mı sana yaşayan adamı mezara göndermek, yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak. ama nasıl yakışmaz... ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum.
hıh... sen... büyük yazar, ev sahibi... sen mi daha çok yaşayacaksın yoksa ben mi? hayır ben yaşayacağım, ben. sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. gözümüzde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, benden önce geberip gideceksin!!!... "
şimdi bu adamı eksileyenler vs bunu yapınca bu sizi iyi bir insan yapmıyor. bu adamın ölmeyip bu durumlarda görünmesi bizi daha çok üzüyor. keşke kimsenin berbat duruma gelişini görmesek. ama buna merhametli tanrı'nız karar veriyor. ne kadar sadistçe değil mi?
yeşil yol filmindeki savcının ve o beyaz şirin farenin bitmeyen ömrüne benzedi. kime ne zararı var, ama bir gün olur da ölürse, ben de yaşıyorsam eğer üzülürüm. hababam sınıfın örnek müdürü. keşke benim de öyle bir müdürüm olsaydı. hayatımda ilk kez keşkeyi kullandım.
hala ölmek bilmeyen kişiler söz konusu ise süleyman demirelden önce kimseye laf gelmemesi lazım.
Allah hayırlı uzun ömürler versin ama maşallah dünya bizim süleymana kalacak galiba.
Böyle aşağılık insanları tespit edip imha etmek gerek, denilesi durum. Sanane mnakoduğm sen git o sefil hayatını yaşa ama umut etki yaşlanmadan ölesin.