Diğerlerine saygım ve minnetim sonsuzdur ama bence Avukatlıktır. Evet her işin nimeti külfeti vardır avukatlık nimeti külfetinden az olan mesleklerdendir ağır oturup hakkını vermeniz gereklidir. Ki zaten kendi ilkelerini adalete yardımcı olmak adına belirler serbest çalışırsanız üst düzeyde gelir ve çok iyi bir yaşantı sağlamak sorun haline gelmez. ikinci defa dünyaya gelme şansım olsa iki şeyden vazgeçmem biri Hukuk diğeri ise Avukatlık.
hukukçu dediğin çantalı hırsız kimse kusura bakmasın, avukat çok tanıdığım var. savcı hakim dediğin de çok farklı değil. savcı adı üstünde sav ortaya atar ve herhangi bir olayda günah keçisi olarak gördüğü kişinin ceza alması için elinden geleni yapar (suçsuz olduğunu bilse dahi) hakim dediğin günümüz türkiyesinde torpil ile o mevkiye gelmiş kişidir. yasalar ortada, kanunlar deliller ortada, karar vermek ne kadar zor olabilir ki ? (kabul elbet vardır zorluğu ama atom fiziği değil sonuçta özellikle diğer ikisine kıyasla)
doktor ise sağladığı şey yani sağlık açısından oldukça önemli belki de en önemlisini yapan kişi fakat ülkemizde kendilerine verilen statü gereği sahip oldukları sinir bozucu ego, hastalarını olur olmadık yerde aşağılamaları, size yaramayan bir ilaç yazdığında bunu belirtmeniz halinde, ondan daha iyi bilemeyeceğinizi bağırarak söylemesi ve ısrarla o ilacı yazmaya devam etmesi, özellikle devlet hastanelerinde kafalarına göre iş giriş çıkış saatleri ve içeride beyimiz çay içtiği için kimseyi almaması vs vs bu liste uzar gider. kısacası doktor = ego
ve mühendis. naif, bilgili, zehir gibi, zeki, çevik ve ahlaklı. üstelik yukarıda ikisine göre daha zor okul bitirip (kim ne derse desin ne hukuk ne de tıp, mühendisliğin matematik ve fizik temelli derslerinin yanına yaklaşamaz) ilk etaplarda çok daha az paralar kazanmasına rağmen. ne hukukçunun yalanı dolanı ne de doktorun egosu vardır mühendiste. kendine söyleneni yapar hatta söylenmeyeni de yapar. vizyon ve bakış açısı bakımından diğer ikisine göre çok daha öndedir çünkü yıllarca uğraştığı garip statik, mukavemet, cebir, diferensiyel gibi derslerde karşılaştığı problemler kendisine hep olaylara binbir çerçeveden bakmayı ve dolayısıyla vizyonunu geliştirmeyi öğretmiştir. birazcık inekliğin sağladığı genel kültür kendilerinin tuzu biberi olmuştur. fabrikalarda işçi ile işçi amir ile amir olabilmeyi hep başarmıştır. hukukçu veya doktorun çalışacağı sektör bellidir peki ya mühendis ? üretim, tasarım, satınalma, satış, bankacılık, finans, madencilik, çevre bilimleri, sağlık, eğitim vs vs vs daha çok uzar gider. bütün iş alanlarında karşımıza çıkmaz mı bu güzel insanlar ? üstelik mühendisin dünyaya kazandırdığı teknolojiler diğer ikisinin mesleğinde kendisine en çok yardımcı olan şeylerden değil midir ? mesela tomografi cihazı mesela güvenlik kamerası.
kabul biraz egocu bir şekilde mühendisleri fazla övmüş olabilirim fakat yazdıklarım yanlış mı a dostlar ?
son olarak diğer iki mesleğin de tabii ki kendince zorlukları var hiç bir iş kolay değildir hiçbir işi küçük görme veya diğer bir işi arşa çıkartma amacım yoktur. kendi fikirlerimi ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Gama ışınları saçılımı olan ortamda serbest gezerlerse hepsinin birleşerek yenilmez bir abominasyonu oluşturacak bileşenlerdir.
Beyin yapılacak saldırıları hafızaya kayıtlı kanun veri tabanını tarayarak geri dönüşü en hafif cezalar olacak darbeleri seçerken bir kısım avucun içi gibi bilinen düşman anatomisine maksimum hasarı verecek kilit noktaları işaretleyecek ve bir kısım da doğru açı ve doğru kuvvet ile vuruşu atarak işi fiziğe bırakacaktır. Hedef ölmedi ancak bilinci her kısa dönemli olarak kendine geldiğinde bunun gerçekleşmiş olması için yaratıcısına yalvaracak.