insanın aklına çeşitli paranoyalar getiren rica. küçüktüm, benden iki yaş büyük kuzenimin elinden tutturup bindirdiler bizi otobüse. şoför koltuğunun arkasına.
ben, şoföre: daha ne kadar yolumuz kaldı?
kuzenim: sus onlarla konuşulmaz, yasak.
çok üzülmüştüm be sözlük, sanki dışlanıyordu tüm otobüs tarafından. bu üzüntümü yolculuğun ilerleyen saatlerinde, ya sıkıntıdan uyursa?, korkusu devralmıştı.
insanı tahrik eden, eşeğin aklına karpuz kabuğu düşüren uyarılardan biri. bu uyarıyı okuyunca şöförün çocukluğuna inmek, kimi sorunlarına çözüm bulmak ihtiyacıyla kuduruyorum. dikiz aynasına sert bakışına bir mana yüklemek, "nen var küçük" deyip kalbinin derinliklerine dokunmak istiyorum.
bir belediye şöförüyle nasıl bir rakı sohbeti döner ki hafız sorarım sana? basamakta durup otomatik kapının çarptığı vatandaşolmak istiyorum o uyarıyı görünce.