ilinden büyük ilçemiz. il yapılması düşünülebilir; ama yapılırsa kırklareli çok silik bir şehir olur. nüfusu düşer ve köy gibi bir hal alır. ayrıca, lüleburgaz il yapılırsa çok büyük göçler alabilir ve bu güzel memleketim tarra yiyebilir. ki zaten yeterince göç almakta ve yemekte.
memlekete giderken surekli içinden geçtiğim, kucukken tellioglu soy isimli bir goz doktoruna gittiğim guzel şirin tipik bir trakya ilçesi. ama il olmak için ilk once corlunun il olmasını bekleyecektir. zira corlunun nufusu t.dagın nufusunu katlamıştır. oncelik corludadır trakyada. ama olursa da olsun bişey değişmeyecektir. istanbul ve edirne arasına sıkışıcaktır. boyle ilçe olarak kalması daha hayırlıdır gibi geliyor bana.
Trakya insanı her insana benzemez açsanız karnınızı doyururlar para yoksa cebınıze para bile veren olur ayrıca DTP vs vatana ihanet slogonları yaparsanız ölunuz çıkar .AKP nın asla alamayacıgı yer TRAKYADIR bunu unutmayın saygılar ...
küçük ama şirin ve yaşayan insanlar itibariyle dahada keyifli hale gelen, içki içme kültürünün bu denli hoş olduğu ve her daim sürdürülen, kızları güzel trakya'daki ilçemizdir. lokal vazgeçilmezdir. ayrıca arkadaş barı özlellikle tek geçilir.
birkaç akrabamın ve tanıdığımın bana anlattığı hikayelerden yola çıkarak özenti gençlik dolu bokpüsür bir yer olarak hafızama yer etmiş kırklareli'nin kalabalık bir ilçesi. halbuki bu sonucu çıkarmamı sağlayan salaklar benden böyle düşünmemi istedikleri için değil, "vov ne şehir ama, istanbul ne ki abi lüleburgaz'da yaşamak varken" gibi şeyler düşünmemi istedikleri için onları anlattıklarına eminim. tabii ki birkaç özentiye bakarak koskoca bir ilçe hakkında böyle genellemeler yapmak doğru değil. nitekim lüleburgaz'a gittiğimde hiç de anlattıkları gibi bir macera şehri filan olmadığını da gördüm. mütevazi trakya insanlarının yaşadığı şirin bir yer işte.
bu arada şahsım olan ben de trakyalıyım ama kültüründen bihaber bir trakyalı. oralara gidince kendimi turist gibi hissederim hep. olayı dışardan biriymişim gibi anlatmam da bu yüzden sanırım.
hayır mitinginde chp nin hiç dolaşmamasına rağmen 10binden fazla insan mitinge katılmıştır.
cumhuriyetin kalesidir..
halkı bilinçlidir.. beyni yıkanması zordur..
çarkı felek programı meşhur etmiştir sağolsun bu ilçemizi.
iş imkanı fazlalığı dolayısıyla yoğun göç almaktadır. bana sorarsanız bir o kadar göç edecek insan da vardır hani. yaşamak için hiç ideal bir yer değildir, kıtlık vardır. halkı zengindir fakat sosyal aktivite açısından hiç bir şey yoktur, henüz gelişememiştir. en kısa zamanda kurtulmak hayaliniz olur orada kaldıkça.
Bir trakya damadı olarak trakyanın Edirne'den sonra en sevdiğim yeri. Bir ilçe ama ilçe gibi de değil, biraz daha büyük. Biraz büyük ama karışık da değil, düzenli. Her yere ulaşımı da kolaydır. Edirne, çorlu, tekirdağ, istanbul; 5 dakikada bir araba bulmanız mümkündür. Bir çok anadolu kentine bile direkt otobüs seferleri vardır. Çok sosyal bir yer değildir ama sanıldığı kadar da sıkıcı değildir. Ha oldu çok sıkıldınız, yukarıda anlattığım ulaşım kolaylığından faydalanarak ver elini istanbul diyebilirsiniz.
geçen hafta sonunu geçirdiğim biricik memleketimdir.lüleburgaz'dan iğneada'ya yaptığım gezide tabir-i caizse dört mevsimi yaşadım .hamitabat köyleri yakınında mevsim sonbahardı sanki.her tarafta huzurlu bir sarı,tıruncu hakimdi.sonra demirköy tarafına gderken ıstıranca dağlarında kar vardı.çıktım kar topu oynadım.iğneada'da deniz çok durgundu.pırıl pırıl bi güneş vardı.kumsalda yürürken mevsim ilkbahar sandım.
dönüşte yenice tarafında yol üstünde salaş bi yerde durduk ve yemek yedik.duvarda atatürk'ün resimleri asılıydı.güzel rumeli türküleri,çıtır çıtır yanan bir soba...oh dedim.negüzel,memleketimdeyim!
azman pasajının önündeki işportacısından istanbul caddesindeki büyük beyaz eşya mağazasına, turgutbey yolundaki mobilyacısından, kaymakam evinin karşısındaki büyük mobilya showroomuna, ayakkabıcısı, fotoğrafçısı, halıcısı, perdecisi, çeyiz dükkanı, marketi, pastanesi, ve sair birçok sektörün üyesi esnafının tok yemiş, yavşak satıcıların oluşturduğu şehir.
matbaacısı yanlış baskı yapar, yaptığı yanlışın ücretini almak ister.
mobilyacısı damat adayına "abi sen kız tarafını getir, ben yatak odasının fiyatını olara yüksek söyler, farkını senden düşerim" der.
işportacısı 1 kg domatesin içine bir tane bile sağlam domates koymaz
halıcısına gider halı bakarsın "tamam bu halı olsun" demediğin halde halıyı evine gönderir
ayakkabıcı japon kösele tabir edilen plastik çeşidini "hakiki kösele, özel tasarımımız, kendi imalatımız" diye itelemeye çalışır.
pastaneye "pasta" dersin istanbul florya'daki kaşıbeyaz bile yarı fiyatına daha iyisini yapıyor.
perdeciyi hiç sormayın perde beğenmeye giden elemena "boşver yenge nasıl olsa damat ödeyecek sen bunu al" diye kaktırdı bile...
ünlü bir mobilya markasının şubesi -ki bu şube statü olarak a.ş. konumunda- nitelikli doladırıcılık yapıyor. önce cepten sms atıyor "1000 tl alış veriş yapana lcd tv 99 bulaşık makinası 99 titreşimli vib.... 99... öhöm öhm.. neyse işte mesajı aldıktan iki gün sonra gidiyorsun alışveris yapmaya soytarılar kampanya bitti diyor. aman neyse diyorsun ihtiyacını alıyorsun -teslimatı da yanlış yapıyorlar- sen aldıktan üç gün onra yine aynı mesaj: "1000 tl lik alışverişe tv 99 bulşık mak. 99 tiretmeli 99..." tam şerefsiz yahu çıldırmamak elde değil. şikayet ettim tüketici haklarına her gün benim gibi üj-bej kişi zaten şikayet ediyormuş.
çeyiz mağazası bimde satılan nevresim takımını (büyük ihtimalle gidip bimden alıyor) bim'in 4 katı fiyatına üstelik 1. kalite diye yutturmaya çalışıyor. üstüne salça oluyor.
şimdi bana "lüleburgaza çamur atıyorsun iki esnaf yavşaklık etti diye" çemkirenler illaki olacak ama bir şehri şehir yapan orada yaşayan insanlardır. ve bu esnaflarda buranın halkı.