Akıllı insanlar. Bilirler ki laikliği benimsememiş tipler, yarın öbür gün kendilerinin yaşam tarzına içkisine başına kıçına karışmaya, şeriat şeriat diye böğürmeye başlayacaklardır. Yani böylelerine yüz verirsen tepene çıkacağını anlamışlardır (Türkiye'nin şimdiki hali gibi).
Boktan kırklareli gelir.karahıdır gelir.sikimsonik o okul gelir. Içki gelir.güzel kızlar gelir.kakava şenliği gelir. Güzel rahat kızlar gelir. Yine kızlar gelir.
Hayvan gibi içmenin iki üç nara dışında en fazla kendisine ve ailesine zarar vereceğini bilen insanlar gelir akla.
Güçsüzken kedi kadar yılışık ve korkak olan Şeriatçıların gücü ellerine geçirdikten sonra göt kalkıklığıyla etrafa "kıçını başını örteceksin, onu bunu içmeyeceksin, onu izlemeyeceksin bunu dinlemeyeceksin" diye ortaçağdan kalan dayatmaları gibi başkalarının burnunu sıkıp al iç diye ağzından zorla içki akıtmazlar.
adının ilginç olması akla gelir. lüle, osmanlı dilinde "oluktan sürekli akan çeşme" anlamına geliyordu. burgaz ise, rumca pyrgos'tan bozulmuş haliyle, "kale, hisar" anlamına gelirdi. o halde, lüleburgaz, "çeşme kale" gibi bir anlama sahip bir şehir adıdır.
türkiye'de -harem ile birlikte- görüp görülebilecek en iç karartıcı otogar.
pis değil, çok çok eski de değil ama nedenini anlayamadığım bir biçimde içim sıkılırdı hep o otogarı gördüğümde.
ha bir de şu meşhur oteli burgaz'ın ortasında. neydi onun adı?