gel beri yar, götüne koduğumun berberi adlı musuk-ül ziyafet ile doruğa oluşan ve genelde bunu kanon olarak enstrümansız olarak seslendiren lümpenler oratoryosunun azaları, türkiya cümhüriyetinin her yanından bulunmaktadır.
bir çok lümpen siyah siseli biralarını içip, fitbol maclarına giderler ve koro halinde hakemin cinsel secimi, validesinin hatirasini sormak gibi cok sesli icralar ederler.
siyasal partilerin secmen yönetici kadrolarina çöreklenen bu azalar vatan hainleri, sömürü bu, din elden gidiyor, türban kelimelerini yaparak provalar yapmaktadir.
yüz sene herodot plaktan cikacak müzik bu plağin iceriği budur.
jakoben elitlerin dinlemekten pek hoslanmayacaklari oratoryodur. gerci burada bir kavram uyusmazligi var. lumpen dedigimiz ve marks'in tarifini daha dogrusu yorumunu bir kenara birakip bir sifat olarak ayak takimi anlamina gelen kelimenin arkasina, lumpenlerden daha cok elitlerin dinledigi/dinleyebilecegi kilise muzigini koymak olsa olsa cahillik veya aymazlik olur.
simdileride ayar vermek olarak bilinen ve eskilerin agiz payi dedikleri seyi vermek cahil-cuhelanin eline kavramlari verince celik-comak oynamaktan baska bir sey yapmalarini beklemek fuzulidir maalesef. zaten otesi mumkun degil. oratoryo deyince aklima geldi; bizim fazil say "baba buralarin havasi kacti ben gidiyorum" dediginde bu lumpen, gobegini kasiyan adam, bidon kafali diyerek asagilanmaya calisilan zumre "cokta tinnn" demnisti hakli olarak. cunku vakti zamaninda "sivas sivas olali boyle zulum gormedi" diyen insanlarla bunlarin bir farki yok. dolayisiyla hayatinda hicbir konserine gitmedigi, muziginden keyif almayacagi bir adamin giderim bak yollu efelenisi pek umurunda olmaz bu zumrenin.
son soz: basligi afili acip entry de kusmak keyif vermiyor.