sadece fenerbahcemizin yakasindan dusecegi gunu sabirsizlikla bekledigim, turkiye' den ulkesine donus icin bilet aldigini ogrendigim gun, usenmeyip bizzat havaalanina kadar gidip o ucaga bindigini gormeden, ucagin havalandigini gormeden icimin rahat etmeyecegi ihtiyar.
istifa etmeyecek teknik traktördür. herkes ertuğrul sağlam kadar delikanlı olamıyor malesef. yavaş yavaş kovulmasını beklemektedir kendisi şu an. hatta maç esnasındaki tipinden lan bu iş çok uzadı ne zaman kovacaklar beni de tazminatı alıp çatır çatır yicem havaları da sezilmektedir.
gideceğim derken, 1 senelik parasını peşin isteyen adam. yani niyeti sadece gitmek değil, parasını alıp gitmek. fener parasını vermezse ne olacak bilinmez. işler iyice karışacak gibi.
gelinen noktada, en büyük pişmanlığı yaşayanın kendisi olduğunu düşündüğüm (4 ayda yerle yeksan bir kariyer), dün geceyi gördükten sonra, gönderildiği taktirde fenerbaçemin yine lorantlı, turhan sofuoğlulu günlere dönececeğini düşündürten zavallı adam. çok mu müthiş bi teknik adamdır? hayır; ama gelecek hiçbir hoca, takımı daha evla bi duruma taşıyamacayaktır; bunun için evvela elde gerekli malzemeler bulunmalıdır.
bi bakalım; bu adam 4 ay evvelinde, iniesta, xavi, sennalı bi orta sahayla çalışmış; vereceği taktiği bi bakışından anlayabilecek zekada ve uygulayacak yetenekte adamlar. şu anda kimlerle çalışmaktadır; selçuk ve maldonado; aldıkları topu direktoman gerideki bi adama, en fazla yana oynayabilen çapta, yani takıma kesinlikle zararı olan adamlar. kaleci konusunda, casillas gibi bi "libero" yla çalışmıştır adam, şu anda elinde volkan diye bi yaratık vardır; bence aragones de "bu adamlar nası futboldan para kazanabilirler" diye düşünmektedir. misal dün, kalede bu yaratık deil de almunia olsaydı, maçı fenerin aynı skorla kazanması gayet olasıydı; fabregasın, edu ve luganonun kabak gibi açtığı defansın arasına, alexinse, daha oyun kurmadan, iğne deliğinden geçirerek atabildiği pasları volkan karşılıyo olsaydı arsenal fark yemişti muhtemelen.
şimdi elde böyle bir malzeme varken nasıl kızılabilir ki adamcağıza, üzülünebilir sadece. çileye bakın; ben izlerken çıldırıyorum sinirden, bu zavallı bi de hocaları. yapacağı tek şey, orta sahaya deniz ve gürhanı (emrenin düzeleceğini bekleyemeyiz), kaleye de babacanı monte edip, ikinci yarıya kapağı atmak; he bi de edu ve luganonun adam gibi top oynamalarını sağlamak; onun için de artık meşhur disiplinini konuştursun.
fenerbahçeden istifa edeceğini söylemiş adamdır. bu akıllı hareket için neden bursa maçını beklemektedir o da merak konusudur. sakın amaç yolabildiği kadar fenerbahçeyi yolmak olmasın?
turk taraftarinin her zamanki gibi tum sucu ustune yiktigi teknik direktor.
ulan sanki kadronuzda robinho, evra falan var da aragones yonetmeyi beceremedi mnskym. orta sahasinda tek ki$ilik dev kadrolar olan dunya yildizlari maldonado ve selcuk'a sahip, defansinda berezilya milli takiminin degi$mez ikilisi edu ve lugano'nun sahibi fenerbahce'de tek suclu aragones.
yemeyin beni $imdi. tamam carlos buyuk adam buyuk topcu, alex'de iyi de, siz o buyuk hatayi aurelio'nun arkasindan su dokerken yaptiniz kocum. sonra da gelin burada aragones'e bok atin. yok oyle yagma.
bu dakikadan sonra, devre arasina kadar olan surec icin yilmaz vural gelse kurtaramaz takimi.
kendisi gitmek istese de, yönetimin güvenoyu vererek kalmasını sağladığı teknik adamdır. üstelik bir de yönetim arsenal maçındaki futboldan memnun kalmış, işte özlediğimiz fenerbahçe!*
"Fenerbahçe yönetimi, farklı yenilgiye rağmen, futboldan memnun kaldı, radikal değişiklik yapmama kararı aldı. Aragonese tam destek veren yöneticiler, ocak ayında yapılacak transferlerle kadroyu da yenileyecek."
kesinlikle gitmesi gerekn bir teknik adam, aslinda bu terim pek uymuyor kendisine bir teknik becerisi yok ki teknik adam diyelim. her ne kadar elinde o kadar sakat oyuncu bile olsa lig sonuncusunu bile zor yenecek, evinde kayseri den 4 yiyecek durumdaysan adama sorarlar "sen nesin?" diye.
elindeki malzeme arsenal e yetmez belki ama kocaeli yi de yedekleri cikarsa yener.
fener'in başında kalması gereken yetenekli, disiplinli, kurt hoca. birkaç ayda fenerbahçelilikten vazgeçen zaten fenerli olamayan zavallıların anlayamayacağı bir şey bu fenerbahçelilik ve futbol. futboldan anlamayan gerzekler zico ilk geldiğinde oynanan kiev şampiyonlar ligi ön eleme maçlarından sonra da ferman düzmüşlerdi zico'ya takımdan ayrılması için. ama adam fenerbahçe tarihindeki en büyük yurtdışı başarıya ulaştı ve ulaştırdı. aragones'de fenerbahçeye şampiyonlar liginde en az yarı final oynatmadan ayrılmamalı ve gönderilmemelidir. zico takımı eldeki oyunculara göre kuruyordu aragones ise sistemini fenerbahçeye adapte etmeye çalışıyor. zico'nun kurabildiği sistemde sağlam defansla az farklı galibiyetler hedefleniyordu. argones ise hem sağlam defans hem de coşkulu hücüm futbolu oynatmak istiyor. yönetimin desteği takdire şayan.
ne kadar az sucu olsa da, gerek yasi, gerek futbolcularla iliskileri, gerekse karizmatik durusu itibariyle yanina; selcuk, deniz, emre, josico, r.carlos'u da alarak kulubu terketmesi gereken isimdir.
gönderilmesi birşey ifade etmeyen teknik direktör.
ne olacak gönderilirse yani? selçuk'la maldonado patrick vieira gibi oynamaya mı başlayacak? emre bir daha sakatlanmayacak mı? colin kazım ergün penbe gibi bir efendilik timsaline mi dönecek? volkan kalesinde her maç panter mi kesilecek? can arat defanstan oyun kurup takımını atağa mı kaldıracak?
hayır hiçbiri olmayacak. aynı tas, aynı hamam kalacak herşey. çünkü baştaki padişah da aynı, mantalite de aynı.
"bu takımın yürüyerek şampiyon olması gerekiyordu."
bu sözler bana ait değil. ismi lazım değil bir şahsa ait. kulübü tarihindeki en büyük başarıya ulaştıran teknik direktörü ligde şampiyon olamadı diye gönderen insana ait bu sözler.
o zaman kimselerin sesi çıkmıyordu. daha iyi bir hoca takımı daha yüksek hedeflere götürecekti insanların aklında. ama işler öyle gelişmedi. takım tekeri patlamış kamyon gibi sağa sola çarpmaya başlayınca da herkes futbolcu kalitesini sorgulamaya başladı.
işte mesele bu arkadaşım. oyuncu kalitesi yetersiz fenerbahçenin. iyi yerli oyuncu sayısı az. alex'e, güiza'ya, semih'e bağlanmakla gelmiyor başarı. senin rakibim dediğin takımlar yedek kulübesine bile kalite adamları koyuyorlar. sen daha sahada tamamlayamıyorsun 11 oyuncuyu. böyle olunca ne yapsın ki teknik direktör?
ha bir de başka bir mevzu var ki gülüyorum okudukça.
"bu takım yedeklerle bile..."
yahu ne diyorsunuz siz? işler bu kadar kolay mı yani futbolda? sen o formayla herkesi yenebileceğini mi sanıyorsun? böyle düşünürsen bu takım kayseriden 4 yiyor işte. futbolda önce haddini bileceksin, rakibine saygı göstereceksin. senin yedeklerle yenmem lazım dediğin takım da armut toplamıyor sahada. onlar da uğraşıyorlar birşeyler yapmak için, hiçbir yeteneği yoksa mücadele ediyor, seni bozmaya çalışıyor.
işin özü budur. aragones değil kim gelirse gelsin bu sonuçlar değişmezdi. ha ben sana söyleyeyim ne olacağını. ligde 7 maçta 9 puan almazdı da 12 puan alırdı. şampiyonlar liginde 1 puan almazdı da 3 puan alırdı. 5-2 yenilmezdi de 2-0 yenilirdi. çok fazla şey değişmezdi neticede. o yüzden aragones'in gitmesi birşey ifade etmiyor.
fenerbahçe için en isabetli teknik direktördür. tamam süper lig zor gelebilir ama alt kümede fenerbahçe açık ara birinci olacaktır onun sayesinde seneye. bu yüzden kalmalıdır.
takimini sahaya 'oyun kurucu' suz nasil cikardigini bir türlü anlayamadigim adam.
biz de biliyoruz fener'in direncli bir orta sahaya ihtiyaci oldugunu ama böyle bir ortamda bile, sen takim olarak orta sahada iki pas yapmasini beceremiyorken nasil oluyor da ileride 2 forvetle takim cikartiyorsun sahaya.
güiza'yi yedege cekip selcuk-maldonado kardeslerin önünde bugün sahada deivid ve onun önünde de semih olsaydi acaba fb'nin skoru mac bittiginde yine 0 (sifir) mi olacakti diye cok merak ediyorum.