Berbat bir bilim kurgu. Sırf görsellik ve scarlet var diye bi filmi yutturamazsın. Görsellik de bişeye benzese. 90'ların atari oyunu gibi. Konuyu iliştirivermişler. Sinemaya gidip de verdiğim paraya nadiren acırım, dev ekranda ve mükemmel ses sisteminin getirisiden ötürü lakin hem parama hem de zamanıma acıdım bu filmde. 2/10
Güzel bir film. Ama hatırlarsanız ki hücrelerinin saniyede milyonlarca kez bölündüğünü söylemişti Lucy ablamız. Ama filmin sonunda tüm hücreleri 1 hücrede birleşti ve Lucy yok oldu. Bu filmde "Beyninin tamamını kullanırsan Tanrı olursun" şeklinde bir şey verilmeye çalışılmış. Ama yine de bilim kurgu sever biri olarak gayet başarılı buldum. Filme notum 9/10. O 1 puanı da uçakta partiküllere bölünme sahnesinden dolayı kırdım. Hayır sahne güzel de bu kadın nasıl yeniden birleşti nasıl iyileşti anlamadım. Neyse bla bla güzel film. Scarlett ablaya da sonsuz sevgiler.
Tipik Luc Besson filmi, aksiyon kafalar beğenebilir ve yaşca genç arkadaşları nirvanaya ulaştırabilir. imdb puanım 5/10. Morgan Freeman'i böyle kof filmlerde görmek bende hayal kırıklığı yaratmadı değil.
herkes yardırmışta alakası yok aga. güzel film izleyin. tavsiye ediyorum.
halen yardırıyorlar efenim. müslümanlar incinebilir. asit alan izlesin o zaman.
--spoiler--
filmin sonunda flash bellek vermiş çoook saçma. ulen 600 yılında allah kitap vermiş. o saçma değil mi. yeni dünyaya göre yeni bir şekil işte.
--spoiler--
darwin amca ile başlayıp yine darwin amca ile son bulan güzide film.
allah diyecek halleri yok ya!
o değilde bir amerikan filminde çok ciddi peugeot raklamı yapılmış. böylesine hiç rastlamamıştım. yeni çıkan 308 modeli. hoş bir araç. bir depo ile 1800 km yapılabiliyormuş. bir rivayet.
konumuz değil geçelim.
başka ilginç bir nokta, bir ara kendimi taxi filmini izliyorum sandım bilmiyorum size de oldu mu.
genel itibariyle farklı bir konuya sahip olan film. hoş.
etiyopya'da bulunan ve ilk insan iskeleti olduğuna inanılan iskeletin adı. zamanında amerika'ya müzede teşhir edilmmesi üzerine gitmişti ve geçen sene etiyopya'ya geri dönmüştü. iskelet, amerika'da iken yüksek teknoloji ile birebire yakın kopyasının yapılıp etiyopya'ya gönderildiği, iskeletin orjinalinin ise hâlâ amerika'da olduğu rivayetler arasındadır.
luc besson'un filmlerinin hemen hepsi** ve bilim-kurgu filmlerinin tümü gibi bu da güzel bir fikri alıp bok edip bırakıyor. bu adam güzel film çekiyor da şu senaryo işi can sıkıyor.
aga her şey iyi de madem bu karı tüm bilgisini sik kadar bir usb'ye sığdıracaktı, koca yeni nesil bilgisayara niye dönüştü? nasılsa kendi bedeni de dahil tüm varlıkların şekillerini falan istediği gibi değiştiremiyor mu? parmağının ucundan usb çıkartsa olmuyor muydu?