akşamın bir vakti çalma listesinde kendisini göstererek insanı cezbedebilen the beatles şarkısıdır.
girişi ile bir artçı şok etkisi başlıyor bünyede. derken birkaç saniye içinde sözler gelmekte gecikmiyor ve sakin sakin "picture yourself in a boat on..." diyerek etki altına almaya devam ediyor insanı. "a girl with kaleidoscope eyes" kısmında adrenalin biraz tırmanıyor ve insan "heh işte patlama noktası" derken gene aynı sakin tempoda devam ediyor şarkı. sonra asıl patlama kısmı daha fazla bekletmiyor dinleyiciyi "lucy in the sky with diamonds, lucy in the sky with diamonds..." sonra gene şarkı aynı durağan temposuna dönerek o uyuşuk ruh haline sokuyor sizi.
türünün örneği olan diğer şarkıların aksine kontrolsüz bir enerji yüklemesi yok, son derece kontrollü ve işin ehli şekilde enerjiyi enjekte ediyor bünyeye. güzel ya, insana nefes aldığına şükür ettirecek kadar hem de...
kimi iddialara göre lsdnin harflerini kullanma amacıyla yazılmış olan; ancak sanılanın aksine oğlunun arkadaşının ** yaptığı bir resimden ilham alınarak yazılan müthiş john lennon parçasıdır.
1974 yılında doğu afrikada etyopyanın hadar bölgesinde bulunan yaklaşık dört milyon yıl yaşındaki 105 cm boyundaki australopithecus afarensis fosilinin isim babasıda denilebilir bu şarkı için. bulunan fosil bir yetişkin bir dişinin fosilidir ve adı lucy olmuştur.
Şarkı favorilerimden, şu an "LSD'NiN KISALTMASI EHEHEHEH" de yapmayacağım. Onun yerine olaya farklı bir açıdan bakmak istedim.
incil'den bir alıntı yapacağım, Ezekiel 28:11-19'da Tanrı direkt olarak Lucifer'a konuşuyor. Bir cümlesinde de "Giysilerin hep güzel taşlarla - yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla - ve altın işlemelerle süslüydü." diyor.
Şimdi "Lucy"nin, "Lucifer"ın kısaltması olduğu söylenir ya.
Yani kesindir demiyorum ama belki de şeytana göndermelerle dolu bir şarkı olabilir.
Şarkının başında, "Picture yourself in a boat on a river, with tangerine trees and marmalede skies..." diye bir cümle geçer. Çevirisine "Hayal et kendini göldeki bir botta, mandalina ağaçları ve marmelat gökyüzüyle..." diyebiliriz üstün körü olarak. Ezekiel'ın yine aynı bölümünden bir alıntı daha yapacağım, "...Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun...Seni tanrının dağından men ettim ve bekçilik yaptığın ateş tarlalarından sürgün ettim..."
Gözünüzde canlandırdığınızda, kızıl renklerden oluşan bir görüntü gelir gözünüzün önüne değil mi? Hani mandalina ağaçları, marmelat gökyüzü, haliyle bunların yansımasıyla kızıl olan göl...Belki de Lucifer'ın sürgün edildiği yere duyduğu özlemden bahsediliyordur.
Daha fazla bağlantı kurmaya çalışmadım ama buraya kadar bile iyi saçmaladığımı düşünüyorum.