kimsenin kimseden para istemediğini düşünürsek, komik olan hede. insanlar sevdiklerine yardım edince, bunun yalvarmak değil sadece gerçek sevgi olduğunu bimeyen bünyeleri de görmemizi de sağlamıştır bu adam. vay be, helal olsun.
galatasaray'dan adam alabilmek için emre'nin, arda'nın arkasından yıllardır yalvaran zavallıları üzmüş transferdir. linderoth daha önce fb'de oynamış herhalde, tartışma kültürenden bahseden birinin öncelikle algılama özrünün bulunmaması gerekir. serhat akın geyiklerine ise gül gül öldük.
üstüne galatasaray forması giymiş birinden haber(!) edinebilen çapsızların, her karşılaştığı ortamda arda'nın peşinden yalvara yalvara gezinen başkanlarını görmelerini dileriz.
tanım: brezilya'dan çakma adam arayan zevatı üzmüş transferdir. geçmiş olsundur...
ayrıca; başkanlarının yaptığı görgüsüzlüğü ve saygısızlığı matah sanan fanatikleri de görmemizi sağlamıştır bu adam. bak nasıl da çalışmaya başladı şimdiden, helal olsun.
tek sosyalleşebildiği ortam sözlük olan boş insanları çileden çıkarmış transferdir. kendileri adam yerine konmak için ona buna laf atar, tek konuşabildikleri konu olan futbol olduğu için ilgi çekmeye çalışırlar. sağda solda kendilerine troll dense bile cahilliklerinden ötürü boş konuşup, ona buna sataşıp sonra mazlum ayağına düşen çok adam var bu sözlükte. nicesini gördük hala da görüyoruz...
galatasaray tv.'deki ilk röpörtajında "galatasaray taraftarları hakkında bilgim var.şu anda stadımızın kapasitesi yaklaşık olarak 25.000. ama sahaya ulaşan sesler tribünde 75.000 taraftarın olduğunu düşündürüyor. 25.000 kişinin bu kadar ses çıkarabildiğini düşününce önümüzdeki sene yeni stadımızda nasıl bir atmosfer oluşabileceğini tahmin dahi edemiyorum." demiştir. yeni aslanımız olmuştur. ayrıca sabri sarıoğlu ve ulubatlı sonunesstan da haberi olması tüm galatasaraylıları sevindirmiştir.
gelmesiyle bazı bünyelere fena gaz yapmış galatasarayımın yeni transferi.
halbuki onlarda haklı bak,semih i gözünü kırpmadan harcayıp yılın transferine ** imza atan akıl dolu yöneticilere sahip onlar.Lucas neill gelmiş neyine adamların.
futbolcuya teklif götürmenin, yalvarmak olduğunu sanan bünyeleri de göstermiştir bu adam. sanırım takımları mehmet topuz'un peşinden koşarken! tranfser etmekle yalvarmayı karıştırdılar. e normaldir.
tanım: galatasaraylılardan çok diğer takım taraftarlarını üzmüş, galatasaray'ın futbolcusu.
kendisi 12 numaralı formayı imza töreninde eski kaptanlarımızdan muzaffer sipahi'nin elinden almıştır. imza töreninde,
"graeme sonuess'ı ve bayrak dikme olayını iyi biliyorum. souness'ın galatasaray için ne kadar önemli olduğunu da biliyorum. ben de belki farklı bir şeyler yaratabilirim. bunun parçası olmaktan memnun olurum."
diyerek şimdiden her şeyin farkında olduğunu, gereken şeyi yapacağını göstermiştir. gelmeden bile sevdik seni, şimdi daha da çok seviyoruz.
kendi ezikliğini "kuduz" muhabbetiyle süsleyen zerzevatı meğerse sevindirmiş transfermiş. hiç kimsenin bir "taraftar kitlesine" ezik dememesine karşın kendi ezikliğini tüm taraftara mal ederek sözde yandaş toplamaya çalışan aklı evvellerin yola geldiğini görmek sevindirici. en azından algı düzeylerinin bir defada olmasa bile 10 defada yerine geldiğini de görmüş olduk.
ona buna saldırdıktan sonra "camiama laf söletmem uleyn" havasına giren bu ergenlerle alenen dalga geçmek de ayrı bir keyif veriyor.
kendine söylenen lafların camiasına edildiği sanrısıyla ağzı köpürenleri görmemizi sağlamış transferdir. kimi kudurtup kimi azdırdığı ortada. afiyet olsun...
kaliteli adamdır ve galatasaray'ın elinde gökhan zan gibi bir topçu -futbolcu demedim bak- varken, safi tecrübesi yeter adamıdır.
ha, sataşmak isteyip ortalığı karıştırma niyetiyle dalış yaparsam da, söylenene göre ali sami yen'in kapasitesini 25.000 biliyormuş. 2.500 fazla söylemiş ama olsun. ayrıca ali sami yen'de 75.000 kişilik ses çıkıyormuş. ingiltere'den gelmeden önce liverpool ve manu'lu bazı futbolculara sormuş olmalı taraftar-ses muhabbetini, onlar da zannediyoruz inönü'yi tarif ettiler bu abimiz yanlış anladı. *
hadi ateşli de, çılgın de falan da lucas abim, deme allasen "75.000 kişilik ses çıkarıyorlar" deyu.
keşke olmasaymış dediğim transfer. bu kadar hazımsızlık bu kadar fanatizm, nasıl bi duruma düştüğünüzü görmüyorsunuz dimi?! haldun'a söylücem yapmasın transfer mnskym bok ettiniz lan her tarafı.
gökhan zan isimli sahaya girmiş yabancı maddeyi düşününce (topçu bile demedim bak), devre arasında alınabilecek, fiyat/kalite denkemi +'lı sonuç veren nadir topçulardandır.
bildiğim kadarıyla türk futbolunun pek de alâkasının olmadığı istikrar olayı için örnek teşkil etmektedir kendisi. bu sezondan önceki iki sezon ligde 30'un üzerinde maça çıkmış ve bu sezonda da takımının aranan futbolcularından biri olmaya devam etmiştir. şahsen eski teknik direktörünün manchester city gibi kaliteli bir takımı 2 0 yenmelerine rağmen maç için "neill'i aradık" tarzında laflar ettiğini öğrenmem transfer haberine daha bir sevinmeme neden olmuştur.
öte yandan taraftar anlayışı dün havaalanından omuzları üzerinde oyuncu karşılayıp daha sonra aynı adamlara "are u player" diye sataşmak olanların, ülkesinin milli kalecisini jipinin içinde dövmek olanların, "bizim sahamız, seyircimiz mükemmel. 30.000 kişiyiz, gelen yabancılar hep lan o stadda tokyo nüfusu kadar adam vardı sanki aq diye övüyor" şeklinde ibarelerle takımlarının dünya futbolu için bi sikim ifade ettiğini zanneden garibanlar için tabi ki sıradan bir futbolcudur.
bütünü göremez bu garipler. sonuçta senin ligine geliyor bu adamlar. sen ağzında salyalarla "yeter demirören yeter" diye zırlayıp sonra takımın yedek manu'yu yenince "beşiktaş'ım oleyy" diye döneklik yapmaya devam et, sen dün roberto carlos'un baldırını yalamak için kendini zor tutup şimdi memleketinde herif gerçekleri saydırırken "ne içten pazarlıklı herifmiş" diye çemkirmeye devam et. güzellikleri görme, 5 sene önce şampiyonlar ligi finalinde ilk 11'De sahaya çıkmış futbolcuların, ispanya ligi gol kralının, fransa liginin altın ayakkabı ödüllü futbolcusunun, 5 adımda tüm sahayı geçebilen hıza sahip yabancıların şu an senin liginde oynadıklarını unut tabi.
neyse...kendisi bir de milli takımının kaptanıdır, öyle işte.
hala yaşı önemseyen insanların futbol konuştuğunun göstergesi olan futbolcu. lan adam 31 yaşında lan 31! daha en az 4 senesi var desek, 4 senede ne kupalar geldi zamanında bu takıma azıcık akıllı olun.
bir stjepan tomas vardı bildin mi? her takımda rahatlıkla işini yapabilecek, futbolu bilen, olması gereken yerde olabilen bir stoper. lucas neill'ın futbolculuğunu en iyi benzetebileceğim örneğin bu kadar yakınımızda bitmesi enteresan, tabi oyununa yaptığım yorumu bağlayacak şekilde. asıl yapmak istdiğimi yapayım ve hıncal'dan öğrendiğim kadarıyla saçmalayayım hazır klavye önümdeyken, bu sempatik avustralyalı hakkında bu kadar muhteşem entry okuduktan sonra saçmalamam çok mu allasen?
galatasaray'ın futbolcu transfer ederken oyuncunun sağlık durumunu yeteri kadar incelemesi konusunda şüphelerim var. çoğu kulüpte bunun spesifik örnekleri sıkça görülmüştür ancak galatasaray'da bir gelenekselleştirme tehlikesi de yok değil. yabancı kontenjanından futbolcu transfer ederken, hele daha yeni transfer ettiği bir stoperden 700 bin sterline vazgeçiliyorken şüphelenmemek mümkün mü? umarız bu şüpheler boştur ve adam sağlıklıdır, sikindirik bir sidik yarışı için kimsenin sakatlığına duacı olacak değiliz elbette, kaldı ki sikindirik olmasın; yine de sağlığına duacıyız.
lakin şu galatasaray'ın ilk yarıda oynadığı ya da oynamaya çalıştığı futbol yapısına bakınca acaba stoper sorunu mu istenilen düzeye çıkılamamasına sebep oldu? yani bu galatasaray'ın o bölgesine 28 yaşındaki popescu'yu koysak acaba istediğimiz sonuca ulaşabilecek miyiz? işte benim sıkıntım tam da burada. popescu'nun üzerine rakibin bir maçta kaç defa gelebildiğini hatırlayalım; galatasaray'ın o dönem ceza sahasına yaklaşan takım sayısını düşünelim. stoperlerinin önde oynamayı bilen, orta saha oyuncularıyla aynı menatalitede oynadığı bir takımda sorun neill olmayacaktır;
sorun ''servet çetin'' dir.
bu buz adam, bu aslan yürek, bu demir parçası, bu xxx large insan galatasaray'ın oynamak istediği düzenin parçası değildir; beğenmediğimiz fernando meira kadar hem de. servet'in oyun yapısı, savunmasını kendi yarı sahasında yapan bir takımın düzenine uygun gibi. memleketimizde kabul gören fayda kırık kolla oynamak, çatlak ayakla mücadele etmek olduğundan savunma kurgusunda ilk aranan her daim servet çetin'dir, işte bu durum da memleketimiz takımlarının makus talihinin bir özeti gibi.
ben bir saylon muzaffer olaraktan galatasaray'ın bu ara transferde orta sahada yapacağı değişikliği defanstan önce düşnmesini beklerdim. arda'nın kewell'ın ve keita'nın göbekte oynayan 2 oyuncunun performansı kadar yarar sağlayabileceğini söylemek için neeskens mi olmak gerekiyor? futbol modeli olarak barcelona'yı ele alalım; elbette abidal ile hakan balta'yı, messi ile arda'yı kıyaslamayacağım. messi'nin allahsal dalışlar yaptığı maçları saymazsak barcelona hangi maçta xavi-iniesta performansının üstünde oldu? tekrar messi'yi tenzih ederek barcelona'nın hangi iki oyuncusu xavi-iniesta kadar kilit iş yapıyor?
sadece bu açıdan bile bakarsak, ayhan'ın, mehmet topal'ın, mustafa sarp'ın, hatta elano'nun galatasaray'a sunacağı hizmetten daha fazlasını, en azından daha kreatifini vaad edecek bir orta saha oyuncusu transferini beklerdim galatasaray'dan, makineyi bir arada tutabilecek bir dişli eklenmesini beklerdim. ''hassiktir lan, 20 milyon euro bulunacak bir de bu parayı getirilecek adam bulunacak'' dediğinizi duyar gibiyim. peki o uefa kupası nasıl geldi sanıyorsunuz? bu kadar yeteneği bir araya toplamışken bir 20 milyon euro makineyi çalışıracaksa ve o makina bir avrupa kupası vaad edecekse neden olmasın lan? neden olmasın mına koyim ya?
lucas neill galatasaray'da oynayabilecek bir stoperdir. alınacak forvet de kuşkusuz bu takımda oynayabilecek bir oyuncu olacaktır. ancak lucas neill ile galatasaray ne daha az gol yiyebilecek, ne de alınacak forvet ile bundan fazlasını atabilecektir. o top göbeği o kadar kolay geçiyorsa yenilen gol yarıya inmez, o topu keita'nın koşu yoluna atamayan, depar halindeki bir oyuncunun her defasında gerisine atan mustafa sarp ile yeni alınan forvet de coşmayacak, malesef.
galatasaray taraftarının yeni popescu ilan ettiği süper(!) yıldız. aynı kitlenin arda denen medya balonunu messi ile kıyaslayıp, emre çolak ı biri penaltıdan biri de bala g*te 2 gol attı diye yıldız ilan ettiğini düşünürsek şaşırmamak lazım.
en kısa zamanda bu balonun da patlaması dileğiyle.
en son 2006'da çok acayip bir şekilde patlattığımız balonun etkisini yalama olan koltuğundan bir kez daha istifa ederek atlatan bir takımın taraftarlarının balon diye nitelendirdiği adam.