Yurt gazetesi yazarı Lube Ayar'ın 13 martta ünal aysal'a hitaben yazmış olduğu köşe yazısıdır.
--spoiler--
Takımının Fenerbahçeyi 11 yıldır Kadıköye yenememesini değerlendirirken, Bu bir gelenek değil. Tesadüfler var. Futbolda her netice biraz da tesadüftür diyen Galatasaray Başkanı Ünal Aysal için yazıyorum bu yazıyı
Şöyle ki;
Savcı Zekeriya Öz, 17 Şubatta Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkında örgütsel ilişkilerinin tespiti ve ortaya çıkarılması talebiyle soruşturma başlatır. Sözde polis Olgun Pekeri dinlerken önce Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener ağa takılmıştır. Sonra da Özgenerle konuşan Aziz Yıldırım! Tesadüfen yani! Ki o tapelerde Yıldırımın çete üyesi olduğunu düşündürtecek hiçbir şey yoktur! Olsun Mevzubahis operasyonsa gerisi teferruat nasılsa!
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, 7 Martta Galatasaraylılığı ile bilinen savcı Zekeriya Özü kulübe üye yapar. Tesadüf bu ya; Özün yanı sıra TFF ikinci Başkanı Lütfi Arıboğanın eşi Prof. Deniz Ülke Arıboğan da kongre üyesi olur.
TFF Başkanı Mahmut Özgener, 9 Mart 2011 akşamı saat 08.42de duştan çıktığında cep telefonunun çaldığını görür. Arayan Sporsnet Reklam Ajansının Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülümdür. Galatasaray Voleybol Takımının sekiz yıl kaptanlığını yapan, eski TVF Başkanı Gülüm, altını çizmek istediği birkaç konu hatta uyarı olduğunu söyler ve ekler; Şu süreçte sen de, Levent de (Kızıl), özellikle Lütfi de (Arıboğan), mümkün olduğu kadar uzak durun bu Azizden (Yıldırım). Bunlar anormal kritik ve hassas konular der. Özgener, bu uyarıyı daha önce de almış gibidir. Yıldırımla o gün yaptığı görüşmede ne kadar temkinli davrandığını şöyle aktarır: Haber yolladım. federasyonda değil, dışarıda, rahat olabileceğimiz bir yerde buluşuruz bulaşacaksak
Fakat Gülüm bundan da tatmin olmaz, Abi buluşma ya der. Özgener, Baba, bazı konuları telefonda konuşmak istemiyorum. Yani ben çok temkinliyim, sen merak etme. Sabahtan benim aklımda o, sen şey yapma. Gülüm, Çok kritik bir konu yani, o yüzden ne olur bunu böyle şey yap diyerek uyarısını tekrarlar. ingilizce konuşmaya başlayan Özgener, Yıldırımla görüşmeye giderken şoförünü bile yanına almadığını belirterek, Baba yani o kadarını biliyoruz der.
Telefon kiminle konuşursa konuşsun Fenerbahçe lehine sahada hiçbir şey yapılmadığını söyleyen ve Trabzonspor yöneticilerinden şikayetini dile getiren Özgener, 14 Haziranda kimsenin anlam veremediği bir açıklama yaparak görevi bırakır.
Basın toplantısından bir gün önce yine Ahmet Gülümle konuşur Özgener. Basın açıklamalarını bizzat hazırladığı anlaşılan Gülümle son düzeltmeleri yaparlar. Özgener, Üstüne alınır mı buradan? diye sorar. Gülüm, Ee hegemonya kurma, bilmem ne direk onu Herkes ateşlenecek yani. Abi bence konuşmanın çoğu Azize yani. Üstüne alınmaz mı, deli misin? der. Özgener bu kez, Cevap verir mi sence? diye sorar. Gülüm, Yok veremez o kadar ortaya atılmış bir şeye der ve patlatır kahkahayı!
Operasyonun bazı Galatasaraylılar tarafından önceden bilinmesi tesadüf olsa gerek! Yıldırımla ilgili abuk sabuk bir açıklama yapan Özgenerin tereyağından sıyrılan kıl gibi dosyanın dışında kalması da!
Galatasaraylı bazı meslektaşlarımın, Lube, twitterda falan Aziz Yıldırımın bu kadar adını anma, yarın bir gün hakkında bir şey çıkar, mahcup olursun dediği günlerdir bunlar Tesadüf elbette!
Sonrasında 3 Temmuz operasyonu başlar. Rasim Ozan Kütahyalı, Mehmet Baransu, Serhat Ulueren ve Mehmet Ali Birand, televizyon programlarında Fenerbahçe için darağacı kurarlar! Fatih Altaylı, Aziz Yıldırımın gözaltında çekilen fotoğrafını poster yapar gazetesinde Hepsinin Galatasaraylı olması, tesadüften başka neyle açıklanabilir?
iki Galatasaraylı, Lütfi Arıboğan ve ilhan Helvacı, ortada iddianame bile yokken Pierre Cornuyu yanıltarak, Fenerbahçenin CL hakkını gasp edilmesine yol açar. Galatasaray Yöneticisi Adnan Öztürk, kozmik odadaki gizli belgeleri Fransızcaya çevirtip UEFAya göndermekle meşguldür. Tesadüf desen başın ağrımaz!
Yedi ay tutuklu kalan Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu hakim karşısına çıktığında, Bu iddianamenin fikir babası Prof. Dr. Süheyl Donaydır. Eskiden de spor hukukundan anlamazdı. Transfer şikesi kavramı sadece onun kitabında geçer. Böyle bir suç, ne UEFA, ne FiFA, ne TFF içtihatlarında yok. Ama Donayın kitabındaki bir paragraf iddianamede aynen kullanılmış. Ve ben olmayan bir suç yüzünden yedi aydır tutukluyum der.
Donay, 2006da Galatasarayın kasasından buharlaşan 1 milyon dolar meselesinde de karşımıza çıkar. Kulüp, Songa verdiğini iddia ettiği parayı faturalandırmayınca Donay, Makbuz alma yükümlülüğü futbolcuya aittir dediği o efsanevi bilimsel mütalaasını hazırlar. Donayın Galatasaraylı olması tesadüfün iğne deliğinden bile geçer!
Galatasarayın UEFA Kupasını kazandığı yıllarda perçinlediği okyanus ötesi ilişkileri Nikah şahitliğini Fethullah Gülenin yaptığı eski Galatasaraylı AKP milletvekili Hakan Şükürün mahkemenin tahliye taleplerine ilişkin kararı beklenirken, Samanyolu Haberde Şamil Tayyarın saçmalıklarına yağ çekmesi ilahi tesadüf kapsamına bile girer!
Bunca Galatasaraylı operasyonun etrafında dolanırken, ihale Fenerli başbakan, Fenerli federasyon başkanı, Fenerli savcı sloganıyla yürütülür. Benim en sevdiğim tesadüf bu işte!