bu savın arkasında bir tek cumhuriyet ve demokrasi düşmanlığı var. ötesi yok! türkiye cumhuriyeti'ne düşman olan, demokrasiyi içine sindiremeyen o.ç. larının bok yemesi başka bişey değil.
hay lozan kadar kafanıza taş düşşün emi.
sorsan bunlara tarihin hiç bir zerresini bilmezler kalkıp lozanı eleştiriyorlar.. eleştirmek için tarih bilginin olması lazım öyle kafadan boş atıp dolu sallamakla olmuyor bu işler allahın zır cahilleri.
lozan bir barış anlaşmasıdır eğer her şeyi türkiye alsaydı bu barış anlaşması imzalanmazdı diğer ülkelerle uzlaşamazdı ve o günün şartları bunu gerektiyordu.. sen kim köpeksin de o günün şartlarını bugünün kafası ile değerlendiriyorsun.
madem eski defterleri karıştırmak istiyorsunuz o zaman osmanlının sattığı toprakları yaptığı pislikleri konuşalım biraz olmaz mı.. açtırmayın ağzımı şimdi.. serv seviciler sizi..
bir zafer anlaşmasıdır.. ve iyi ki imzalanmış bir zafer anlaşmasıdır.
-kendi ülkemizde madenlerimizi çıkaramıyorsak.
-antlaşma sonucunda musul, kerkük, selanik, batum ve adaları kaybettiysek.
-boğazlardan geçen gemilerden tek kuruş para alamıyorsak.
-ayasofya'da namaz kılamıyorsak.
Öncelikle ismet paşa'nın gitme nedeni; Atatürk, sikik siyasal islamcılar çıkıp hükumet devrilmesin diyedir.
2. si ise adalar uşi anlaşması ile 1912 de kaybedildi ulan sizin tarih hocanız (Kadir mısırlıoğlu) da mı anlatmadı. Ulan siz sikik misiniz ? Açın versay'ı bakın, lozan'la bir kıyaslayın. Sizin oy ehliyetinizi sikeyim ben.
edit: ben imla hatası yapmışım, peki ya babalarınız ?
ne zafer nede hezimettir kanımca. daha iyisi yapılabilirdi. daha basiretli insanlar o masaya oturtulsaydı -basiretten kastım diplomasiden daha iyi anlayan kişilerdir- musuldan kerkükten boğazlardan ve batı trakyadan bu kadar çabuk vazgeçmezdi. bugün lozanda bırakılan her toprağın her tavizin acısını çekiyoruz.
boğazlar bırakılmasa şuan istanbul boğazı dünyanın en işlek ticaret boğazıdır. bu boğazlardan vergi alınabildiği taktirde yıllık ekstra 20 milyar dolara yakın bir kaynağa kavuşmuş olurduk. bu kaynak bizim cari açığımızı kapatır üstüne fazla verdirirdi.
başka bir konu ise musul-kerkük-halep üçgenidir. bu topraklar hem yeraltı kaynakları bakımından hemde nüfus bakımından zamanında bizim üstünlüğümüzdeydi. ingiltere bize sus payı olarak petrol gelirlerinin %10 unu vermişti fakat ileri görüş açısından sıfır noktasına yaklaşan chp zihniyeti inkılap yapacağız para lazım diyerek bu haktan 500 bin sterlin karşılığında vazgeçmiştir. buraya not düşeyim ingilizler yunanlılara bize karşı savaşsınlar diye tam 13 milyon sterlin vermişlerdir. silah ve diğer yardımlar cabası. bu paranın ne kadar az olduğunu oradan ölçün.
batı trakya problemi herkesin bildiği bir problem. hala oradaki vatandaşlarımız 5. sınıf muamele görürler. asimile politikalarına maruz bırakılmışlardır.
en büyük sorunlardan birisi ise adalar ve yunanistanla kıta sahanlığı sorunu. sınırın neredeyse 0 noktasına kadar savaş uçaklarını yanaştırabiliyorlar fakat biz o adalar bu kadar yakın diye o uçakları indiremiyoruz.
batumdaki yeraltı kaynakları da hepimizin malumu...
ilber ortaylı'nın da dediği gibi uzlaşıdır. ne zafer ne de hezimettir. masaya oturulan ülkeler 1. dünya savaşını kazanmış ülkelerdi. adaları alamamak her halükarda koyar ama şu anki sınırlara şükretmek gerekir. türkiye sikerim yapacağınız anlaşmayı deyip tekrar savaşa giremezdi. ama ben hala neden atatürk değil de ismet inönü'nün gittiğini anlamıyorum.
artık yormaya başladı bu tip şeyler. devamlı tarihle bir hesaplaşma ama daha da önemlisi "oyalanma" üzerine yalandan bir hesaplaşma var sanki memlekette. bakın bunu, tüm samimiyetimle söylüyorum, akpci, muhalif, reisçi, ülkücü, liberal falan ağızdan söylemiyorum. geleceğinden kaygı duyan biri olarak, kıt aklımla söylüyorum.
biri yavuz der, bi taraf methiyeler düzer, bi taraf alevileri katletti der.
bi abdülhamit atılır ortaya. kimi meclise fotoğrafını asar, ötekiler ona söver.
şimdi de lozan. yok gizli maddeler, yok efendim ne gizli maddeleri.
aklımız bulana bulana, kavga döğüş... ikiye bölünür birbirimizle kapışırız.
tekrar edeyim kıt aklımla yazıyorum bunları. açıkçası, hem memleket hem de civarımız yangın yeriyken, çok samimi söylüyorum umrumda değil.
lozan barış ya da hezimet. umrumda değil. ne umrumda biliyor musun? 2023ü geçtim, biz memleket olarak yarına hazır mıyız?
yav hoca, hezimet olsa ne zafer olsa ne? biz yarına memleket olarak hazır mıyız? bence yavuzu, abdülhamiti, inönüyü şimdilik bi kenara bırakalım. nefeslendiğimiz an bilimsel argümanlarla toplumsal bir mutabakata varırız. yarın bizi ne bekliyor? enerjimizi bunlara harcamayalım derim kıt aklımla.
Lozan bilindigi gibi türk tarihinin en şaibeli antlaşmasıdır. Biz buna hezimet veya zafer diyemeyiz. Eğer ki yazarın bahsettiği gibi petrolün yüzde yetmişi bizde olsaydı ikinci dünya savaşı kesin olarak türkiye ye sıçrayacak lozanda gitmeyen kaynaklar bu sefer gidecekti. Çünkü amerika savaştan sonra dünya altın rezervinin hemen hemen hepsini elinde bulunduruyordu. Bundan sonra ise petrole göz dikmişti. Kısacası lozan bir nevi türk halkının ikinci bir savaşa girmesini engellemiştir.
Efenim bu konuda mustafa Armağan'in sapitmadan evvel yazdığı çok bilgilendirici bir kitabi var, korku duvarlarını yıkmak diye. Sayet okursaniz zafer olmadığına kesinlikle emin olabilirsiniz. Yalniz kitapta lozan i imzalayanlara yonelik dusmanca hicbir tavir yok sadece belgeler ortaya konmuş. Okuyun zaten kendiniz yapilanlara çıldıracaksiniz.
Yazarın da derdi lozan rezalet demek degil zaten, o şartlarda bu kadarini yapabilmis olabilirsiniz ama ne demeye lozan'i bu millete muhtesem bi başarı gibi sunuyorsunuz diye sormak istemiş.
Mesela bu kitabi tee aylar evvel kemaliz egilimleri olan biricik sevgilime tavsiye ettim ama kendisi okumak yerine buralarda "erdogan bizi hep tahrik ediyi!!1" diye kizmayi tercih ediyor. Serseriii.