lozan antlaşmasına zafer değil diyen ülke başkanı

entry25 galeri2 video1
    1.
  1. 2023 de foyasi meydana cikacak olan sahistir. Milleti iyi uyuttu 2023 de bor zengini olacaz petrole doyacaz lozan sartlari bitiyor diye 2012 kiyamet koparicilari gibi 2023 de bir cacik olmayinca gorecegiz allah omur verirse.
    35 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. 4.
  5. Beğenmiyorsanız gidin gülüm. Bakın güzel suriye toprakları gidin savaşın sonra yerleşin koçum topunuzu sikerim yoksa.

    itiraf edin 2010'un feto yalayıcıları, x kişisi Allah'ın tezahürü mü değil mi ? Atatürk neyse Fatih eşittir benim için, ama sizin taptığınız uzun Allah mı değil mi bana onu söyle itiraf et gülüm.

    Edit: ilk paragraf ikinci cümlede selam çaktığım yazarın entryisini sildiğini belirtmek zorundayım, fkçy mal mı dememeniz için.
    6 ...
  6. 5.
  7. lozan mecburi yapilan anlasmadir sevri kabul etmis yikilmis bir imparatorluk ve iki ayri yonetim vardi lozan yapilmasaydi bu gun turkiye icinde en az 5 ayri devlet vardi. gunumuz turkiyesinde dahi bu orduya ragmen sinirin 2 km otesine mudehale edemeyen hukumet dunya savasi ve kurtulus savasindan cikip devlet kurmus o zamanki lozani imzalayanlari elestiriyor.
    4 ...
  8. 6.
  9. 7.
  10. evet evet lozani imzalayanlarda bizi kandirmis butun suc onlarin bugun geldigimiz durumun sebebi de lozani imzalayanlar artik sucu gecmisimizde ariyoruz ulan ne ahmak insanlariz gecmise takilip yasamaya calisiyoruz bize gecmisimizi anlatma bize gelecegimizi anlat bu millet artik huzur istiyor cocuklarina duzgun bir gelecek istiyor devletin bekasini istiyor.
    2 ...
  11. 8.
  12. ege adalarını Osmanlı kaybetti lozan da değil bu adamın tarih hocası kim.
    3 ...
  13. 9.
  14. ortada bir başkan göremiyorum, cumhurbaşkanı olmasın o? malum ülkenin rejimi cumhuriyet.
    3 ...
  15. 10.
  16. gündem değiştirme çabasıdır. demek ki çok önemli bir olay gözden kaçırılmak isteniyor.
    5 ...
  17. 11.
  18. Sevr isteyenlerin ülkeyi işgal ettiğinin belgesidir.
    0 ...
  19. 12.
  20. 13.
  21. büyüklük yolunda sadece küçük bir zaferdir.
    evet. Ama zafer olduğu kesindir.
    2 ...
  22. 14.
  23. Döviz kurları yükselirken ve Ohal uzatılırken gündemi değiştirme çabasıdır.

    Son yıllarda kaybettiğimiz Yunan adaları bulunduğu doğru bir haberdir.

    Ne söylenirse söylensin gerçekler; Serv'i Osmanlı Padişahı (ve Halife olan) Vahdeddin (6. Mehmet) imzalamıştır. Bugün sahip olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının üçte ikisini de teslim etmişti. Söz konusu olan "Dayadıkları Serv'i" buraya dayamışlardı. Bu da Osmanlı topraklarını ele geçirmelerinin yasal dayanağıydı.

    Atatürk ve Silah arkadaşları misak-ı milli sınırlarını ilan etmiştir. Ve Türkiye'yi kurmuşlardır. Lozan antlaşması Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi olarak tanınmasıdır. Lozan'da kapitülasyonlar kaldırılmıştır ki bu büyük başarıdır.
    Toprak kaybetmeyi önemsemeyen lider kadrosu geçen yüzyılda yaşamamaktaydı. Yoksa Hatay'ın Türkiye'ye katılmasına bu kadar çabalamazlar, oradaki türbeler, eserleri bir gece yarısı operasyonu ile alır komşu şehre kaçırırlardı!!!
    1 ...
  24. 15.
  25. Ya yunanli yada ingilizdir olay bu kadar basit.
    4 ...
  26. 16.
  27. tarihi kadir mısıroğlu'ndan öğrenince böyle oluyor.
    1 ...
  28. 17.
  29. 17.
  30. 18.
  31. 19.
  32. "1920'de Sevr'i gösterdiler, 1923'de bizi Lozan'a ikna ettiler. Ege'de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da Yunan'a verdik. Zafer mi bu?"

    milli eğitim bakanlığı imam-hatip liselerinin müfredatını gözden geçirmeli.
    0 ...
  33. 20.
  34. Bence bunu bir okusun.
    BiLiYOR MUSUNUZ?
    “1923' te Türkiye'de;
    Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
    40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
    Traktör sıfırdı, karasaban’dı.
    5 bin köyde sığır vebası vardı.
    Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.
    iki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu,
    Bebek ölüm oranı yüzde 48’di, yani her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
    Memlekette sadece 337 doktor vardı.
    Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8’i Türk’tü.
    Diş hekimi, sıfırdı.
    Dört hemşire vardı.
    40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
    Ortalama ömür 40’tı.
    Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bin. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu.
    Kiremit bile ithaldi. Adı; Marsilya kiremidiydi.
    Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
    Toplam sermayenin sadece yüzde 15’i Türk’tü.
    Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri…
    Elektrik sadece istanbul, izmir ve Tarsus’ta vardı.
    Otomobil sayısı bin 490’dı.
    Sadece dört şehirde özel otomobil vardı.
    Veremle boğuşan halk, ahırda yatarken…
    Bugün bazılarının yere göğe sığdıramadığı Abdülhamid’in 16 tane eşi vardı: Nazikeda, Safinaz, Dilpesent, Peyveste, Nazlıyar, Bidar, Mezide, Emsalinur Hanım... 16 tane… Yaş itibariyle, tamamı çocuktu.
    Abdülmecid’in 22 eşi vardı. Ahali ineğine verecek saman bulamazken, o sarayında iki futbol takımı kadar kadınla yatıyordu.
    Kadın, insan değildi.
    Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.
    Arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.
    Kimisi alaturka saat’i kullanıyor, güneşin battığı anı 12:00 kabul ediyordu.
    Kimisi zevali saat’i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12:00 kabul ediyordu.
    Kimisi güneş batarken grubi saat’i esas alıyordu,
    Kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat’i esas alıyordu.
    “Saat kaç birader?” diye sorduğunda, her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.,
    Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi Rumi takvim kullanıyordu. Kimisinin Şubat’ı kimisinin Aralık’ına denk geliyordu. Herkes aynı zaman dilimindeydi, ama farklı aylarda yaşıyordu!
    Dirhem, okka, çeki vardı. Arşın, kulaç, fersah vardı. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz… Ölçülerimiz ortaçağ’dı.
    Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
    Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
    Toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
    Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi. Ülke bilim’den çoook uzaktı.
    600 sene boyunca Türkçenin ırzına geçilmiş, Osmanlıca denilmişti. Arapça, Farsça, Fransızca, italyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti. Karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan Arapçayla Türkçe yazmaya çalışıyorlardı.
    “Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik” deniyor ya…
    ibrahim Müteferrika’dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? Sadece 417’ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteteferrika da devşirmeydi, Macar’dı.
    Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, 5 milyar adet satılmıştı.
    Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: “istanbul’da bir yılda yazılanlar, Paris’te bir günde yazılanlardan azdır!”
    Ve neymiş efendim, mezar taşı okuyacakmış…
    Sen önce iki tane kitap oku da, dünyadan haberin olsun biraz!.”

    (Alıntıdır)

    Onur Öztarhan
    1 ...
  35. 21.
  36. ingiliz ülke başkanı olması muhtemeldir.
    5 ...
  37. 22.
  38. YUNANiSTAN BAŞBAKANIDIR HERALDE.
    1 ...
  39. 23.
  40. Çok enteresandır despotluğu döneminde imparatorluğun üçte birini kaybetmiş, akif'in bile 'gölgesinden korkan ödlek' diye nitelendirdiği, ilim ve fene 33 ışın yılı uzakta bi herifi büyük hakan olarak yutturmaya çalışır ve taşra çomarlarına bunu yedirir de.
    2 ...
  41. 24.
  42. Başkanlık sisteminin bilinclere kazindığını gösteren başlıktir. Kendimize gelelim sayın sözlük. Söz konusu kişi cumhurbaşkanı
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük