Toprak meselelerinin hepsi halledildi. Bu meselelerde kendi zararımıza ve müttefiklerin lehine kararlar aldık.
Ekalliyetler (azınlıklar) meselesini müttefiklerin dilediği gibi hallettik.
Kaynak: Ali Naci Karacan, Lozan Konferansı ve ismet Paşa, 1943, s. 211-21
ismet inönü kendisi kabul ediyor hezimet olduğunu siz hala kabullenemediniz.
istanbulu fatih, katolik ortodox çekişmesinden faydalanarak almıştır. 1. dünya savaşı sonunda ise büyük devletlerden birine verilmesi dengeleri bozacağı için türkiye de kalmasına konsensus ile karar verilmiştir. ingilizlerde kalsa rusya dahil kimse kabul etmezdi. yunanistana verilse batı kabul etmezdi. yunanitan ve rusya ortodox idi. rusya etkisine girebilirdi. biz zaten kavalalı mehmet ali paşa ayaklanmasından beri dünya dengeleri sayesinde ayaktayız.
Hiç düşündünüz mü, madem Kurtuluş Savaşı'nda sadece Yunanla savaştık, o halde Mudanya Ateşkesi'ni neden ingilizle Fransızla italyanla yaptık? Tam olarak kurtulduğumuz neydi? 1922'de ordularımız izmir'i alınca vakit kaybetmeden istanbul'a yöneldik. Malum istanbul ingilizlerin elinde. Bütün ordu izmit'e yığıldı ve harekat için gün sayıldı derken ateşkes önerdiler. Lozan görüşmeleri başladı. Ordumuz izmit'te beklerken, Lozan süreci 8 ay sürdü. iyi ama niye? Hangi konuda anlaşamıyorduk? Musul mu? Hayır. Musul 1 ay konuşup geçildi. Lozan'ın 8 ay sürmesinin 3 sebebi vardı ...
1- Yüzyıllarca padişahlar ''kapitülasyon'' adı altında yabancılara öyle imtiyazlar verdi ki gün geldi tepemize çıktılar. Bankalar, işletmeler, limanlar vs onlarındı. Ordumuz Voynuklar, Martolozlar, Cerahorlar ismiyle Hristiyan askerlerle doluydu. Gün geldi Almanlar yönetti. Paralarımızın üzerine Fransızca, Ermenice, Yunanca ibareler kondu. Devlet dairelerinde onların bayrakları dalgalanıyordu. Faturalardan istasyon isimlerine her şey onların dilindeydi. Aynı bugün Suriyelilere tanınan vergi, askerlik gibi ayrıcalıklar o kadar artmıştı ki bir yabancı suç işlediğinde Osmanlı zabiti onu tutuklayamıyor, kendi konsolosu gelip ilgileniyordu. işte bu rezil düzenin yani kapitülasyonların Lozan'da kaldırılması için ısrar ettik. 8 ay buna direttiler ve sonunda kabul ettiler.
2- Bilindiği üzere Osmanlı ekonomisi çökünce Duyun-u Umumiye kurulmuş ve yabancılar Osmanlı maliyesine el koymuştu. Yabancıların bu egemenliği bitecek dedik. Yani Türkiye'nin ekonomisi bağımsızdır dedik! 8 ay direttiler ve sonunda kabul ettiler.
3- Gayrimüslim ile Müslümanın anlaşmazlığı bile çözülemiyordu çünkü Osmanlı mahkemelerini tanımıyorlardı. Lozan görüşmelerinde ''idari, adli, hukuki bağımsızlığımızı tanıyacaksınız.'' dedik. Yani Türkiye egemen olacaksa o halde bir yabancı suç işlediğinde Türk mahkemesinde yargılanacak! dedik. 8 ay Türk yargısını tanımak istemediler ama sonunda kabul ettirdik!
Yani Lozan'da Türkler, yüzyıllarca yabancılar tarafından tanınmayan Türk hukukunu ve egemenliğini yabancılara tanıttılar. Lozan imzalandığı gün, imtiyazlı olan bütün yabancılar, evlerinden, dükkanlarından, idari kurumlardan yabancı bayraklarını kaldırdılar. Yabancı gazeteler, ''Türk Zaferi'' diye başlıklar attılar. Hükümeti düşen ingiltere eski Başbakanı Lloyd George, Lozan Anlaşması'nın ingiltere için bir hezimet olduğunu açıkladı.
işte Lozan budur. Unutmayın, Kurtuluş Savaşı'mız sonunda ingiliz hükümeti düştü, Yunanistan'da ihtilal oldu, Yunan bakanlar Altılar Davası'nda kurşuna dizildi, kral sürgün edildi, Mısır'daki milliyetçileri ayaklandı, Hindistan'daki direniş sertleşti, ingiltere ve Fransa ilişkileri kopma noktasına geldi ve Türkiye'nin yeni sınırlarını tüm dünya onayladı.
şerefsiz ve haysiyetsiz ismini unutan boncuk ve saz arkadaşlarını toplayan başlık.
insanın ne kadar cahil olduğunu bilmemesi kadar kötü bir şey yok. ne kadar namussuz ve ne kadar ahlaksızsınız.
sevr de bir anlaşma lozan da... yeteri kadar ingiliz çükü ememediniz diye nedir bu cehaletinizden 90 senedir çektiğimiz yahu?
götünü yaladığı arapların ingilizlerle bir olup osmanlıya baş kaldırdığını, masaya oturduğumuzda zaten musul ve kerkük'ün osmanlı toprağı olmadığını anlamıyor kardeşim. anlamıyor. arapların kendisinden nefret ettiğini kavrayamıyor içimizdeki bedeviler.
bir zamanlar osmanlı'ya ait bir yer diye talep edebilecek konumda olduğumuzu zannediyor cahiller. bir zamanlar atina da osmanlı toprağıydı, ne yapalım gidip kapılarına dayanıp isteyelim mi? ulan heriflerden boğazları, istanbul'u zor aldık. ama adam anlamıyor.
savaş sona erdiğinde mızrağının ucu neredeyse orası senindir. "bir zamanlar burası benimdi" diye iş yapılmaz. adamı madara ederler.
ama anlamıyor şeyhinin gözdesi. anlamıyor. küçüklükten beri tüm sülalesi badelendiğinden başkasını kafası almıyor.
savaşdan galip çıkmamıza karşın hezimete uğradığımız anntlaşma
-adaları teslim ettik
-osmanlıdan kalan borçlarımızı ödediğimiz( savaşda ülkemize verilen zarardan dolayı borçlardan mahsup edilebilirdi) oysa borçarın ödenmesine karar verildi ve akabinden en son borcumuzu turgut özal zamanda ödenip kapandı. kemalistler bu borlçarın osmanlıdan kopan ülkelere paylaştırıldı için bunu artı olarak görüyor ama borcun çoğunu yine biz ödedik.
-Lozan Boğazlar Sözleşmesi üç ilkeye dayanıyordu.
1. Boğazların askersiz hale getirilmesi
2. Boğazlarda gemilerin geçişi kontrol etmek ve bu geçişleri Milletler Cemiyeti’ne bilgi vermekle yetkili bir Boğazlar Komisyonu’nun kurulması,
3. Askeri bakımdan Türkiye için tehlike teşkil edecek bir duruma engel olmak üzere, Milletler Cemiyeti’nin, özellikle ingiltere, Fransa, italya ve Japonya’nın garantisi sağlanması,
4. ırak kerkük mısır süleymaniye toprakları üzerindeki hakimiyitemizi kaybettik ve ingiltere bu antlaşma sonucunda bölgede hakim duruma geldi. şeyh sait isyanı ile de bu topraklar verildi.
- hatay göz göre göre fransaya bırakıldı.
_ kıbrıstaki egemenlik hakkımızı kaybettik ve bu bölge bütünüyle rumlara yani yunanlara bırakıldı.
- en önemlisi ise ingilizlere hilafeti kaldırılma sözü verildi. ingiltere de islam dünyasının tekrardan bir araya gelememisden istifade edip musul kerkükü topraklarına bağladı.
ama kemalistlere sorsan diplomasiyle masada kazandığımız bir antlaşma. işte bir kemaliste lozanın aslında hezimet olduğunu anlatmak deveye hendek atlatmakdan daha zor bir olaydır. neyse boşverin bunu verin izmir marşını atam perişanız atammmmm.
savaşdan galip çıkmamıza karşın musul ve kerküğü alamadığımız ve 1926 sonrası çıkan şeyh sait isyanı neticesinde toprak kaybı yaşadığımız antlaşma. ama o dönem ki kemalistlere sorsan onlar araplar için yobaz gerici derler ve o toprakları önemsemezler. şimdi o topraklara sahip kişiler dünyanın en zenginleri arasında gösteriliyor. petrol kaybımız kabataslak tam tamına 9 trilyon dolar. bu şu an ki türkiyenin 15 senedeki gsyh sine eşit. olsun ya ver izmir marşını.
epeyce bilgi eksikliği/kafa karışıklığı olduğu anlaşılan bir konu. hal böyle olunca meydanı boş bulan dedikoduyla, şehir efsanesiyle yorum yapıp duruyor maalesef.
imparatorluk ki başkenti işgal altında
padişah bile pasaportsuz çıkamaz pera'ya
300 yıldır kafasına vurula vurula
aldık elimize o kocaman elleri
ta uşi anlaşmasıyla verdik adaları
ümmet halifesi verdi zaten kıbrısı
cahil çomar kabartır duru yalanı
aldık elimize o kocaman elleri
dünya harbinde kaybetmişiz musul'u yeni değil ki
sorsan niye bıraktın der koduğumun beygiri
didişe didişe ancak kazandı misak ı milli
aldık elimize o kocaman elleri
madem ümmet halifesisin neden ingilize kaçarsın
karını kızını ingiliz subaylara bırakırsın
ama sorsan hansın sultansın falan filansın
aldık elimize o kocaman elleri.
lozan olması yoktuk hiçbirimiz
anlayın artık ne kadar gerzeksiniz
cahil hain ve tıynetsizsiniz
girsin size o kocaman elleri.
zafer değildir. lozan'ı imzalamasaydık işgal devam edecekti. lozan işgal kuvvetlerine boyun eğmektir,
dönemin şartları bunu gerektirdi “çaremiz yoktu mecburduk" demek yerine "zafer" diye sunmak neden?
kardeşim biz italya'yı mağlup etmedik mi?
savaşta kazanan taraf değilmiydik?
1912'deki antlaşmada kaybettiğimiz adaları, 1923'deki antlaşmada, niye geri alamadık?
lozan zafer falan değil.
asla bir cahille tartışılmaması gereken antlaşmadır. siz ne anlatırsanız anlatınlatın, sağdan soldan duyduğu ezber bilgilerle savunma yapmaya çalışacaktır.
cumhurbaşkanı erdoğan 10 ay içinde iki farklı lozan mesajı verdi,
musul ve kerkük ise birleşmiş milletlerin kararına bırakıldı. abd, ingiltere ve fransa' nın baskısıyla oylamayı kaybettik.
bu antlaşmanın en önemli maddelerinden biri, yüz yıllar boyu osmanlı' nın başına bela olan kapitülasyonların kaldırılmasıdır.
cahil birine lozan' ı anlatmak bir güvercinle satranç oynamak gibidir. Siz ne kadar iyi oynarsanız oynayın oyun bittiğinde güvercin taşları yıkacak, satranç tahtasına sıçacak ve odada zafer edasıyla göğsünü kabartarak gezecektir.
biz bu sözlükte bugün bu entryleri yazıp, bu başlıkları açabiliyorsak, şu ülkede istanbul'undan ankara'sına, izmir'inden kars'ına, sinop'undan mersin'ine kadar gidebiliyorsak bu anlaşma sayesinde.
bazılarının iddası var işte 100 yıl sonra bu antlaşma sona erecek diye, kardeşim sen bundan 20 yıl önce bu lafını ediyor muydun? yada 15 hatta 10 yıl önce böyle bir laf ediyor muydun? yok. bu kadar basit. yoksa ismet inönü öyle bir antlaşmaya imza atmaz, atatürk "türkiye cumhuriyeti ebediyete kadar yaşayacaktır." demez.
bu antlaşma için kendini düşmana atmış olan askerleri, komutanları, halkı rahmetle anıyorum.
