Saygın ve varlıklı bir aileden gelen Oliver Barrett IV (Ryan O'Neal), aile geleneğini devam ettirerek kendisinden öncekiler gibi Harvard Üniversitesi'nde hukuk okumaktadır. Bir gün Radcliffe Koleji'nde müzik öğrencisi olan işçi sınıfından Jennifer Cavalleri (Ali MacGraw) ile yolları kesişen Oliver, kendilerini aşkın ta içinde bulurlar ve evlenmeye karar verirler. Ancak Oliver'ın babası Oliver Barrett III (Ray Milland) bu evliliği tasvip etmez ve oğlunun önüne tüm engelleri yığar. Hatta onu mirasından mahrum edeceğini söyler. Buna rağmen birbirlerinden kopamayan çift evlenir. Oliver'ın babasının maddi desteği olmadan Harvard'a devam etmesi çok zordur. Hayata sıfırdan başlamak zorunda kalan yeni evli çift Oliver'ın okul masraflarını karşılamak için çeşitli işlerde çalışmaya başlarlar. Bu arada çocuk istedikleri halde hamile kalamayan Jennifer'in yapılan tetkikler sonucunda lösemi hastası olduğu anlaşılır.
--spoiler--
she fills my heart with very special things
with angel songs with wild imaginings
she fills my soul with so much love
that anywhere i go i'm never lonely with her love
who could be lonely?
i'll reach for her hand, it's always there.
--spoiler--
1970 yapımı efsane film.
bir kuşağa romantik film denince, onlar sadece bu filmi bilirlerdi.
yıllar sonra az önce yeniden izledim bu filmi.
o kuşak çok ta haksız sayılmazmış.
cep telefonları, msn, bilgisayarlar, facebook çıkmadan önce çok sahici, insancıl ve insanı derinden yaralayan bir film.
bir aşk hikayesi.
sanki eskiler, 70'ler hızlı tüketmiyormuş herşeyi, aşkları da.
şarkısı da efsane olup; ingilizce'nin fransızca'dan daha çok yakıştığı ender romantik şarkılardandır sanırım. şurdan dinşenebilir:
yeşilçam'ın nerden beslendigi ortaya cıktı. izlerken işte bu sahne su filmde var, bu sahne de burada var dedirtir. hatta cok benzer iki film de var: birinde hülya koçyigit, tarık akan oynamış digerinde hülya avsar, tarık tarcan oymıştır. filmde zengin cocuk, fakir kız askı bir de sonunda asıklardan biri ölür gibi klişe olaylar olsa da verdigi duygu, kurulan cümleler, oyuncuların hareketleri böyle insana bir tuhaf hissettirir. velhasılı basarılı, içli filmlerin basında gelir.
oliverin arabası da ne güzel seydir. vın vın....
bir de bu romantik, canım filmin müzigini tüm yemeklerde, olur olmadık yerlerde caldıkları için filmde bir anlamı kalmamıştır.
bir zamanlar, yeşilçam sinemasına bile inmeden önce tüm dünyanın kabul ettiği en iyi aşk romanıydı. new york times' ın en çok satanlar listesinde tam 41 hafta 1. sırada olan kitap.
radcliff kütüphanesinde başlayan, iki zıt insanı biraraya getiren erich segal, onları leukemia kanseri ile bir hastane odasında, güzel bir kadının gülümseyerek;
''aşk asla pişmalık duymamaktır'' fısıldamasından sonra ayırır.
daha sonra filmide çekilmiştir. filmin baş kahramanlarını ryan o' neal ve ali macgraw canlandırmıştır .
--spoiler--
25 yaşında ölen bir kız için ne söylenebilir ki ? güzel ya da akıllı olduğu mu ? veya mozart'ı, bach'ı, beattles'ı ve beni sevdiği mi ?
--spoiler--