gercekci olmak gerekirse son derece dogru oldugu hemen anlasilacak soz obegidir. sevdicegin tenine dokunmadan, sonuna kadar butunlesmeden bir iliski nereye kadar surebilir... belki yıllarca sadece mektuplarla suren iliskiler de vardir ama onlarin da en buyuk ozlemi sevisebilmek yada dokunabilmek degilmidir acaba. sanirim bu konudaki yanilgimizin sebebi sevismenin cirkin isimlerle anilabilmesidir. fakat gelmek istedigim nokta su ki, adi her ne olursa olsun, her iki tarafinda ozgur iradesiyle olduktan sonra o degilmidir dunyanin en guzel eylemi... seksten daha guzel uyusturucular var diyen insanlar tanidim ki, bugun anliyorum en buyuk eksiklikleri severek sevismenin tadina varamamis olmalaridir.
sevişmenin aşkın bedensel ifadesi olduğu düşünülürse * bir bakıma dogru olabilecek tespittir. netekim kimi zaman tek başına sex bile aşkı yeşertmeye yetebilir, gerekliliği tartışılamaz. her sevişen yahut sevişme kelimesini kullanan abaza olmayacağı gibi her insanın aşka bakışı ve aşkı yaşayışı da farklılık gösterebilir.
polat alemdar'in kesinlikle katilmadigi gorustur. adam yillardir rahmetli olmus bir kiza asik ve dogal olaral onunla seks yapamiyor ama askini icinde yogun bir sekilde yasiyor. surreal bir durum.
sevmek dokunmaktır ben bunu bilir bunu söylerim. insan bunu eyleme geçiremiyorsa bile bunun hayaliyle yaşamaz mı hiç? ilk bakışta çok alçak bir sözmüş gibi gelse de aslında doğru...
istanbul üniversitesi'nin kantinindeki bir masaya bıçakla işlenmiş hakikat. yaklaşık 4 yıl evvel ilk defa orda görmüştüm bu yazıyı ve hiç unutmadım. sonra yarım saat bir saat bu sözün anlamı üzerine konuştuk 4 arkadaş. yarım saatlik sohbetin sonucu şu olmuştu: bu söz 2 kere 2'nin 4 etmesi kadar gerçek bir tespittir. sonra sınıftan 1 kız bizim masaya doğru geldi. hemen konuyu değiştirdik. çiçekler, böcekler falan işte. bilirsiniz.