ingilizlerin noel ile aşk mevzusunu harmanlayıp milletlerine sundukları biraz mastürbatif * film. önde gelen tüm ingiliz oyuncular gözükür filmde, ek olarak da Denise Richards, Elisha Cuthbert, Shannon Elizabeth vs. de "Amerikan kaşarıyız biz" diye arzı endam eylerler.
--spoiler--
filmdeki aşk hikayelerinin çoğunda aldatma vardır efendim. insanlar eşlerini, eşlerinin kardeşleri yahut onların en yakın dostlarıyla aldatıyorlar güzelce. ingilizler, "biz babaları belli olmayan bir milletiz" mi demek istiyorlar şahsen anlamadım.
Üvey oğlunun aşık olduğunu düşünüp onunla iletişim kurmaya çalışan babanın daha ergenliğe girmemiş oğluna: "peki sevdiğin * kız mı erkek mi?" diye sorması da tarafımdan ohaa! tepkisini almıştır. Ki bunu yapan adam da Liam Neeson olunca insan üzülüyor tabii.
Gelelim mastürbatif mevzusuna, filmde sürekli aptalca espriler yapıp sevimli olduğunu sanan genç, soğuk ingiliz kadınlarından illallah edip amerikaya gider. Ve de oradaki ilk gecesinde icraate koyulur, amerikalı kızların da bu kadar kaşar gösterilmesi birazcık da olsa şaşırttı beni. Kızlar da yukarıda belirttiğimiz gibi Elisha Cuthbert, Shannon Elizabeth falan, öyle alelade de değil.
Bir tek Hugh Grant in hikayesi güzeldi, en azından masumdu.
--spoiler--
son yılların en romantik filmi,
Sugababes in "Too Lost In You" sunu her dinleyişte akla gelen sahneler,
ve en güzeli ;
--spoiler--
yukarda bahsedilen kankasının evlendiği kıza aşık olan adam , çifte müthiş bir düğün süprizi yaptıktan ve kıza aşık olduğu kız tarafından farkedildikten sonra "yetti artık" diyip çiftin kapısını çalar kapıyı açan kıza kankası söyleyeceklerini duymasın diye mini bir slayt gösterisi hazırlamıştır.
"to me you are perfect" yazısı göründüğünde ise yaşları gözlerde tutmak zorlaşır...
--spoiler--
küçük çocuğun sevdiği kıza veda etmek için havaalanında güvenliklerden kaçmasını ve kızı uçağa binnmeden yakalamaya çalışmasını görmek için tekrar tekrar izlediğim filmdir. *
aska dair sevimli bir film. filmde bir çok hikaye olduğu için sıkılmadan izlenebilir. filmde neredeyse tum karakterler birbirini ucundan, kıyısından tanımaktadır.
çok sevimli ve bir o kadar da espri dolu güzel bir film. hele o sarışın şarkıcı abi yok mu, kopartıyor film boyunca. ayrıca filmin dublajsız izlenmesi de vereceği zevk bakımından önemli; zira bazı konuşmaların içerikleri tam olarak çevrilmemiş ve filmin bir kısmında geçen portekizce diyaloglar türkçeye nedense çevrilmemiş.
gerceklikten uzaklasmayi mantiksizlik boyutuna getirmis film. yine de aklima kazinmis bir sahneye sahiptir kendisi. (bkz: yigidi oldur hakkini yeme)
--spoiler--
hikayelerden birinde evlenen kizi oynayan keira knightley kendisine platonik asik olan damadin arkadasini teselli mukafati olarak oper. asik kisi ise bir an durur ve mirildanir..."this is enough..."
--spoiler--
yılbaşına bir hafta kala "aşk her yerde"
karı-koca ve diğer kadın,gelin ile damadın sağdıcı,üvey baba ve oğlu,başkan ve çay servisi yapan kız,aldatılmış yazar ve portekizli temizlikçi,rock yıldızı ve menajeri arasında... birbirinden farklı tam 10 hikayeyi içinde barındıran,izlenmesi şiddetle tavsiye edilen muhteşem film..
içerisinde aşkla ilgili 5-6 hikaye'nin anlatıldığı ve hikayelerin filmin sonunda birbirine bağlandığı güzel film. aşk heryerde olarak türkçeye çevrilmiş.