louis aragon

entry63 galeri3
    38.
  1. kainat paramparça oldu bir akşam üzeri
    her kurtulan ateş yaktı üstünde bir kayanın
    gördüm denizin üzerinde parlarken elsa'nın
    gözleri elsa'nın gözleri elsa'nın gözleri.
    4 ...
  2. 37.
  3. "hayatta öyle insanlarla birlikte olacaksın ki; onlar için 'iyi mi ?' diye sormadan 'iyi ki' var diyebilesin".
    0 ...
  4. 36.
  5. hayatı ve eserlerini Elsaya adıyan maceracı kişilik. (bkz: aragon ya da mutlu aşk yoktur)
    0 ...
  6. 35.
  7. 34.
  8. 33.
  9. aşkın en acımasız yanı; ağzından çıkmaya cesareti olmayan sözlerin, yürekte fırtınalar koparmasıdır.
    0 ...
  10. 32.
  11. Peşinde koşmuşsundur hem de seni o görmezken daha. Sürekli derse giderken önünden geçmişsindir umarım görür diye. Sonra okulun ağında en yakın arkadaşını yakalarsın, onunla konuşmaya çalışıp o doğru kadın dediğin kişinin hakkında bilgi toplarken onu da görürsün. Günde 3 kez mesaj atarsın ama tek bir cevap alırsın, tanıştıktan sonra her yerde seni görmeye başlar artık. Yavaş yavaş hayatına girmeye başlarsın, beraber vakit geçirirsin. Sen onu seviyorsundur, o ise ne yaptığını bilmiyordur. ilk sinemanız başka dilde aşk olur. O filmi izlerken, sen ise onu izlersin. Adım atmak istiyordur ama o zamanlar etrafında olan ama sadece etrafında olmakta kalan kişiler senin hakkında hep kötü şeyler söyler, kız da bunun üzerine tereddüt eder. Birlikte ev partisine gider, o muzlu kokteyli içerken dudağında kalan muz lifini parmağın ile alırsın. ilk kez dokunmuşsundur ona, onu yurduna bırakırken yürürken eller birbirine değer, tutuşur eller, ürkerek, korkarak...

    Odaya gitmişsindir, ne olduğunu bilmiyorsundur. Anlam verememişsindir, kendisi de şaşkındır. Sonra bir gece beraber onun arkadaşlarıyla çıkarsın dışarı, güzel muhabbet ile içiyorsunuzdur ama sen ondan gözlerini alamıyorsundur. Ona dokunmak, yüzünü okşamak istiyorsundur ama sanki ilk defaymış gibi korkuyor, çekiniyorsundur. Sonra ilk biranı bitirdiğinde tutup elinden dışarı çıkarırsın çünkü zamanı gelmiştir, çünkü saat 21:48'dir. Çünkü tam bu saatte bırak ondan hoşlanmayı, onu sevdiğini söylemişsindir daha önce. Sarılır sana sımsıkı, ona bir yaşamı paylaşmak istediğinde. Saati söylediğinde ise gözleri ışıldar mutluluktan. Bu küçük ayrıntı çok etkiler, elini sımsıkı tutar, yanağına bir öpücük koyar. "Seni sevmek istiyorum." der, bu sefer ise senin gözlerin ışıldamaz, dolar. Bu temelden sonra geçen günlerde herşey daha da ileriye gider, daha çok bağlanırsınız birbirinize. Ona sarılıp uyumak, onunla el eletutuşmak, birlikte stadyumda koşmak, hayaller kurmak... Her şey çok güzel olur, her şey. Sana bağlanmaktan korkuyorken, tereddüt ederken bunu yıkıp bağlanmıştır sonunda. Sımsıkı sarılırsınız birbirinize, kenetlenirsiniz hiç ayrılmamak üzere. Sen onun ilk aşkınsındır, o senin son aşkın... Ta ki, ta ki o büyük, feci hataya kadar. Tek bir yalan, tek bir yalan 255 günü yok eder. Her şeyi çekinmeden ona söylerken, tatilde seninle ilgilenen kıza kadar ki sen kayıtsız kalmıştın... Ama bu tek yalan mahveder her şeyi. Onu ağlatırsın, bilirsin bunu gözlerinde su kalmaz. Yemek yiyemezsin, hızla kilo kaybedersin ve ona söyleyebileceğin tek şey;

    "boş yere bağırıyorum
    sana tapıyorum diye
    aşkından başka neyim ki.."

    Beklersin, zayıflayarak, kaybolarak, umutla aşkla onu beklersin.

    Bekliyorum seni hatunum, umudumu kaybetmeden.
    0 ...
  12. 31.
  13. mutlu aşk yok ki dünyada isimli eseri, ünlü türk üstadları tarafından farklı çevrilmiş şair. hiç şüphesiz ki en iyi çeviri cemal süreya'nın ellerinden çıkmıştır.

    Aslında hiçbir şey kâr değil insana
    Ne gücü ne zayıf yanları ne de yüreği
    Gölgesi bir haç gölgesidir kollarını açsa
    Ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi
    Tuhaf bir ayrılıktır hayatı kapkara
    Mutlu aşk yok ki dünyada

    Hani giydirilmiş erler bir başka yazgıya
    işte o silahsız askerlere benzer hayatı
    Sabahları o yazgı için uyanmış olsalar da
    Tükenmiştirler ve kararsızdırlar akşamları
    Söyle yavrum şu sözleri ve sakın ağlama
    Mutlu aşk yok ki dünyada

    Güzel aşkım tatlı aşkım çıbanım derdim
    Yaralı bir kuş gibi taşırım seni şuramda
    Ve görmeden bakanlar şu halimize bizim
    Süzdüğüm sözleri söylerler benden sonra
    Ve her şey der demez ölür iri gözlerin uğruna
    Mutlu aşk yok ki dünyada

    Yaşamayı öğrenmek bizimçin geçti çoktan
    Ağlasın gece içinde kalplerimiz yan yana
    En küçük şarkıyı mutsuzluktur kurtaran
    Her ürperiş borçlu baştan bir hayıflanmaya
    Ve her kitar havası beslenir hıçkırıkla
    Mutlu aşk yok ki dünyada

    Acılara batmamış bir aşk söyle bana
    Yıkmamış kıymamış olsun bir aşk söyle
    Bir aşk söyle sarartıp soldurmamış ama
    inan ki senden artık değil yurt sevgisi de
    Bir aşk yok ki paydos demiş gözyaşlarına
    Mutlu aşk yok ki dünyada
    Ama şu aşk ikimizin öyle de olsa
    1 ...
  14. 30.
  15. bir seni seviyorum
    iki seni seviyorum
    üç seni seviyorum
    seni çokça seviyorum.
    0 ...
  16. 29.
  17. Bir seni seviyorum
    iki seni seviyorum
    Üç seni seviyorum
    Seni çokça seviyorum.

    Bunu söyleyebilmek için varımı gücümü sarfediyorum
    Arzu edilen bir incelikle
    Dünyada bilemedim ben o en küçük şeyi
    Arzu uyandırmayı
    Uyandırmayı istediğim anda bile.

    Buysa eğer sözü edilen duygu masum bir teşhirciliktir alt tarafı
    Fiziksel olduğu kadar ahlaksal da bir konu
    Allahın belası şey tüm bunlar hiç de ferahlatıcı değil
    Çekim gücü olarak sıfır noktası.
    0 ...
  18. 28.
  19. şair, romancı ve deneme yazarıdır. en önemli fransız yazarları arasındadır. türkiye'DE daha çok 'mutlu aşk yoktur' adlı şiiriyle tanınır. yazdığı bütün türlerin toplamında 61 kitabı vardır. çok yönlü, aktif, başarılı,aşktan dili yanmış bir adam olduğu kesindir. şiirlerinde daha başarılıdır. birçok şiirleri şarkı haline getirilmiş ve paris'DE ölmüştür.
    0 ...
  20. 27.
  21. louis aragon der ki; Aşk, bize haz veren tek özgürlük yitimidir.
    2 ...
  22. 26.
  23. ramak kalmıştı

    Ramak kalmıştı
    Gelmesine ölümün
    Bir an bile değil
    Çıplak bir el
    Belirdi birdenbire
    Gelip tuttu elimi

    Günlere haftalara
    Yitik renklerini
    Kimdi bu geri veren
    insansal evrenin
    O bitimsiz yazına
    Gerçekliğini geri veren kimdi

    Ben ki ne olduğunu
    Bilmediğim bir öfkeyle
    Boğulurdum sürekli
    Hayatıma büyük bir açıkhava
    Kolyesi takmak için
    Yetti iki kol yetti

    Küçücük bir hareketti
    Uyurken bir okşayış
    Ya da bir soluk
    Yüzümde gezinen
    Ya da bir çiy
    Omuzuma yağmış

    Alnıma geceleyin
    Yaslanan bir alındı
    iki iri gözdü açılmış
    Ve bir anda evet bir anda
    Tüm evrende ne varsa
    Dönüştü bir buğday tarlasına.
    0 ...
  24. 25.
  25. "dün nasılsa bugün de öyle,
    öldürülür taşıyanlar ışığı,
    başkaları alır onların yerini,
    ışığa dokunamaz ama kimse."
    0 ...
  26. 24.
  27. elsanın kendisine yazılan şiirleri okuyup da beğenmedii şairdir aynı zamanda..
    1 ...
  28. 23.
  29. komünist düşüncelere sahip olmayan birinin tam anlamıyla aşkı yaşayamayacağını anlatır Çalardı Basel'in Çanları adlı romanında..
    0 ...
  30. 22.
  31. her aragon bir fransa,
    her fransa bir elsa...
    her karacaoğlan bir zülüf bulur,
    her ressam bir tuval, her kış bir ayaz, her kitap bir okur, her şarap bir adam bulur kendine;
    yeter ki şarap, şarap olsun, içen çıkar... *
    0 ...
  32. 21.
  33. her "off lan, var mı benim gibi seven, bağrım yanıyor, nasıl bir acı bu böyle ölesim var laaaynn!" dediğimde daha kitabını açar açmaz boyumun ölçüsünü elime veren saf sevginin ete kemiğe bürünmüş hali. bahsi geçen kitap için (bkz: elsa)
    1 ...
  34. 20.
  35. "şiirin sahibi yazan değil okuyandır"
    0 ...
  36. 19.
  37. Sana büyük bir sır söyleyeceğim,
    Kapat kapıları.
    Ölmek daha kolaydır sevmekten,
    Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam,
    Sevgilim...

    demiş Fransız şair.
    2 ...
  38. 18.
  39. zamanında liberation gazetesinde yazarlık yapmıştır.
    0 ...
  40. 17.
  41. 16.
  42. komünist geçinip fransız saraylarında haremlerinde şiirler yazmış şiirler okumuş şair kişisi.
    0 ...
  43. 15.
  44. "bir başka kader için donatılmış şu ölü askerlere benziyor hayat..."
    0 ...
  45. 14.
  46. Geçtiğimiz yüzyıl Fransa'sında, neredeyse bütün siyasal, sanatsal ve yazınsal olaylar içinde yer almış olan Aragon'un, gerçeküstü şiir anlayışından Elsa dönemine kadar uzanan süreçte, şiir serüveninde gözlemlenen çok yönlü evrilme ve gelişim, bize aslında Elsa şairinin temel duyarlık ipuçlarını alt perdeden de olsa verir. Özellikle gerçeküstücü dönem ve bu dönemin hemen sonrasındaki Marksist öğreti doğrultusunda topluma seslenen şiirlerindeki yapı, imge ve eğretilemeleri her ne kadar bir 'aşk şairi'ninkinden uzak olsa da şairin bu her iki edebi anlayış alanında şiirine süreklilik kazandıramaması Elsa'nın gelişini müjdeler gibidir. Sürrealist şiirin açmazları, siyasal angajman döneminin tutarsızlıkları Aragon'un şiirsel dil arayışını iyiden iyiye bir çıkmaza sokmuştur... Ve Elsa'nın bedeni ve gözleriyle görünmesinin ardından Aragon, şiirine artık siyasal ya da bir alt bilinç işlevi değil; 'Aşk'ın işlevini yükleyecektir.**
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük