sahne müzikleri için ilginç tercihler yapılırdı.
--spoiler--
kate ile sawyer ayrılırken;
şu garip halimden bilen işveli nazlı,
goynum hep seni arıyor neredesin sen?
tatli dillim guler yüzlüm ey ceylan gözlüm,
goynum hep seni arıyor neredesin sen?
--spoiler--
mümkündür.
--spoiler-- john locke ölürken;
ünye fatsa arası ordu'da kuruldu.
hekimoğlu dediğin (narinim) o da vuruldu..
--spoiler--
koca 100 küsür bölümde sadece bir kaç kere görülen aldatma olayları her bölümde gerçekleşirdi.
aşk-ı memnu gibi..
ergenekondan tutuklanacak kişi ise muhakkak ben linus olurdu.
lost'u zaten türkler çekecekti. bi gazetede okumuştum. "göl" olacaktı ismi de.. sonra bi daha hiç bi habere rastlayamadım. ve kendimden şüphe duymaya başladım.*
(bkz: bütünüyle kuşkudayız)
Ahmet Yılmaz'ın karikatürünü çizdiği yaran bir örneği şöyledi. Eleman sahilde palymiyenin dibinde bitap halde, ağaçtaki papağana elini açmış "geh bülük bülük" diye kendine çekmeye çalışıyor. Düşünce balonu da şöyle "Ajlıktan öldük toprağını skyim, tavuk olsa elli defa gelmişti"