biraz ciddi olabilirsek, finalden de haz alabiliriz.
"see you in another life, brotha"
dizinin ana fikri de, vermek istediği mesaj da, diziden öğrenilebilecek ders de budur. başka bir şansımız olabileceğidir. başka bir yerde, başka bir zamanda... bu illa konumu belli olmayan bir ada veya öldükten sonra cennete gitmek kadar uzak olmak durumunda değil. başka bir şehirde bile yeni bir hayata başlanılabilir. herzaman ikinci bir şans vardır.
dünya üstünde yaşayan tüm lostseverler artık daha sabırlı, daha hoşgörülü, daha rahat, daha geniş, daha umursamaz, daha yaymış, daha koy götüne gitsinci, daha, daha, daha ne kadar bekleyeceğiz ulaaaaann?!
müzikle birleşip ruhta tedirginliğe yol açan, çalılıkların arasından duyulan gizemli hışırtılardan korkmanıza gerek yok, muhtemelen adadaki diğer kişiler başka bir yerlere giderken yolları sizinle kesişmiştir. o gergin müziğin ardından "ahhh sen miydin hugo?" tarzında bir cümle duyulur.
olurda ucak bi adaya duserse ve 48 kisi kurtulursa, insanlara hemen guvenmeyin.
iyice inceleyin sayid gibi veya john locke gibi survivor larla iyi arkadaslik kurmaya bakin. ha birde jin var. öyle bi adamlada muhabbeti saglam tutun ac kalmazsiniz.
karniniz tok sirtiniz pek olur.
birşeye gereğinden fazla önem vermemek gerektiği. oturduk izledik, saatlerce başından kalkmadık, derse gitmedik, ödev yapmadık. izlerken güzel de. sonra nooldu? götümüz göğe mi erdi, yok. hayatımızın geri kalanında işimize yarayacak önemli şeyler mi öğrendik, hayır. yani izlerken geçirdiniz zaman "lost".