prison break ,heroes falan lost un yaninda 7 yasinda bir coguk yazmis gibi kalir.ama henuz hayatin anlamini bulcak bir sey yoktur cunku dizide dogru duzgun aciga cikan birsey yoktur.
Birşeyin değerini kavramak için kaybetmek gerek... Lost tüm insanlara bunu belletiyor... Akledenler için çok ciddi ibetlerin bulunduğu bir dizi... Bu nedenle lost izliyorum hayatın anlamını buluyorum sözü cuk die oturmuştur...
hayatının hiçbir aşamasında richard bach'tan martı jonathan livingston, shirley maclaine'den kamino, forrest carter'dan küçük ağaç'ın eğitimi gibi kitapları okumayıp, hayatının orta evrelerinde popülerist ev dizileri arasında rast geldiği bir dizi iki hayata dair gizem döktürüyor diye, tüm dünya tarihinde envai çeşit daha okkalı eseri göremediğinden lost'a kapağı atmış kolaycı genç tayfanın taktiğidir. ki zaten bu kitapları okusa, hayata dair paylaşacakları lost'dan sonra şekillenmez.
bireysel not: lost'un ilk sezonunu da izledim ve bana jonathan livingston veya küçük ağaç'ın çeroki dedesiyle yaşadıklarının onda birini veremedi. bu kitapları okumayanlar da "sen ne anlarsın" gibi 8 yaşındaki sümüklü velet serzenişiyle gelmesin, kitapçı öte tarafta çünkü...
kendisini kaptıracak yeni bir akım arayan insanın kullanacağı kelimedir. zira herhangi bir diziyi ya da filmi izleyerek hayatın anlamını bulunulacağını sanmıyorum. ancak şöyle de bir gerçek var ki hiçbir film ya da dizi lost'un kurgusu ve senaryosuyla boy ölçüşebilecek nitelikte değildir.