sonunda buldum seni... sonunda buldum hayal etmesi bile mümkün olmayan bahçeni...
tüm renklerini buldum, saflıgının tohum halini gördüm
gonca halini gördüm temizliğinin, yüzüne yansıttıgın, ama kimsenin farkedemediği...
ve sere serpe gördüm içindekileri, edepsizce uzanmış bir dalın üzerine...
bahçenin her köşesinde ayrı bir seni gördüm, her köşesinde ayrı bir renk, her renk ayrı bir hikaye... kimsenin göremediği...
pempe rengini gördüm hayallerinin, kırmızını gördüm alev alev yakan içini...
edit: böyle güzel oldugunu düşündüğüm bir entryi sırf kıskanç bir köpek yüzünden editliyorum lanet olsun. ne eksiliyon lan lebraam!
tanıştığıma memnun olduğum yazar kişisi. gerçekten fazlasıyla iyi bir muhabbet az önce kendisine çok üzüleceği bir fotoğraf yolladım sanırım etkisinde hala. alcoholicanın rekoruna şaşırmış üzerine bir o kadar götürmüştür lakin yavaşca. *
hakikaten çok iyi birisi, var olması iyi olan birisi derler ya hani, böyle bir ortamda kendini belli edenlerden işte bu insanda onlardan, güldürüyor baya falan. hacı ne yiyosan bize de yolla. sevgiler, saygılar, çiçekler, böcekler... ****
bugünkü zirvede, yine kendisine has kimliğine bürünmüş, yiğit kişilik. bu arada, 3 tane patates ekmeği (gavurlar pommes frites diyolar; onu direkt yazmadımdı.) kaşla göz arasında kıvırıveren, yemek konusunda, kilosunda fersah fersah ötesindeki kişi. gönül ister ki, 2 porsiyon pideli; üstüne de, 1,5 iskender çekelim.
sevgiliden yeni ayrıldığınız zaman, ailevi bir sorun yaşadığınız zaman, nedensiz yere hüzünlü takılmak istediğiniz zaman, melankoliye bağladığınız zaman, isteyip de söyleyemediğiniz, bir şeyleri sakladığınız zaman ve buna benzer bir çok zaman diliminde, kısaca kendinizde değilken dinlenilmemesi gereken, sözlerini gereğinden fazla ciddiye almanıza neden olabilecek, dünyanın en güzel şarkıları sıralamasında kendisini yer edinmiş, inanılmaz güzel ve bir o kadar da kendinizi kaybetmenize ya da bir daha eski halinizi görmemenize neden olabilecek bir anathema parçası.
bendenizi bursa'da krallar gibi ağırlayan kardeşim.
zirvede de çok güzel türkü dillendirmiştir. az ama öz bir şekilde. her konuda söyleyecek bir şeyi vardır, çok pis tabu oynar.
abberline içindeki canavarla ilgilenmiyor olabilir ama ben ilgileniyorum kardeşim. sen benim canavarın karnını okşadın, ben de senin canavarınkini okşayacağım.
o değil de kimse beni kolay kolay lost'un ağırladığı kadar iyi ağırlayamazdı. tabii beni taaa terminale gelip karşılayan abber'ın da hakkını veriyorum. sinemalara gittik, muz içtik, karanlıklarda agalloch dinledik, yine doymadık. bir kez daha bursa'ya gelsem yine ilk lost'u bulurum. eğlenmesini bilen birine takılmak ayrı bir duygu.
hani nescafe 3 ü 1 arada var ya, lost da öyle bir şey. zeki, kültürlü, esprili, daha ne.
özel bir ruh bahşetmiş bu adama yaradan. en boktan anınızı sanki özellikle ayarlayıp, "melancım bir sesini duymak için aramıştım" diyerek şölene çevirebilecek kadar düşünceli bir yaratılıştır bu.
düşünceli insandır vesselam, öyle kafaya takıyor ki bazı şeyleri, uyuyamıyor geceleri, insanları kırmaktan nefret ediyor efendim,
melek yahu bu adam, gönül almadan gönlü rahat etmiyor, seviyor sevmeyi ve kendini sevdirmeyi, seviliyoruz kendisi tarafından ve dahi seviyoruz kendisini, saygılar, selamlar...
sayko oynarken bana "ulan desperado yaktın beni madara oldum olm" tarzında serzenişlerde bulunan yazardır. benim ise, tanıdığım için kendimi şanslı hissettiğim yazarlardan birisidir. ayrıca karmakarışık bir oyunun kurallarını 45 dakika da çözerek bir rekora imza atmıştır.
bana deseler ki ' skibbe' nin yerine galatasaray' ın başına kim geçecek? ' göstereceğim ilk isim. *
yerinde duramayan ve içindeki hiperaktif çocuğu zaptedemeyen, aynı anda karmaşık bir oyunu cesur sorularla çözmeye çalışıp modellere indirgeyen renkli soru işareti. jim carrey ve friedrich wilhelm nietzsche' nin yansımalarının birlikte görülebileceği kişi.
bana deseler ki bu dünyadan bir "adam" eksilecek ama böyle aklına gelen ilk isimi söyle gereksiz birisi olsun.. "lostu derdim ama o sayılmaz bu durumda" derdim..
komik, zeki adam. sayko'da, gayet kısa bir sürede çözmüştür olayı. insanın böyle arkadaşları olsun; hem de hep yanında olsun diyor insan. çaresiz kaldığın bir anda ara mesela, adam seni keyiflendirsin. tiyatrosunu da görücem.
cübbeli lost hoca ve müritleri bağış adı altında,internet üzerinden para topluyor. Lost hoca'nın vaaz kasetleri satarak ,servet elde ettiği bilirtiliyor.
(bkz: lost control e koltuk cikiyoruz kampanyasi)