süregelmiş hayatının "kaybeden adam" konumuna düştüğü kısımlarını konu eden yazarlar o esnada faydalı bir faaliyet içerisindedirler. zayıf anları, müşkül durumları, rezilliğe gark olunan olayları gözler önüne dürüst bir biçimde serip, bunlarla yüzleşme cesareti göstermek bir nevi kendini affetmektir. düşünce sisteminin reddetme, hasır altı etme gibi öncelikli tercih ettiği, ama şifa bulmaya hiç bir etkisi olmayan savunma sisteminden sıyrılıp, kabullenme ve normalize etme seçeneklerini kulanmak insanın kendiyle barış çubuğu tüttürmesini ve sonrasında çiçek olup açmasını sağlar.
fakat bir de "loser edebiyatı" diye bir şey vardır. kalıptan anlaşılacağı üzere bu bir nevi tarz, okuyucuyu tavlamada bilinçli seçilmiş samimiyetten uzak bir üslup biçimidir.
küçüklükte her daim dışlanmış çocuk, gençlik döneminde kızlarla iletişim kuramayan silik şahsiyet, şu sıralar aşk acısı çeken yetişkin, bir baltaya sap olamayan özgür ruhlu adam, çevresi tarafından anlaşılmayan yalnız insan loser edebiyatının damar temalarından bazılarıdır. içinde gerçeklik payı barındırsa da burada asıl amaçlanan, kendi gibi kaybetmiş okuyuculara ulaşmak, onlara yalnız olmadığını göstererek yüreklerine su serpmektir. normalize etmek bir yana yakışıklı edebiyatik anlatım ve alttan alttan verilen "aslında bunlar bizim zayıflıklarımızdan değil, topluma ayak uyduramayacak kadar özgün olmamızdan kaynaklanıyor" mesajıyla olayı bir gurur kaynağı gibi sunmaktır. oltayı yutmaya dünden hazır loser edebiyatı okuyucusu kaybedilmişliklerin üzerinden geçerken aslen kendi farklılığının ve üstünlüğünün altını çizmektedir. içten içe kutsar kendini. kaybetmiş gibi hissedip kederlere yelken açarken gerçekte toplumun bağnaz ve klişe yapısına isyan bayrağı çeken elit kişiliğin taşımakla mükellef olduğu yaralarla övünç duymaktadır. kaybettikleri zaten baştan reddettikleridir.
bir loser edebiyatçısının yani artık anlaşıldığı üzere loser övünücüsünün kendi klanı içinde önem verilen değerler üzerinden kaybetmişlik yaşaması, bunu söz konusu etmesi pek fazla görülmez. misal ne loser yazarımızın, ne de "loser yazarının okuyucusuyum" diye ortalıkta prim yapmaya çalışan sahtekarlarımızın ağzından "ben kadınlarla sevişmede çok başarısızım" şeklinde bir cümle görmemiz mümkün değildir. çünkü -freud un kulakları çınlasın- loserlıktan prim yapma isteğinin arkasında da o yadsınamaz seks güdüsü gerçeği vardır. "kendim gibi bir losera ulaşayım, gerzek çoğunluğun anlayamacağı dehamızı söz konusu etme suretiyle birbirimizi eşsiz kılalım ve sonunda nihai amacımıza yani o seksüel halvetliğe ulaşalım" şeklinde bir düşünceyse eylemin çıkış noktası, ne diye baltalansın ki bu çakal girişim? manyakmıyım ben? loserlığında bir sınırı var.
topluluk içerisinde konuşmada sıkıntı çekerim, girdiğim her işten kovuldum ama bir gecede hiç çıkarmadan 5 posta giderim şimdi doğruya doğru. çevremde pek fazla sevilmem, öğrencilik hayatımda da hep başarısızdım ama şu ana kadar arabesk dinlemek gibi bir yanlışa düşmüşlüğüm yoktur, hayatımda hiç kro olmadım yani bak burda biz bizeyiz. yalanmı söylicem lan.
loser edebiyatıyla prim yapmaya çalışan adam şeklinde, ingilizce kelimeler kullanarak başlık açan adam kadar prim yapamayacak adamdır.
(bkz: Türkçe düşün türkçe konuş)
(bkz: loser ne lan)