abd diyince new york city'ymiş washington'muş las vegasmış falan , unutacaksın bunları arkadaş . ne güzel los angeles , san fransisco , san diego , miami falan . ne güzel cennetlik yapıların bulunduğu yerler .
abd'de belki de gitmek istediğim ender yerlerden biridir. new yorkmuş, vaşingtonmuş, miamiymiş hiç merak etmiyorum ama california dedin mi akan sular duruyor. los angeles, san francisco, san diego vs. hepsi birbirinden güzel kıyı şehirleri.
bilhassa los angeles, sahilleri, aqua parkları, disneylandları ve doğal parklarıyla benim için tam biçilmiş kaftan.
benzetmek gerekirse türkiyede ege bölgesi ne ise abd'de de california o. düşünün california tek başına bağımsızlığını ilan etse g-20 ülkelerinden biri oluyor. gayrisafi milli hasılatı türkiye'nin 3.5 katı. ikliminin de akdeniz iklimine benzediği söyleniyor. kışın bile 16-18 derece hava sıcaklığı. bi fırsatını bulsak da gitsek bakalım.
Soylenenin aksine trafik sorunu yok denecek kadar azdir. Insanlari ne cok zengin ne de aşırı fakirdir. Iklim derseniz o konuda eline hic bi sehir su dokemez. Yazin Biraz sicak olmasinin disinda genelde kis mevsimini hissetmezsiniz. Is imkani da oldukca iyi olan bu sehirde issiz kalmak neredeyse mumkun degildir. Doga harikasi sayilan pamukkale ise görülm.....
Bi dk lan yanlış şehre yorum yapmışım. Neyse anlattık o kadar ziyan olmasın. Kısaca denizli'yi herkesin ölmeden bir kere görmesi gerekir. Yakşamlar.
Kavustum sana. Tam 3 hafta sonra. Cok yordu bu kez yol beni. Ozledim seni. Hava soguk avrupa'da. Insanlarda tabi ki. Turkiye'yi hic sorma zaten gitmemle donmem ayni gun oldu. Cok ozledim seni evim, cok ozledim seni (bkz: la) gunes usul usul yuvarlanana kadar beraberiz bugun. Sadece oturup kahve icip seni izlemek istiyorum bu aksam.
arabasız yaşamanın imkansız olduğu, zaten arabanın da sudan ucuz olduğu kozmopolit bir şehir, nam-ı diğer melekler şehri. insanın içini ısıtan bir los angeles varken insanlar (özellikle türkler) neden soğuk new york'u tercih eder? çok merak ederim.
Yilin hergunu sicak olan bir yer mi ariyorsunuz, iste o Los Angeles, gokyuzunu gorebilmek gokkusagi ile gun batisi gun dogusu, isiltilari ile, ucsuz bucaksiz sahilleri ile palmiyeleri ile, etrafta kosturan sincaplari ile, hepsi kendine has ozellikte cesit cesit insanlari ile, ve homleslar haric burada kim zengin kim fakir anlayamamak ile mukemmel bir cografya.
eğer los angeles'Ta çekilen filmlerde gerçeklik payı varsa polislerin pek bulunmadığı abd şehridir.
(bkz: drive)
(bkz: pulp fiction)
(bkz: reservoir dogs)
cennet vatanımda duyduğum ve böbürlenerek söylediğim "antalyada git kayak yap yarım saat sonra denıze gir" lafının nekadar yavan olduğunu bana ispatlayan bir şehir...
nasıl mı?
kar tutmayan dağlarda dağcılık yap, çöl ortamı olan "dakar gibi" yerde arazi motoru kullan, karlı dağlarda kayak yap ve gel sahile sörf yap...
üstat adamlar aşmış... sen hala cennet vatanım de... dikkat ette seni uyutuyorlar olmasın?
los angeles, namı değer la.
burda yaşamak nedirden daha ziyade ne değildiri anlatmak daha kolay.
la'da yaşamak ne değildir:
1- kobi hayranı olmak değildir.
2- hollywood yazısını hergün görüp beverlyhillsde veya brodwayde bir ünlüyle karşılaşmak değildir.
3- pasifik park'ta gece basan sisin doğan güneşle dağılmasını seyretmek değildir.
4- road 66 nin sonunda okyanusun üstünde güneşi veya ayı batırmak değildir.
5- mevsim ne olursa olsun bir günü tshörtle geçirebilmek değildir.
6- en favori ünlünün hollywood blvd da bulunan yıldızının üstünde foto çektirmek değildir.
7- universil studio da film setleri görüp hayran kalmak değildir.
la de yaşamak bir müzikali dinlemek gibidir.
benzemez başka şehire...
