başlığın üste çıkmasıyla birlikte 3(üç) saniyelik 'türkiyeye mi geliyor acaba ulan?' krizi geçirmeme sebep olan, her dinlediğimde mommy? diyesimin geldiği pamuk gibi şeker gibi sanatçı.
hayatını kelt müziğine adamış sanatçı. hayatıma da o diyarlarda dolaşırken girdi.
onu, sesini, müziğini en çok da hissedişini anlatmak o kadar zor ki.
kraliçedir, tanrıçadır.
her yeni parçasını dinlediğinizde "yok yahu sanki bu daha güzel" diye tepki verilen sanatçıdır.
her çalışmasında yeni bir ben bulur insan onunla. karakterinin saklı kalmış yönlerini hisseder. o yeni ben'i buldukça farklı bir insana evrilir.
ömür vefa ederse her parçasıyla ilgili dil döndüğünce ve de hadsizce hisler anlatılmaya çalışılacak sanatçı.
the highwayman isimli uzun (10 dak. falan) şarkısına yıllar önce otobüste radyo gazi dinlerken dek geldiğim; o kadar araştırma yapmama rağmen ne ismini ne şarkısının ismini bulamadığım; tınısını ve sesini asla unutmadığım; ve sonunda bi arkadaş evinde sesini ilk duyuşta tanıdığım; bilgisayarından albümündeki bütün parçaları tarayıp o şarkısını bulup 5 yıllık hasretime son verdiren, son derece nazlı; vaktinde istanbul'da konser verip the gates of istanbul şarkısını insanlarla beraber söylemiş sanatçı kadın.
son dönemlerde sık albüm yayınlayan yaptığı hiçbir albüm belli bir standartın altında olmayan harikulade bir ses rengine sahip sanatçı. illa kıyaslarsak eskileri daha sağlamdır fakat loreena ismi kafi ağırlıktadır diye düşünmekten alamamışımdır kendimi çoğu zaman.
şu malum new age'in kelt semalarında öncül isimdir hiç kuşkusuz. seveni de çoktur sevmeyeni de. albümleri çok satar. lakin mutlak tarafından kalite bindirir şarkılarına.
Kelt müziğin kraliçesi Bu kadının sesini açıklaycak bir kelime bulamıyorum ben gecenin bu saatlerinde dinlemek için bire bir,uzanıcaksın böyle yatağına arkadan o eşsiz ses gelicek alıp seni götürecek başka diyarlara.