lord byron

entry44 galeri6 video1
    43.
  1. Carbonari mason olan türk ve islam düşmanı.
    0 ...
  2. 42.
  3. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2014518/+

    1821 yılının Mart ve Nisan aylarında Mora'da yaşayan Türklerin büyük çoğunluğu öldürülmüş, pek az sayıda Türk canını kurtarmak için kaçabilmişti. işte bu katliam etnik temizlik hareketinin tipik bir örneği idi. ingiliz yazar St. Clair, "Yunanistan Türkleri, 1821 yılının ilkbaharında ani olarak ve tümüyle ve dünyanın haberi olmadan yok edildiler," diye yazıyor. Yunanlıların ele geçirdikleri Türk erkekleriyle kadın ve çocuklarının birçoğu öldürülmüş, bir kısmıysa köle olarak satılmıştı..
    Bazı ingiliz yazarlarının anlattığına göre yakalanan bir Türk gemisinin 57 kişilik mürettebatı yakılarak öldürülmüştü. Sadece Navarin kentinde birkaç gün içinde 2-3 bin, Türk valinin ikamet ettiği Tripoli kentinde de 10 bin kişi öldürülmüştü.. Atina sokaklarında da parçalanmış Türk cesetlerine rastlanıyordu. Öldürülenler arasında Yunan bağımsızlık hareketine destek olarak gelmiş bazı Avrupalı gönüllüler vardı. Yabancı kaynaklı bu verilerin gösterdiği gibi, Mora'da yaşananlar bir bağımsızlık hareketinden çok bir katliam niteliği taşıyordu..
    Bu olaylar Batı Avrupa ülkelerine nasıl yansımıştı ?.. Batı ülkelerinin basını Mora'daki gelişmeleri Yunanlıların değil, "Liberalizmin ve Hristiyanlığın" bir zaferi gibi değerlendirmişlerdi.
    Peki, nasıl olmuştu da ünlü ingiliz şairi Lord Byron bu ayaklanmanın öncüleri arasında yer almıştır ? Lord Byron aslında ünlü bir romantik şairdi. Şiirleri ingiltere'de geniş kitleleri etkiliyordu. Ancak yaşadığı sıra dışı hayat nedeniyle ingiliz toplumu içinde tutunamadı ve 1816 yılında bir daha dönmemek üzere ülkesinden ayrıldı. Venedik'te bulunduğu sırada Yunan ayaklanmacıların etkisiyle Mora'ya gitti. Orada cebinden 4.000 sterlin harcayarak Yunan donanmasının güçlendirilmesine katkıda bulundu. Bir çarpışmaya hazırlanırken hastalandı ve kısa bir süre sonra, 1824 yılında, 36 yaşındayken öldü. Onun Yunan ayaklanmacılara sağladığı destek italya, ABD ve ingiltere'de birçok insanın Yunan isyanını desteklemesine yol açtı. Cenazesi ingiltere'ye getirildi ama Westminster Kilisesi, yaşamış olduğu fırtınalarla dolu özel hayat nedeniyle onun "şairler köşesi"ne gömülmesine izin vermedi. Ölümünden ancak 145 yıl sonra, 1969'da onun adına bu kiliseye bir plaket konuldu..
    Lord Byron Mora'da Türklere yapılan katliamlar hakkında bilgi sahibi olmuş muydu ? Olsaydı bu ayaklanmayı desteklemeye devam eder miydi ? Bu soruların cevaplarını bilmek zor. Ama şurası muhakkak ki, Yunan propagandası Lord Byron'ın adını sürekli olarak Batı dünyasını etkilemek için kullandı ve hala kullanıyor..
    Yunan propagandası onu, "Yunan özgürlük savaşçılarını zafere ulaştıran bir önder" gibi takdim ediyor.

    》 ONUR ÖYMEN, "Bir Propaganda Silahı Olarak Basın".
    2 ...
  4. 40.
  5. asıl adı george gordon'dur. değişik tipte bir yazar kendisi. romantizm akımı çatısı altında eserler üretmeye çalışmış ama daha çok çevresindeki kadınları etkilemek amacıyla gibi. old-fashioned womanizer yani eski tip zampara diyebiliriz kendisine.

    kısa boylu ve topal olmasına rağmen baby-faced olduğu için kadınlar pervane olurmuş etrafında. 1816'da ingiltere'deki evini terk eder bir daha geri dönmemek üzere. iyi bir yüzücüdür ve çanakkale boğazını da yüzerek geçmiş bu çapkın abimiz. osmanlılara karşı da savaşmıştır. şöyle ki; temsil ettiği edebi akımı avrupa üzerinde yayma amacıyla ispanya arnavutluk italya ve yunanistan gibi bazı ülkelere gitmiştir ve yunanistan'daki bazı azınlıkların isyanları dolayısıyla osmanlı devleti'yle çatışmasında yunan tarafında olmuş ve o azınlık için mücadele ederken ölmüştür. ama ölümü bir kurşundan ya da toptan değil, ateşli bir hastalıktan olmuştur.

    ününü örtbas eden önemli bir olay ise kız kardeşiyle olan ensest ilişkisi örnek gösterilebilir.
    1 ...
  6. 39.
  7. 22 ocak 1788 yılında doğmuştur.
    ingilizdir.

    en önemli eserleri:
    - childe harold's pilgrimage
    - don juan (tamamlanmamıştır)
    0 ...
  8. 39.
  9. romantik dönem anglo-iskoç şair. ingiliz romantik akımının önde gelen isimlerinden biridir.

    10 yaşında zengin amcasının ölümü üzerine onun servetine sahip olarak lord ünvanını almıştır.

    zamanında istanbul ve çanakkaleye'de gelmiş, çanakkale boğazını doğuştan topal olan bacağıyla yüzerek geçmiştir.

    en iyi dostu ingiliz romantik dönem şairlerinden biri olan lan Percy Bysshe Shelley idi.

    shelly öldüğünde lord byron dostunun kafatasını alıp saklamak istemiş (ki kendisi aynı zamanda gotik akımın önemli temsilcilerinden olduğundan belki de duygusal bir bağı koparmamak adına yaptığı bu hareketten ötürü kendisini yadırgamak pek yanlış olurdu) ama buna izin vermemişlerdir.

    kendisinin kızlarından biri, bilgisayar programcılığının anası olarak kabul edilen, aynı zamanda matematikçi ve yazar olan ada loveloce'dır. byron gibi bir adamın eseri olan ada gerçekten de hoş ve alımlı bir kadındı. kendisi aynı zamanda byron'un tek resmi çocuğuydu zira byron fazlaca hovarda biri olduğundan ötürü diğer çocukları hep gayrımeşru çocuklardı.

    ada 9 yaşındayken byron karısını ve ada'yı bırakarak kaçtığında ise karısı onun tam anlamıyla delinin teki olduğunu düşünüp kızını da aynı yola sürüklememesi için ada'yı matematik ve bilgisayar gibi konularla ilgilenmesi üzere bu yola çekmeye karar verir. ancak annesinin bu tutumuna rağmen ada yine de babasına duyduğu derin bağlılıktan ötürü öldüğünde onun yanına gömülmek ister ve gömülür de.

    lord byron sadece kadınlarla değil hemcinsleri ile de birliktelik geçirmiştir. bir söylentiye göre sadece venedik'te bir yıl içerisinde iyi yüz elli kadın ile birlikte olmuştur.

    o dönemlerde anı olarak fotoğraf saklamak mümkün olmadığından ötürü eski sevgililerinin cinsel organlarını örten tüylerden bir parça keserek zarfların içine koyar ve zarfların üzerine bu kadınların isimlerini yazardı.

    hayvan sevgisi oldukça fazla olan biriydi. özellikle çıktığı seyahatlerde yanında kedilerini de götürürdü. kocasının hayvan aşkını kıskanan leydi byron ayrıldıktan sonra onun için " Bazı karakterlerin hayvanlara düşkün olması ve onlara şefkatli yaklaşmasının nedeni, hayvanların akıl kabiliyetinden yoksun olması ve efendilerinin zorbalığını kınayamamasıdır " diyerek ilginç bir göndermede bulunmuştur.

    lord byron iyi ile kötünün bir bileşimi gibiydi. sevgililerinden lady carolina lamb onu tanımlarken "deli, kötü ve tehlikeli" gibi tanımlamaları yapmaktan çekinmiyordu.

    lord byron, yunan bağımsızlık savaşı sırasında türklere karşı savaşan yunanlıların yanında yer almış ve bu savaş sırasında geçirdiği ateşli bir hastalık sonucunda hayata veda etmiştir. her ne kadar bir anglo-iskoç olarak türklere karşı yunanlıların yanında yer almış olsa da yine türkler hakkında onların gücünü övücü nitelikte sözleri de olmuştur.
    4 ...
  10. 38.
  11. 1810 yılında Çanakkale boğazı'nı yüzerek geçmiş olan ingiliz edebiyatçıdır.
    2 ...
  12. 37.
  13. Ölen köpeğine yaptırdığı mezar taşına aşağıdaki şiiri yazmış şair.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1055499/+
    0 ...
  14. 36.
  15. şaire ait unutulmaz sözler :

    kılıcı eşsiz bir maharetle kullanan türk eli, mağlup ettiği insanların yarasını sarmakta da o kadar ustadır.

    vicdan azabı, insanın içinde bir cehennemdir.

    insan, gülümseyişle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır.

    kadınlarda feci olan şey, ne onlarla ne de onlarsız yaşanabilmesidir.

    tanrı sevdiklerine tez ölüm verir.

    kılıcın kını kemirdiği gibi, ruh da göğsü yıpratır.

    insanı daha az değil tabiatı daha çok severim.

    arkadaşlık, kanatsız sevgidir.

    içimizdeki cehennemin çektirdiği acıları ne kulak duyabilir, ne de dil söyleyebilir.

    dünyayı kendime cehennem yaparak, gökyüzündeki cennet'i kazanmak istiyorum.

    dünyayı kendime cehennem yaparak, gökyüzündeki cennet'i kazanmak istiyorum.

    çalışan insanın gözyaşı dökmeye vakti yoktur.

    bir devleti kurmak için bin sene ister, yıkmak içinse bir saat yeter.

    dostluk, kanatsız sevgidir.

    dost kazanmak isteyen kimse, dostluğu paylaşmayı bilmelidir.

    bütün trajediler ölümle biter, bütün komediler evlilikle.
    0 ...
  16. 35.
  17. bu şiirin sahibi, dahi romantizm ustasıdır.

    'There is a pleasure in the pathless woods,
    there is a rapture on the lonely shore,
    there is society where none intrudes,
    by the deep sea, and music in its roar:
    I love not man the less, but nature more'
    0 ...
  18. 34.
  19. she walks in beauty adlı şiirini çok sevdiğim şair. En sevdiğim şiirler arasındadır.

    She walks in beauty, like the night
    Of cloudless climes and starry skies;
    And all that’s best of dark and bright
    Meet in her aspect and her eyes;
    Thus mellowed to that tender light
    Which heaven to gaudy day denies.

    One shade the more, one ray the less,
    Had half impaired the nameless grace
    Which waves in every raven tress,
    Or softly lightens o’er her face;
    Where thoughts serenely sweet express,
    How pure, how dear their dwelling-place.

    And on that cheek, and o’er that brow,
    So soft, so calm, yet eloquent,
    The smiles that win, the tints that glow,
    But tell of days in goodness spent,
    A mind at peace with all below,
    A heart whose love is innocent!
    1 ...
  20. 33.
  21. modacısı brummel' dir, (bkz: dandy) olarak kabul edilir . dış görünüme kadınların bile vermediği kadar önem verir . baudelaire, niçe gibilerinin hayranlığını kazanmış bir şairdir .

    '' Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir.''

    '' Tanrı, sevdiklerine tez ölüm verir.''

    '' Bir devleti kurmak için bin yıl ister, yıkmak için bir saat yeter.''

    sözlerinin sahibidir , 36 yasında ölmüştür .
    1 ...
  22. 33.
  23. osmanlı askerlerinden yola çıkarak türkleri öven vasat şair. muhtemelen günümüz atsız türklerini görse ülkemizde bir aşevi açtırır.
    10 ...
  24. 32.
  25. "Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir." sözüyle ne kadar haklı olduğunu kanıtlamıştır.
    7 ...
  26. 31.
  27. ingiliz şair Devlet okullarının boğucu havasına tepki olarak kendini spora ve eşcinsel ilişkilere kaptırdı. Çıktığı Doğu gezisinden sonra yazdığı Çocuk Harold’un Hac Gezisi (1812) ona büyük üıı getirdi. Üvey kız kardeşi Augusta’ya duyduğu aşk yüzünden derin acılar yaşadı. Uzun sürmeyen evlilikler yaptı. Bir süre italya’da kaldıktan sonra, Osmanlılar’a karşı savaşan Yunan çetecilerini örgütlemek üzere Yunanistan’a gitti.

    Kaynak: http://www.yeniansikloped...byron-lord/#ixzz2ORRN2g7C
    0 ...
  28. 30.
  29. into the wild gibi eşsiz bir filmin başında şiiri geçen, romantik şair. Osmanlılarla arası pek iyi olmayan, çok çapkın insan. Şu dört dizelik şiiri için, dünyaya gelmiştir bence.

    Mutluluk uçsuz bucaksız ormanlardadır,
    bomboş sahillerdeki coşkudadır.
    insan elinin değmediği bir yerdedir,
    denizin diplerinde ve gürlemesindedir.
    insanları severim, ama doğayı daha çok severim…

    George Gordon Byron
    0 ...
  30. 29.
  31. "nasıl sirke şarabın ürünüyse, evlilik de aşkın ürünüdür."
    "gerçek bir beyefendi yalnızken de burnunu karıştırmayan kişidir."
    "dünyada bütün trajediler ölümle, tüm komediler ise evlilikle sonuçlanır."
    ''eğer bir oğlum olursa sıkıcı biri olsun - ya bir hukukçu ya da bir korsan''
    ''gece, kadınlarla yıldızları güzel gösterir''
    “sevilen kadın için ölmek, onunla beraber yaşamaktan daha kolaydır.”

    gibi vecizelere sahip ingiliz şair. kalbi yunanistana gömülmüştür kendi vasiyeti doğrultusunda.
    1 ...
  32. 28.
  33. hakkında biseksüel, topal, ensest, türk düşmanı, çok yakışıklı... ve daha neler neler söylenen kişi. oysa kalbimizde iz bırakan onun söyledikleri.

    So, we'll go no more a-roving
    So late into the night,
    Though the heart be still as loving,
    And the moon be still as bright.

    Demek artık dolanmayacağız öylesine,
    gecenin derinliklerinde,
    kalp hala aşkla dolu,
    ay eskisi kadar parlak olsa bile.
    1 ...
  34. 27.
  35. türk düşmanı bir ingiliz şair.ingiliz dili ve edebiyatı okuyanlar bunun dıdısının dıdısını çıkarıyorlarmış.
    1 ...
  36. 26.
  37. --spoiler--
    She walks in Beauty

    SHE walks in beauty, like the night
    Of cloudless climes and starry skies;
    And all that 's best of dark and bright
    Meet in her aspect and her eyes:
    Thus mellow'd to that tender light
    Which heaven to gaudy day denies.
    One shade the more, one ray the less,
    Had half impair'd the nameless grace
    Which waves in every raven tress,
    Or softly lightens o'er her face;
    Where thoughts serenely sweet express
    How pure, how dear their dwelling-place.

    And on that cheek, and o'er that brow,
    So soft, so calm, yet eloquent,
    The smiles that win, the tints that glow,
    But tell of days in goodness spent,
    A mind at peace with all below,
    A heart whose love is innocent!

    --spoiler--

    --spoiler--

    Yürüyor Güzellikte



    Bulutsuz ülkelerin ve yıldızsız göklerin

    Gecesi gibi yürüyor güzellikte;

    Karanlığın en karası, en beyazı ışığın

    Buluşmuş edasında, gözlerinde;

    Göğün görkemli günden bile esirgediği

    Meyvelerin kadife ışığı teninde.



    Işık biraz azalsa, biraz gölgelense yüz,

    Kuzguni saç örgülerini dalgalandıran

    Ya da gelip usulca çizgilerine konan

    Tarifsiz güzelliğin solduğunu görürüz;

    O yumuşak, saf yerde konaklayıp geceler

    Tatlı, duru, tertemiz düşünceler.



    O yumuşak, o dingin, tatlı ve dokunaklı

    Alnının üzerinde, yanağında;

    Kıvanç dolu gülüşler ve ışıl ışıl renkler

    Anlatır, ölümlü, yalan dünyada

    Güvenle ve erinç içinde geçen günleri;

    Yüreğinde hep masum bir sevgi!



    (Çev.:Tozan Alkan)


    --spoiler--

    --spoiler--
    ı Saw Thee Weep

    ı saw thee weep ; the big bright tear
    Came o'er that eye of blue;
    And then methought it did appear
    A violet dropping dew;
    I saw thee smile ; the sapphire's blaze
    Beside thee ceased to shine;
    It could not match the living rays
    That fill'd that glance of thine.



    As clouds from yonder sun receive
    A deep and mellow dye,
    Which scarce the shade of coming eve
    Can banish from the sky;
    Those smiles unto the moodiest mind
    Their own pure joy impart;
    Their sunshine leaves a glow behind
    That lightens o'er the heart.

    --spoiler--

    --spoiler--
    Gözyaşını Gördüm



    Gözyaşını gördüm ;iri, saydam gözyaşını

    O mavi gözden akan;

    Ve sonra düştüğünü gördüm

    Menekşe çiy tanesinin;

    Gülücüğü, safirin ışığını gördüm

    Senin yanında soldu

    Güçlü ışınlarla dolu bakışının

    Yeri doldurulamadı;


    Bulutlar uzaklardaki güneşten

    Akşamın karanlığını

    Ürküten koyu, tatlı bir renk aldığında

    En karamsar insanlara

    ilettiğin o kıvançlı, şen yanını

    Gökten usulca siler;

    Oysa gözlerinin arkasındaki ışık

    Solmaz yüreklerden.



    (Çev.:Tozan Alkan)



    --spoiler--

    ve darkness (#14493192)
    5 ...
  38. 25.
  39. sadri şener'in 2006'Da bodrum'da el koyulan yatının adı.
    1 ...
  40. 24.
  41. romantik dönem içinde olmasına rağmen kendini bir romantik şair olarak kabul etmeyen, augustin dönemi şairlerinin şiir düzeni ve içeriğine daha yakın romantik dönem içi ingiliz neoklasik şairdir.

    önemli şiirlerinden bazıları:

    ozymandias
    she walks in beauty
    stanzas for music
    3 ...
  42. 23.
  43. ey, yıldızlar!
    göğün şiirisiniz siz!
    2 ...
  44. 22.
  45. kendine hayran bıraktıran mükemmel şair.
    1 ...
  46. 21.
  47. (bkz: Into the wild)** filminin başında harika sözlerle filmin büyüsüne iyice insanı adapte eden yazar.

    Ücra ormanlarda bir haz vardır,
    Issız kıyılarda mest olurum.
    Kimsenin rahatsız etmediği;
    Bir çevre vardır,
    Derin denizlerde,
    Ve uğultusunda bir şarkı vardır:
    insanı daha az sevmem ama
    Doğayı ondan çok severim...
    5 ...
  48. 20.
© 2025 uludağ sözlük