lord byron

    32.
  1. "Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir." sözüyle ne kadar haklı olduğunu kanıtlamıştır.
    7 ...
  2. 13.
  3. "biseksuelligin efendisi" diye anilan $air, lord..

    "sanat anlayi$im, begenmemektir" lafiyla hayran birakmi$tir.
    6 ...
  4. 33.
  5. osmanlı askerlerinden yola çıkarak türkleri öven vasat şair. muhtemelen günümüz atsız türklerini görse ülkemizde bir aşevi açtırır.
    10 ...
  6. 21.
  7. (bkz: Into the wild)** filminin başında harika sözlerle filmin büyüsüne iyice insanı adapte eden yazar.

    Ücra ormanlarda bir haz vardır,
    Issız kıyılarda mest olurum.
    Kimsenin rahatsız etmediği;
    Bir çevre vardır,
    Derin denizlerde,
    Ve uğultusunda bir şarkı vardır:
    insanı daha az sevmem ama
    Doğayı ondan çok severim...
    5 ...
  8. 14.
  9. Yolu olmayan ormanlarda mutluluk vardır.
    Yalnız yürünen deniz kıyısında sevinç.
    Topluluklar vardır kimsenin zorla girmediği derin denizlerde, sesinde de müzik.
    insanı az seviyorum diyemem,
    ama doğayı daha fazla...

    dizeleriyle into the wild filminin başlangıcında yer almıştır.
    5 ...
  10. 7.
  11. sağ ayağını şiirle basmıştır;

    "The thorns which I have reap'd are of the tree/I planted; they have torn me, and I bleed./I should have known what fruit would spring from such a seed."
    5 ...
  12. 1.
  13. inebahtı kalesi' nin planlarını yapan ve kaleyi osmanlılar' a karşı savunurken hayatını kaybeden şair. romantizm akımının ünlü isimlerindendir. çok çapkın olduğu söylenir.
    5 ...
  14. 26.
  15. --spoiler--
    She walks in Beauty

    SHE walks in beauty, like the night
    Of cloudless climes and starry skies;
    And all that 's best of dark and bright
    Meet in her aspect and her eyes:
    Thus mellow'd to that tender light
    Which heaven to gaudy day denies.
    One shade the more, one ray the less,
    Had half impair'd the nameless grace
    Which waves in every raven tress,
    Or softly lightens o'er her face;
    Where thoughts serenely sweet express
    How pure, how dear their dwelling-place.

    And on that cheek, and o'er that brow,
    So soft, so calm, yet eloquent,
    The smiles that win, the tints that glow,
    But tell of days in goodness spent,
    A mind at peace with all below,
    A heart whose love is innocent!

    --spoiler--

    --spoiler--

    Yürüyor Güzellikte



    Bulutsuz ülkelerin ve yıldızsız göklerin

    Gecesi gibi yürüyor güzellikte;

    Karanlığın en karası, en beyazı ışığın

    Buluşmuş edasında, gözlerinde;

    Göğün görkemli günden bile esirgediği

    Meyvelerin kadife ışığı teninde.



    Işık biraz azalsa, biraz gölgelense yüz,

    Kuzguni saç örgülerini dalgalandıran

    Ya da gelip usulca çizgilerine konan

    Tarifsiz güzelliğin solduğunu görürüz;

    O yumuşak, saf yerde konaklayıp geceler

    Tatlı, duru, tertemiz düşünceler.



    O yumuşak, o dingin, tatlı ve dokunaklı

    Alnının üzerinde, yanağında;

    Kıvanç dolu gülüşler ve ışıl ışıl renkler

    Anlatır, ölümlü, yalan dünyada

    Güvenle ve erinç içinde geçen günleri;

    Yüreğinde hep masum bir sevgi!



    (Çev.:Tozan Alkan)


    --spoiler--

    --spoiler--
    ı Saw Thee Weep

    ı saw thee weep ; the big bright tear
    Came o'er that eye of blue;
    And then methought it did appear
    A violet dropping dew;
    I saw thee smile ; the sapphire's blaze
    Beside thee ceased to shine;
    It could not match the living rays
    That fill'd that glance of thine.



    As clouds from yonder sun receive
    A deep and mellow dye,
    Which scarce the shade of coming eve
    Can banish from the sky;
    Those smiles unto the moodiest mind
    Their own pure joy impart;
    Their sunshine leaves a glow behind
    That lightens o'er the heart.

    --spoiler--

    --spoiler--
    Gözyaşını Gördüm



    Gözyaşını gördüm ;iri, saydam gözyaşını

    O mavi gözden akan;

    Ve sonra düştüğünü gördüm

    Menekşe çiy tanesinin;

    Gülücüğü, safirin ışığını gördüm

    Senin yanında soldu

    Güçlü ışınlarla dolu bakışının

    Yeri doldurulamadı;


    Bulutlar uzaklardaki güneşten

    Akşamın karanlığını

    Ürküten koyu, tatlı bir renk aldığında

    En karamsar insanlara

    ilettiğin o kıvançlı, şen yanını

    Gökten usulca siler;

    Oysa gözlerinin arkasındaki ışık

    Solmaz yüreklerden.



    (Çev.:Tozan Alkan)



    --spoiler--

    ve darkness (#14493192)
    5 ...
  16. 5.
  17. yakışıklılığı efsane olan şair. bir italya seyahatinde, ünlü alman filozof arthur schopenauer ve bayan arkadaşının yanından atla geçtiği, kendisini gören bayanın arkasından bakakalmasının filozofu çok sinirlendirdiği söylenir.
    4 ...
  18. 17.
© 2025 uludağ sözlük