Benim gibi amerikan kulturu ve edebiyati mezunlari genelde ingiltere’yi pek sevmezler. Ben de sevmezdim. Ama bu sehir bir baska ustad. Sirf inatla, ikinci basvurumda vize verdiler diye gittim, sevecegimi de dusunmeden. Her metro hattina binin, farkli havalimanlarindan girin cikin, hatta benim gibi bilet ucuz diye Stansted’den ucun ve sabaha kadar terminalde uyuyun. Ali agaoglu deyimiyle boklu thames kiyilarinda yuruyun sabaha karsi. Sevin lan bu sehri, ben bile sevdiysem herkesin sevmesi lazim.
oturma izni almanın ülkemiz için çok kolay olduğu şehir. 1 yıllığına alınan girişimci vizesiyle birlikte belli bir kar etmeniz durumunda ekstra 3 yıl daha oturma izniniz oluyor.
Bugün itibariyle bazı merkez bölgelerinde ulez yani ultra low emission zone uygulamasına geçti. Tarihin en katı emisyon yasası kendisi öyle ki 2014 ve öncesi dizel araçlar ile 2005 ve öncesi benzinli araçlar testlerden geçemiyor.
Peki testlerden geçemeyen araç sahibi olup bölgelere girmek zorunda iseniz günlük £12.50 lik bir ücret ödemeniz lazım.
2021 son çeyreğine kadar bu alan kuzey ve güney çevre yollarına kadar genişletilecek ki bundan 100 binden fazla otomobil, 35 binden fazla minibüs, 3 binden fazla kamyon etkilenecek. Yani bu araçların sahipleri ya aracı kullandığı her gün çevreye zarar vermesi sebebiyle bu paraları ödeyecek ya da gidip tamamen elektrikli araç alacak.
Bizdeki poşet muhabbetinden çok daha ağır yani durum!
Büyük Britanya adasının güneydoğusundaki Thames Nehri üzerinde duran Londra, iki bin yıldır adanın en büyük yerleşim yeri. ingiltere'nin başkenti.
sürekli bulutlu havasıyla zannımca depresif insanlar için dünyanın en yaşanılası yeri.
Yılın başından bu yana 100 kadar cinayetin işlendiği, bi müsluman tarafından yönetilen, Beyrut'tan daha tekinsiz, 50 yıl önceki imajınin mirasıni yiyen dandik göçmen yuvası. Bir ara birleşik kralliktan ayrilmak istiyorlardı. aslında isteklerini yerine getirip britanyanin genelinden 15 puan daha düşük iq ortalaması ile neler yapabileceklerini görmek güzel olur.
Hayatında Köyünden dışarı çıkmamış selia’nın bile eleştirdiği şehir? Ne güzelliğini gördün anlatsana selia Londra’nın. Google mapsten gezdi zaar. Evet.
simdi londra ya, yagmurlu ya, ama aylardan da haziran ya, bir guzel baharlik kiyafetlerimi bavula yerlestirip ustume de ince bir yagmurluk cekerek ve kendimle akilli secimlerimden oturu gurur duyarak gittim ben bu sehre. sonra 9 gun boyunca gotum dondu, ayaklarim buz tuttu, burnumda sarkitlar olustu falan. hele o stonehenge'de, yemin ederim paltom eldivenim olsa neden var demezdim.
Hakkında bu kadar olumsuz düşünce okuyunca haksızlık edildiğini düşündüğüm şehir.
Kasvetine rağmen renkli bir hayatı vardır. Istanbul'da 2 yılda anca yapılan tüm kültür sanat etkinlikleri burada 1 ayda yapılır. Şehir planlaması da oldukça başarılıdır.
Yakında bir sokağı teknoloji sokağı ilan edilecek ve birtakım teknolojik denemeler yapılacak.
Mesela yolda yürüyen yayaların elektrik üretmesi gibi...mesela evlerin duvarlarındaki boyaların havayı temizleme özelliğine sahip olması gibi. Başarılı olması halinde kademe kademe tüm londra sokakları, sonra tüm ingiltere sokakları bu projeyle yenilenecek.