islam alimlerinin çoğu, onun peygamber değil, kendisine hikmet verilen bir zat olduğunu söyler.
bir nasihatinde şunları söylemiştir.
- namazda iken kalbini,
- insanların arasında iken dilini,
- sofrada iken elini,
- başkasının evinde iken gözünü muhafaza et!
- allah'ı daima zikret, hiç hatırından çıkarma.
- ölümü her zaman hatırla, hiç unutma.
- başkalarına yaptığın iyilikleri unut.
- başkalarının sana yaptığı kötülükleri unut!
hz. eyüb'un soyundan geldiği rivayet edilmektedir.
Davud aleyhisselam ile görüşerek kendilerinden bizzat ilim öğrenmiştir..
Davud Aleyhisselam'a peygamberlik gönderildiğinde müftülüğünü bıraktı ve bu peygambere ittiba etti..Davud aleyhisselam'a ümmet oldu.
Bazı Fransız bilginlerin Galen'in Lokman Hekim olduğunu söylemeleri ise gerçekle alakasızdır.
Çünkü bu iki kişinin yaşadığı dönemler çok farklıdır.
Lokman ismi kur'an-ı kerimde bir sureye de isim olmuştur.
Bu sûrede:”biz Lokman'a hikmet verdik” buyurulur.
Buradaki hikmetten kasıt: akıl,idrak,ilim ve bu ilimle amel edip,doğru kararlar verebilme yetisi olduğunu anlayabiliriz.
Lokman hekim tıp hekimlerinin pîri kabul edilir aynı zamanda.
Oğluna verdiği nasihatleri oldukça meşhurdur.
Lokman Hakim'e sen bu hâle nasıl geldin dediklerinde;
'Doğru sözlü olmak, emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle.'
cevâbını verdi.
insanlar ondan nasihat istediler, o da şöyle nasihat etti: Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilmesi için sekiz şeye dikkat etmek lazımdır.
Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir:
-Namazda gönlü,
-halk arasında dili,
-yiyip içmede boğazı,
-bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır.
iki şeyi hâtırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır. Bunlar;
-Allahü teâlânın büyüklüğü
-ölümdür.
iki şeyi de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da;
-bir kimseye yapılan iyilik
-dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.
Lokman Hekim'in oğluna nasihatlarının bir kısmı şöyledir: "Ey oğlum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanlar onda boğulmuştur. Geminin takvâ, yükün imân, hâlin tevekkül olsun, umulurki kurtulursun."
bir tek ölümün çaresini bilmemekte olan peygamberdir.
derler ki; lokman hekim bitkilerin yanından geçtiğinde bütün nebat dile gelirmiş, şifaları ne ise, neye derman iseler lokman hekime söylerler, o da hastalıklara şifa bulurmuş.
bütün otların şifasını da kara kaplı bir deftere not edermiş unutmamak adına.
ve yine derler ki lokman hekim ölüme de çare bulmuşmuş. azrail bunu duyunca türlü düşünceler almış aklını. ne hikmetse kara kaplı defter koltuğunun altında yürümekte olan lokman hekimin geçtiği diyarda şiddetli bir rüzgar çıkmış. defter lokman hekimin koltuğunu altından savrulmuş, sayfaları etrafa dağılmış. lokman hekim defterin sayfalarını toparlamış sonrasında. bir tek ölümsüzlüğe ilaç olanı yazdığı sayfayı bulamamış. bu da tesadüfün hikayesidir.
bütün hastalıkların çaresini bulmuş, ama daha sonra bazılarının reçetelerini rüzgara kaptırıp kaybeden bilge doktor. rüzgara kaptırdı rivayetinden kasıt; her tür hastalığın tedavisinin doğada bulunduğudur. lokman hekimin elinden rüzgarın uçurduğu reçeteler doğaya yayılmıştır.
