ufak ve düzenli bir şehir. yazın gidilmesi halinde sokaklarda gençlerin bira içtiği nehir kıyısında insanların muhabbet ettiği tivoli parkta aşıkların dolaştığı benim gibi aç insanların horseburger yiyebildiği efsane bir şehir.
lyubyana-slovenya'nın şirin başkenti. temiz, güvenli bir öğrenci şehri. nerdeyse tüm kafeleri, restoranları sosyal ortamı nehrin iki yakasına ard arda ve karşılıklı dizilmiş. üzerinde 3 köprü olan nehirde tekne turları da yapılmakta. ilginç bir nokta geceleri dışardaki 2-3 derece soğuğa rağmen bizdeki gibi açık mekanlar gazlı sobalarla ısıtılıyor ve bu nedenle herkes sigara içsin içmesin dışarda oturmayı tercih ediyor. tüm gece hayatının da aynı 1-2 km. içinde dönmesi şehre bir canlılık vermekte insanları son derece iyi niyetli, mutlu ve yardımsever. ingilizce konuşma oranı genç ve orta yaşlı slovenlerde çok yüksek. fiyatlar euroya geçtikten sonra biraz yüksek gibi yani krakov, budapeşte, debrecen, cluj gibi erasmus şehirlerine göre belirgin bir şekilde yüksek ama yine de tanınmış avrupa başkentlerine nazaran da iyi. büyük pizza 7-10 eu, kahve 2-3 euro, lazanya 8-9eu , çorbalar 3-4 eu, öğrenci menüleri gördüm birkaç yerde 6-7 eu. idi. ilgilenenler için yazmış olayım. bütün mekanlada wi-fi var ve ücretsiz. italya yakın olduğundan italyan menüleri yaygın. en iyi konaklama için www. booking. com . galeria rooms diye bir 3* otelde kaldım. odaları, banyosu pırıl pırıl, yepyeni, herşeyi ikeadan döşenmiş, sıfır bir küçük otel-apart. iki kişilik oda 50 eu + 1 eu şehir vergisi. tam merkezde. kesinlikle tavsiye ederim.(www. booking. com). daha başka çok temiz 3*oteller ve hosteller de var. italya'nın liman, feribot kenti trieste kentine 1.30 saat mesafede. gelmişken oraya da bir inmekte fayda var. şehrin tepesinde kaleden şehir kuşbakışı çok güzel seyredilir. 2 gece takılmak ideal. eğer eş dostla gidilecek olursa bir haftaya çıkılabilir, çevredeki doğa güzellikleri, dağlar, dereler, kayak tesislerine de gezmeye gidilebilir. diğer balkan ve doğu avrupa ülkelerinden bariz farkı insanları "mutlu ve pozitif". suratsız hiç değiller. ana caddede kebapçı aga diye bir türk büfesi var ama çalışanları türk değil. belki dükkan sahibi türktür birçok yerde olduğu gibi. avusturyadan graz üzerinden maribor'u geçerek arabayla ulaşılabilir. viyana'dan 4-5 saat. macaristan üzerinden de gidebilirsiniz. yollar temiz, açık ve düzgün işliyor. hemen ülke sınırında vignette satılmakta(otoyol vergisi) alıp cama yapıştırıyorsunuz. 1 haftalık ücreti 15 eu. neyse değişik bir yere gidelim, henüz tam turistik bir şehir olmasın ama dinlenelim, gizlenelim, yenilenelim derseniz mutlaka gidin. bu şehirde bir duruluk, masumiyet var. insanlar içe kapalı değil. dışarı çıkmayı, hele hava biraz güzelse 3 köprüler bölgesi cıvıl cıvıl. henüz dejenere olmamış bir şehir. gitmeden önce bayağı sarı bir slav ırkı bekliyordum. tam aksine daha balkan, akdeniz karşımı tipler. kumral, siyah saçlı genel görünüm. negatif iki şey. umumi tuvalet diye birşey yalnızca bir tane görebildim. şehrin meydanı, civarı dahil. illa bir cafeye oturmanız gerekecek. ikincisi de park otomatları. maksimum 2 saat park ücreti kesiyor bu aletler. 1.40 eu. maksimum 2 saate kadar. mutlaka 1 eu,50 cent ve 20-10 cent kabul ediyor. kağıt para ya da 2 lik kabul etmiyor. çok cins bir sistem. iki saatte bir gidip uygun demir eurolarla park ücreti kesip direksiyonun önüne dışardan görünecek şekilde koymanız lazım. zırt pırt arabanın yanına dönmek çok saçma. iyi yönü ise pazarları ve cumartesi 13.00den sonra park ücretsiz. cumartesileri şehir merkezinde pazar kuruluyor. aynı türk semt pazarı hesabı. tabi bağırıp çağıran yok. köylerden meyve sebze bal ıvır zıvır satılıyor. gayet renkli, çeşit bol. yalnız çok pahalı. yarım kilo çilek 10 eu.,250 gr. böğürtlen 5 eu. şehir yukarda bahsettiğim gibi genel olarak pahalı. buna karşın pek eski model araba, dökük bina, kokuşmuş cadde görmedim. insanlar düzgün giyimli ve mutlu dediğim gibi. ülke yugoslavyadan sonra avrupa birliğine giren ilk ülke slovenya 2004'te. tarım, çelik, kimya ve mobilya sanayi gelişmiş.Maribor şarapçılıkta çok iyiymiş. euro bazında bu fiyatları demek ki iyi bilemediğimiz sanayilerine ve bizim öldürdüğümüz tarıma borçlular.
Aşıklar şehri olduğu söylense de konuştugum bir sloven bunun sallama olduğunu söylemiştir ancak aşk kelimesinden türemiş gibi olan ismi gibi karışık olmayan bir şehir.
