sınıfınız kalabalık değilse ve zaten sınıfta herkesin zaten iletişim sorunu varsa pek de bir şey kaybedilmeyecek lise bitirme türü.
en eğlenceli tm'ciler diğer tm sınıfındaydı. kazayla bizim sınıfa düşen eğlenceli kişiler de sözele geçtiler ne hikmetse. sayısalcılar zaten aralarında klan gibi yaşıyorlardı ve bir üst katta ikamet ediyorlardı.
hadi diyelim kendi aramızda sohbet edeceğiz; sınıf hangar gibi ve biz de 16 kişi olunca bu pek de mümkün olamıyordu. sıralar da tek kişilikti üstelik.
yalnız bırakılmıştık. yapayalnız.
hazırlık iyiydi; o zamanlar otuz kişiyiz tabi. zaten her şey ingilizce. her ders ağır. uyumak kimse için mümkün değildi.
sonra geldik mi lise 1'e. matematikten acayip korkuyordum. fonksiyonları bi anlamadım; anlamayış o anlamayış. bir daha bir adım ilerleyemedim. malum her bok fonksiyonları temel alıyor. matematik dersinde uyumalarım o zamana denk gelir. keza analitik geometri ve geometride de.
tarih hocam beni sevmiyordu ve nasılsa üniversiteyi kazanamayacağım diye herkese verdiği testlerden bana vermiyoırdu. tarih derslerinde de uyumaya başladım.
coğrafya hocamı çok sevmekle beraber coğrafya konusunda korkunç bir yetenek eksiğim vardı. hadi onda da uyku.
edebiyattan türlü türlü ders aldık. hiçbir hocam edebiyat konusunda bir şeyler becerebileceğimi düşünmemişti biri hariç. o biri de sınıf öğretmenimdi zaten. sadece kompozisyon yazacağım zaman acayip dinç olurdu kafam. sonrasında hadiii, yat uyu.
resim ve fotoğrafçılık kulübü vardı. artık kol değil kulüptü bu topluluklar. onun başkanı olmasam resimde de uyurdum ama her hafta toplantılarda illa bir faaliyet dosyası vermek zorunda olduğumuzdan uyuyamazdım. son sınıfta müziği seçtim. sokuldum uykunun kollarına.
fizik ve kimya hocalarım nedense beni sevmiyordu. ben de onlara bayılmıyordum. üstelik sürekli notlarımı kırıp durmalarından da sıkılmıştım. uyudum. yine gariptir ki öss'de yaptığım 7 fen sorusunun 7'si de doğruydu. her şeyi onlar mı mahvetti acaba? yine girdim bu sene sınava ve 15 soruda 12 doğru. evet her şeyi onlar mahvetmiş.
ne mi kaybettim? belki de hiçbir şey. beni tanıyamadılar sadece. yeteneksiz, depresif, problemli biri olduğumu düşündükleri için de uğraşma gereği duymadılar hiç.
sadece bir edebiyat hocam daha üzerime düşseydi daha iyi yerlerde de olabilirdim, o da bir gerçektir.
sonuçta üniversiteyi ilk senemde ve okula göre fena da sayılmayacak bir puanla kazandım. uykuda öğrendim belki de her şeyi kim bilir?
Cezasını ömrünüz boyunca çekebileceğiniz hareket.
1 yıl kaybettirdi üstüne ertesi yıl istediğim üniversiteleri kazandığım halde diploma puanı yüzünden yerleşemememe sebep oldu.