insanı duygulandırır. Çocuk olarak geldiğin yerden bir seksenlik bir adam olarak çıkacaksındır. iç acıtır. ilk günki gözlemlerini ve son gün düşündüklerini hatırlarsın. iç burkar.
ilk gün kapinin önünde 30 dk boyunca oturdum bekledim dilenci gibi belki bi tanidik gorrum diye. Simdi hocalarla kankayiz buyuduk hareketlerimiz cevremiz degisti burdan kucuk kardeslerime soyluyorum liseden daha guzel bi yer yoktur eger bi sevdiginiz varsa cumartesi pazar bile sacma gelir size. iyi günler
ilk gün büyük stres vardır. arkadaş bulur muyum diye. ve eğer önceden çok az tanıdığın belki de nedensizce nefret ettiğin birini aynı sınıfta görürsen hemen ona sarılırsın. işte o aslında gerçek dostundur. lise bitmiştir, üniversite bitecektir. ama hala o tek dostundur.
tadi damaginda kalir insanin. lise cok ayri bir yer. hayatin en özgür oldugunuz boyutu bence. ozgurluk derken yanlis anlasilmasin. arkadasliklarinizin en iyi oldugu donem, guzel muhabbetlerin, heyecanlarin, cekismelerin en tatli oldugu.. insanlara guvenmenizin yuksek oldugu zamanlar.. guzel gunlerdi, guzel...
Son günü nasıl olur bilmiyorum ama ilk günü fazlasıyla ilginç ve heyecanlı idi. Ben okula son gelendim neredeyse. evet, en son. ortaokuldaymışımcasına okula geç gittim. o arada sınıflar falan ayrılmış, öğrencilerin yerleri bellenmiş idi. Tabi ben bozuntuya vermedim sıralardan birine karıştım. ne yazıkki hangi sınıfta olduğumuda kimseye soramamıştım çünkü beni tanıyan kişi yoktu. kötü bir okuldan iyi bir okula gelmiştim. sonuç olarak öylece kalmış ve heyecan kat sayım epey bir artmıştı. ardından sıralar halinde sınıflara çıkmaya başladık. Sonra farkettimki en üst kattaymışız ve bende okulun en arkasından tepkisiz tavırlarla yürüyordum. ilk çıkanlar sürekli alt katlardan üst katlara doğru birikip sıra oluşturuyorlardı. çömez olan bizlere ilginç bir karşılama sergiliyorlardı. alkışlama ve çöm çöm çöm kelimelerinden oluşan bu karşılama beni ne kadar heyecanlandırıp korkutsada yüzümde en ufak bir tepki belirmiyordu. o anın şokuydu diye düşünülebilir fakat değil. benden kaynaklı bir şeydi. velhasıl ben 9. sınıfların katına çıktıktan sonra hangi sınıfta olduğumu bilmediğimden bir de aşağı inip müdür yardımcısına sınıfımı sormuştum.sınıfımı öğrendikten sonra yanına oturduğum kişi ile saçma sapan bir selamlaşmam olduydu hatta. direk takımını sormuştum.
Güzel bir gün değildi doğrusu. tek bir tanıdık yoktu sınıfımda. okulda bile toplasan 6-7 kişi ancak çıkardı 110 kişiden. herkes birbiriyle uzun zamandır arkadaş, sürekli kantine falan gidiyorlar, eğleniyorlar falan. ortam gerilinecek bir ortam değildi ama orada o şekilde görünmez olmak, yalnız kalmak, herkesi kendinden özgüvenli görmek, yüzüne dahi bakılmaması zordu. sonradan durum çok değişmedi ama iyikide değişmedi.
ilk gününe pencere kenarında dışarıyı izleyen bir asosyal olarak başlamıştım.
son gününde ise karneyi alıp mezun olduktan sonra arkadaşlarla biraz geztikten sonra eve gelip pes atmıştım.
fazla da bir şey değişmemiş aslında ama geçti gitti koskoca 4 yıl vay be.
ilk gün hocaların göz dağı verdiği andır sınıfta bırakmayla tehdit ettiği gündür öğrencilerin hepsinin korkak olduğu gündür . Son gün ise öğrencilerin kaşarlandığı notların girildiği gündür .
heyecanla yataklarından fırlayıp annesinin akşamdan özenle ütülediği okul üniformasını giydikten sonra okul yolunu tutan erkek ve kızlarımız yürüdüğü kaldırım taşlarını artık bende bir yetişkinim edasıyla adımlar, okula varır, sınıfını bulur sırasına geçer ve içeri giren her kişiyi meraklı gözlerle süzer. erkek öğrenciler iki dirhem bir çekirdek olmuşlardır. kravat, gömlek, ayakkabı, ceket o biçim. kız öğrenciler ise özenle tarayıp şekil verdiği saçları (bkz: at kuyruğu, topuz, örgü) ve diz altına ulaşan etek boylarıyla dikkat çekerler.
son gün:
bu günde ise sınıfın ön sıraları ile arka sıralarında belirgin bir cinsiyetçi bir ayrım vardır. bir kaçı hariç bütün erkekler arkalara sıralarda bulunmaktadır. ilk gün ki nizam ve intizamdan eser kalmamış; saçlar jöleli, kravat imzalanmak üzere cepte, gömlek hak getire. genellikle ön sıralarda bulunan hanım kızlarımızın ilk gün örgü, topuz ve at kuyruğu olan saç modelleri yerini lavaboda ıslatılıp salınan saç modelleri almış, etek boyları mini boyutlarına ulaşmıştır.
ilk günü en yakın arkadaşımla tanışmıştım. Son yıl farklı okulda olsamda üzülmüştüm lise bittiği için. En güzel yılım son yılımdı. Neyse mezuniyet balosundan sonra daha gitmemiştim okula son günde karneleri aldıktan sonra arkadaşlarla okey oynamaya gitmiştik.
ilk gün koca bir korku, sıkıntı, insanları tanıma telaşı ve kalabalıklar içindeki yalnızlık duygusuyla başlar. küçük bir şehir de yaşıyorsanız bir çok tanıdık yüz görüp rahatça arkadaş edinebileceğiniz ortam. Gel zaman git zaman aylarla birlikte arkadaşlıklarınız artar. çoğalır çoğalır çoğalır. sanki sonrada sarsıntılar, kavgalar, anlaşmazlıklar derken etrafınızdakiler azalır azalır azalır. son yılda tanıdığınız çoğu insan ve bir de bir avuç dostla veda edersiniz okulunuza. elinizde avucunuzda kalan en değerlilerinizdir aslında. belki de uzun yıllar ayrılmazsınız. benim için böyle olmuştu açıkcası bu yönden şanslıydım belki de.
Kısaca lisenin ilk günü aklınızda kalan kaygılar, notlar, dersler...
Ve son vedanızdaki o bir avuç insan, sevgi, dostluk, ve onlarla geçirilen birbirinden güzel anı...
Özetin de özeti dersek lise bir hatıradır.ne kadar çok ders notu değil ne kadar çok anı biriktirdiğinizdir önemli olan.zira son günü bütün bu anılarla geçer.