bizim zamanımızda orjinal markalı kazakları gömleklerinin üzerine geçirip gezerlerdi. hatta bu olay beni o kadar çok etkilemişti ki, bir dönem şimdinin parasıyla 200 liraya bir kazak almak istediğimi babama söylediğimde babam bana "hassiktir lan" demesiyle aklım başıma gelmiş ve efendi olmaya karar vermiştim. nickimin de ortaya çıkışı bugünlere denk gelmişti. hey gidi hey be.
bizim yıllarımızda anadolunun kırsal bir kasabasından bahsediyorum,
*yumurta topuk sivri burun ayakkabı giymek,
*şalvar tip diye tabir edilen, çuvalımsı pantolon giymek,
*beyaz çoraba ve beyaz gömleğe özen göstermek,
*saç uzatmak ama sadece ense kısmını,
*18 yaş sınırı olmasına rağmen kahveciyle ahbap olup kahveye gitmek
cidden ben lise bir e kadar böyle bir kasabadaydım. neredeyse herkesin kıyafeti buydu. arkadaş kot pantolon giyme cesaretini gösteren gençlerin sayısı kos koca bir ilçede elli yi geçmezdi ya. bu arada ben yukarıda geçen maddelerin hepsini yaptım. tiksiniyorum kendimden sözlük.
anası babası en güzel, en dayanıklı çantalardan * almasına rağmen tüm kitap ve defterlerini elinde taşımak.
bir de liseli kızların vazgeçilmesi peluşlu kalemkutusu vardır ki bunların boyutu arttığında ailesinin de gelirini bir yerlerden tahmin edebilirsiniz.*