Allah'ın izniyle günay yuvası olan yurtlar yerine abi abla evlerinde kalıp, dayatmaca namaz kılıp, ahlak dersi verip bizzat ahlaksız olan insanlarla beraber 35 kişi aynı evde kalıp, ne yazdığı anlaşılmadan sadece öle ezbere kur'an okuyup,ağzından maşallah, insallah laflarını düşürmeyip, kız arkadaşının olmasını günah kabul edip, sınavlarda başarılı olmanın çalışmak yerine önce dua etmekten geçtine inanmaktır.
cemaati ilk olarak lise 2'ye giderken bir öğretmenim sayesinde tanıdım. beni seven bir öğretmenimdi herhalde benim de faydalanmamı istediği için sohbetlere davet etti. ben de o aralar ergenliğin de verdiği merak hissiyle cemaati araştırmaya başladım. fethullah gülen'in özgeçmişini okudum hakkında bütün kesimlerin yorumlarını dinledim, fikirler aldım, dine bakış açısını anlamaya çalıştım, neler yaptığına baktım. gördüğüm sonuçlar beni gerçekten şaşırtıyordu çünkü adamı seven gerçekten seviyor ve ona inanarak elinden geleni yapıyor sevmeyenler ise hakkında ağza alınmayacak bence kendilerinin bile inanmayacağı şeyler söylüyordu. adam afrikada okullar açmış türkçe eğitimle öğrencilere hem kültürümüzü öğretmiş hem de islamı öğretmiş.
uluslararası alanda da saygın olduğunu gördüğüm, hakkında yurtdışındaki gazete ve televizyonlarda iyi şeyler söylenmiş bir insan. tanıdıkça, okudukça bir sempati oluştu ama kesinlikle ona karşı değil dine karşı acaba bende insanlık için, mutluluğumuz için, gelecek nesil için ne yapabilirim diye düşünmeye başladım benim gibi düşünen 'kendi mutluluğu için değil başkalarının mutluluğu için' çalışmayı hayat felsefesi haline getirmiş insanları görünce nasıl geliştiğini, nasl bu kadar geniş bir yapılanmaya sahip olduğunu anladım. kafamda soru işareti kalmamıştı ve sohbetlere katılma teklifini seve seve kabul ettim. sohbetler her hafta davet eden bir arkadasımızın evinde 10-15 kişilik toplulukla yapılıyordu.
sohbetlerde her hafta bizim tarafımızdan bir konu seçilir ve bu konuyla ilgili kitaplar okunur, yorumlar yapılır ve sorular sorulurdu. yaşıma göre olgun olduğumdan diğer arkadaşlarımın göremediği şeyleri görebiliyor ve manevi bir haz almayı başarıyordum. sohbetlerin sonunda hocaefendinin vaazlarını dinliyorduk. ilk haftalarda biraz tuhaf geldi hoca efendi. ama sonradan ne kadar içten olduğunu anladım. ve tabi bununla birlikte neden sevilmediğinin nedenlerinden birisini. sohbetlerde geçen 2-3 haftanın sonucunda hayatımda büyük değişiklikler meydana getirmeye başladım tamamen kendi isteğimle hiç bir baskıya maruz kalmadan namaz kılmaya başladım, kur'an öğrenmeye çalıştım.
artık boş işler peşinde koşmuyor, sürekli sorguluyor bir şeyi kendi irademle başarabilmenin mutluluğunu yaşıyordum. bu sohbetler uzun bir süre devam etti. ailem bendeki değişikliklerden dolayı çok mutluydu en önemlisi ben mutluydum çocuk yaşta kendime bir hayat felsefesi edindim artık ne istediğimi biliyordum. dünyaya neden geldiğimizi yavaş yavaş anlıyordum. yaşadığımız yer küçük bir yer olduğundan katılımlar da arttı her hafta hiç ummadığım bir adamın sohbetlerde bir şeyler öğrenmek adına gözlerindeki ışığı görebiliyordum ve ona yardımcı olmaya çalışıyordım. bir süre sonra yaşadığımız yerde hakkımızda hiç bir şey bilmeyen bazı cahiller tarafından çirkin laflar ortaya atıldı, iftiralar atıldı. belli bir kesim düşman olmuştu bize hiç bir şey bildikleri yoktu sadece kulaktan dolma bilgilerle yok efenim 'beyninizi yıkıyorlar' buyrun gelin madem öyle bizi anlamaya çalışın, beynimizi yıkayıp yıkamadıklarını görün diyordum ama önyargılar devam ediyordu.
bizimle birlikte yaşadığımız yerde olumlu güzelliklerde olmadı değil sohbetlerimize yeni kişiler katılıyor, kadınlarda bile sohbetler başlıyordu. cuma namazına katılımlar bile yükselmeye başlamıştı. tabi tepkilerde susmadığı için bir süre ara verdik ama hiç kopmadık birbirimizden. .Ve Dershane Yıllarım. lise 3 te dershaneye gitmeye başladım. bizim orda dershane olmadığından ilçeye gidiyordum. dershane de tahmin edebileceğiniz gibi malum dershane. dershane de öğretmenlerim önceden de az da olsa tanıdıkları için çok ilgileniyorlardı. bizi sürekli davet ediyor imkanı olmayıp yurtta kalan arkadaslarımızı gösteriyorlardı bize ama bunu gösteriş için 'bakın biz bunları yapıyorum biz iyi insanlarız' demek için yapmıyorlardı bizim de gelecekte aynılarını yapmamız için yapıyorlardı. farklı ağabeylerle tanışmak düşüncelerimi derinleştirdi ve yapılanları gördükçe daha da seviyordum onları. son senemde sadece üniversite kazanıp hayatımı kurtatmak için çalışmadım daha fazla insan göreceğim daha fazla şey öğreneceğim daha fazla insana yardımım dokunacak diye çalıştım. ve hayatımın sonuna kadar bu fikirlerde olacağıma o kadar eminim ki.
farklı fikirler görmek için yararlardığım kaynaklardan biri de uludağ sözlüktür. eminim eksileyende artılayan da olacak ama umurumda değil. burda benim gözümden cemaati anlamaya çalıştınız. yardımcı olmuşsam ne mutlu bana. gülmüşseniz de ne mutlu bana.
ve şöyle bir durum var cemaat atatürk düşmanıdır laiklik düşmanıdır diye bir durum kesinlikle yok arkadaşlar. 3 senedir önemli sayılabilecek ortamlarda bulundum kesinlikle böyle bir şey duymadım. demokrasi demokrasi diye bağıran arkadaşlar madem böyle bir şey istiyorsunuz farklı fikirlere açık olmayı her kesimin düşüncesini hayat görüşünü anlamaya çalışın.