en çok istediğiniz bölüme girin. olmadıysa tekrar deneyin, 2-3 yıl sürse bile deneyin. ailenizin de baskısıyla hemen bir bölüme kapağı atıp diploma alayım diye düşünmeyin, yoksa ilerde çok pişman olabilirsiniz. nerden mi biliyorum, çünkü kendim yaşadım. dediğim gibi en çok istediğiniz alana yerleşmeye çalışmanız uzun zaman alsa bile, kazandıktan sonra başlarda kaybettiğiniz zamanı fazlasıyla telafi edeceksiniz.
istediğiniz, sevdiğiniz bölümü okuyun. gideceğiniz üniversite mutlaka ilk 10da yer alsın mümkünse. yeni açılan üniversitelerden uzak durun. ders çalışmak genlerinizde yoksa mühendislik,tıp,hukuk yazmayın; gidin sosyal hizmet okuyun. üniversitede yatarım akşama kadar sınav zamanı çalışırım derseniz şemsiyelerden şemsiye beğenirsiniz. rahat rahat okumak istiyorsanız yukarıda saydığım fakültelere gitmeyin. bir de gideceğiniz üniversitenin kampüsü olmasına dikkat edin. 3 binayı yan yana dikip adına üniversite diyenlerden uzak durun. düşündüğünüz üniversitenin kütüphane, ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçlarını iyi araştırın. ayrıca sıra beklemenin ne demek olduğunu öğrenin. otobüs sırası, servis sırası, yemekhane sırası vs. kaynak yapmaya çalışmayın. sonra arkanızdan hoş şeyler söylenmiyor. özel üniversiteye gidecekseniz berkecan üniversitesi gibi üniversitemsilerden uzak durun. bilkent, koç, sabancı, başkent, tobb gibi üniversitelere gidin. şimdilik eyyorlamam bu kadar.
Lysden sonra her şey bitiyo sanıyosunuz ama üniversitede vizeler finaller lysden daha Çok koyuyor arkadaşlar. He lisedeki arkadaşlığınızda tabii ki devam etmeyecektir ümitlenmeyin.
tercihinizi yaparken istediğiniz meslekte hangi dersleri alacaksınız size uygun mu mutlaka araştırın, bu bölümde okuyanlara mutlaka danışın, bir ömür evliliğinizden çocuklarınıza kadar sizi etkileyecek unutmayın. sırf 1 yıl beklememek için yanlış karar vermeyin. ayrıca üniversiteye girince herşey tamam diye düşünmeyin. üniversite hayatınızdaki yeni bir başlangıçtır. hayalleriniz, idealleriniz hep burada şekillenir. gençliğin verdiği enerji ve üniversitenin sunduğu olanaklarla kendinizi gerçekleştirebilirsiniz. ayrıca hayatın testlerden ibaret olmadığını öğreneceksiniz.
üniversiteyi unutup bi berber çırağı olmaya bakın. işsiz kalmış lisans mezunundan ziyade, lise mezunu bi ara eleman olmak geçim açısından daha garanti yoldur.
zaten ne kadar nasihat verilse de elbet bi kaybeden olacak değil mi?
burada yazılan tavsiyeleri dikkate almayın. burada yazanlara da inanmayın. yok üniversite şoyel kotu boyle aratıyor lise ortamını vs. şeklindeki söylemler ya kaliteli bir yerde okumamış ya da henuz ilk senesinde olup ne oldum! diyenlere aittir. Üniversite hayatı ömrünüzde yaşayaileceğiniz en en en güzel hayattır. yaırn oburgun 10 bin tl maaşla işe başlasanız, emin olun yine de ararsınız univesite ortamını. çok abartı geldi değil mi? ama ararsınız işte:
tek yapacagınız kaliteli bir yere girmek. boylece çevreniz de kaliteli insanlardan oluşacak, muhabet ettikçe gelişeceksiniz. DErslerle gelişilmez. ama etrafınızdaki tipler düşük kalitede tiplerse, sizden de bi bok olmaz.. Ha düşük puan almak düşük kalite yüksek puan almak yüksek kalite mi gösterir? hayır.. Ama şöyle diyeyim, nedendir bilinmez, %80 alakalı aslıdna bunlar.) celal bayar'da bulacagınız ortam ile odtü'de bulacagınız ortam da, insanların kalitesi de aynı olmayacaktır. örnekler çogaltılabilir. Sizi siz yapacak olan universitedeki o çevrenizdir işte. onu iyi seçin.. iyi seçmek için iyi bi yere gidin. gerekirse 3 sene girin, 4 sene girin.
hayır zaten sikindirik bi universitenin ortalama altı bir bolumunden mezun oldugunuzda iş bulma şansınız da yok, kendinizi geliştirme şansınız da çok çok az.. Ne halta yazılır oralar bilmem hala.
Ama bak gerçekten diyorum, universite hayatın kadar güzel bir hayat olmayacak düzgün bi universitede iyi bi bolumde okursan. hatta gerekirse yer değiştiririm sizinle.
ha bi de dip not; bazen çevremde duyuyorum yatay dikey geçiş falan.. Her kim ki bi bok beceremez "ohoo dikey geçiş yapcam ki ben, yatay geçiş yapcm çok çalışıp ki! der.. henuz yapana rastlayamadım. yapamayacagınızı bilin de gelin. ona göre.
çalışın, 5 yıldan fazla süre zarfında bitirmeyin, gidebileceğiniz en iyi okula gidin, Ben delikanlı adamım sevmediğim insanla kanka olmam etmem demeyin bölümden en cins adamla bile kanka olun keza ben delikanlı adamım çok samimi olduğum adam harici kimseden ödev istemem demeyin isteyin. göreceksiniz ki en zor dediğiniz dersleri nekadar rahat geçeceksiniz.
ha bir de
(bkz: istersen yaparsın)
yatay, dikey, çapraz, yandal, çift anadal her türlü şeyi yaparsın yeter ki okulun çalışma prensibini öğren.
eğer şehir dışında okuyor ve eve çıktıysan, gerçekten çok az ses çıkardığın halde kapına dayanan gıcık bir komşu hasıl olduysa onu tersle. aksi halde hiçbir zaman rahat bırakmayacak o adam/kadın seni.
* üniversiteleri özgürlüğün yıkılmaz kaleleri olarak görmekten vazgeçin. o eskidendi bebişim. şimdi yemekhanende at eti çıkar, eylem yaparsın, çat diye soruşturma açarlar sana. e ama öe özgürrlük demene kalmadan yersin uzaklaştırmayı. he üni.de aktif olma demiyorum tabi ki yap, ama bil de yap.
*"ulan burası üniversite, süper donanımlı insanlar vardır. oturur beraber şiir okuruz, sergi gezeriz vs vs" diye düşünmeyin. yalan o. 10 tane öyle adam bulursanız sınıfınızda bana da haber verin, bende gelirim okuduğunuz bölüme.
bölüme geçelim:
-eğer ki hukuk okursanız, "siyasetle ilgilenmiyorum" demeyin. çok pis dalga geçerler sizinle. kimse geçmese ben geçerim.
-eğer ki hukuk okursanız, okula başladığınızın ilk aylarında, otobüste falan otururken kitabınızın "medeni hukuk" "anayasa hukuku" zıttırı vıttırı bölümlerini üst tarafa getirip "bakın ben hukukçuyum he" havalarına girmeyin. sonradan çok utanırsınız, söyleyeyim.
neyse aklıma geldikçe yazarım daha. hadi şimdilik kolay gelsin
lisedeki gibi hocalara laf yetiştirmeye kalkmayın zira üniversitedeki hocalarınız lisedekilerden daha donanımlıdır.
(bkz: lafı koyarım 15 gün içinde ölür, kesin!)
etrafınıza 10 tane kız çevreleyip çimlerin üstünde gitarla düş sokağı sakinlerinden resital sunma hayalleri kurmayın gerçekten piyasada ''gitar çalabilen enflasyonu'' var.
canın sıkılırsa -hatta öyle bir sıkılsa ki- uludağ sözlüğe gelip aramaya inanmayan üniversiteli abilerinin öğütleri var mıdır yok mudur, varsa nedir diye sözlüğe bak.
yurtlarda barınan pkk sempatizanlarını yurt yönetimine şikayet etmeyin(bu adamlar zaten fişleniyor). aksi takdirde adınızın bizzat yurt yönetimi tarafından onlara uçurulacağını ve terör örgütü sempatizanlarınca rahatsız edileceğinizi unutmayın. eğer bu hatayı(?) yapmışsanız böyle bir durumda dinsizin hakkından imansız gelir hesabı bütün ülkücü ulusalcı vb. tayfaya haber uçurun. bir haftalık gerilimin ardından ortalık yine süt liman olacaktır.
üniversitelerin adlarının hayatımızda önem gösterdiği yerler olabiliyor ama hangi üniversite öğrencisi olursnız sonuçta üniversite mezunu gibi sıfata sahip olacaksınız.
ygs-lys' ye hazırlandığınız dönemin kıymetini bilin keyfini çıkarın bu günlerin, üniversitede her sınav ayrı bir ygs havasında geçiyor çünkü. bir de lisedeki arkadaşlar kadar has arkadaş bulmanız zor, bu arkadaşlarınızla aranızı açmayın. ve son olarak üniversitedeki ilk derste hoca ordinaryüs bile olsa derse girdiğinde ayağa kalkmak gibi bir angutluk yapmayın.