libidolarini kontrol etme mekanizmasi randımanli calismaz liselilerin. evliliğin tenefuste cikolata, tost almak kadar basit bir ekonomiye dayanmadığını; marketlerde ayaklara kara su inene kadar dolaşmanın okul çıkışı oksijeni içine çeke çeke yürümeye benzemediğini; ailelerin dahil olduğu stresli söz nişan süreclerinin sevgiliyle kafe koselerinde nargile tüttürüp opusup koklasmaya benzemediğini henüz idrak etmemiş bünyeler pek bir acele ederler ilişkilerini resmiyete dökmek için. bunun sonucu olarak da (bkz: pastane nişanı)
liseli salaklığı ve dar görüşlülükten kaynaklanır.
lisede zaten herkes 3-5 yıllık ergendir, bu yüzden bir nevi deneyimli ergen sayılabilir. fakat deneyimli ergen olunmasına karşı, hiç bir deneyim yaşanmadığından akıl hala havalarda, oralarda, buralarda, bilinç düzeyi de yerlerde gezinmektedir. e bu salaklığa bir de çekici "bulduğu" karşı cins de eklenince kafa hepten uçar. ilkokul ve ortaokulların "ayşe ali'yi seviyoooo"ları da bırakıldığından, ilk ilişkiler lisede yaşanır ve bu yüzden ciddiye alınır. ama gelin görün ki yalnızca öpüşmeye varacak, belki bikaç koklaşmaya dayanan bu lafta ilişki ciddi olmaktan çok uzaktır. ama salak ergenimiz bilmez bunu ki, bu gerçek liseden mezun olunca kafaya dank edecektir zaten. o yüzden lisede evlenmedikleri sürece çok endişelik bir durum yoktur.
tabii bir de, "yeterince" karşı cins görmeme var. görüp de görmeme sendromu olarak da bilinen, dar görüşlülük demektir bu. alt tarafı azıcık yüzüne gözüne bakılır bir partner bulan salak ergen, dünyada başka kız/erkek kalmadı sanır. bu yüzden de ilişkiyi yine ciddiye alır. fakat bu durum da liseden mezun olunca değişecek bir kavram olduğundan, bu durumda da endişelenilecek bir durum yoktur. mezun olunca geçer.
yüzük takıp sözlüm,nişanlım olarak flörtünü millete tanıtma furyasıdır.özentilikten başka bişi olmamasıdır.rahatça cinsel ilişkiye girmek için ortada sorunu kendi aralarında kaldıran ergen bünyelerin yaptığıdır.