liseli bebelerin rutkay aziz i desteklemesi

entry30 galeri0
    1.
  1. sanatı siyaset yapma aracı olarak kullananları destekleyen bebelerdir. bizzat oradaydım ve hakikaten çok utandım üzüldüm. söylediklerinde haklılık payı olsa da. oraya insanlar niye gitti hakikaten anlamak zor. ben oraya sadece sanatsal bir olguya yakınlaşmak için gittim. siyasetten sonra bir alkış bir alkış! o hırçınlaşmış entel gurubuna şaşırıp kaldım. eee siz enteldiniz be sanata verdiğiniz önemle ve mantığınızla bilinirsiniz. ne oldu da sanatınızın üzerine siyaset başörtüsü takanı desteklediniz?

    hadi işinize, yazıklar olsun.
    10 ...
  2. 2.
  3. sanatçı gerçekleri görür ve dile getirir. oscarda bile abd'yi eleştiren sanatçılar var. hemde dünyaya mal olmuş.
    rutkay azia'e helal olsundur. korkmadan bazı şeyleri dile geitrdiği için.
    onu destekleyenler lise amelesi değil daha çok gerçekleri gören, vizyonu olan insanlardır.
    olmayanlar ise anca yerer,yaftalar.
    10 ...
  4. 3.
  5. bu duruma karşı çıkarken bile ''liseli bebe'' gibi benim babam senin babanı döver tarzı çocukça yaklaşan kişilerin varlığından iyidir.

    eğer karşıt görüşlüysen ve bu görüşü ergen işi olarak görüyorsan biraz daha olgun olman gerekmez mi?

    tezat böyle bi'şey.
    13 ...
  6. 4.
  7. tamam anasını satayım! güzel konuşmuş anlıyoruz da, ne yapmış rutkay aziz beyefendi bu konuştuğu konularda?
    "Ben bu durumu sevmiyorum" "ben bu durumdan rahatsızım" -- "ben bu durumun farkındayım"

    oğlum ne yaptın düzeltmek için?

    Bu tarz konularda farkındalık yeterli değildir. Farkındasın da ne oldu? her şeyden önce katkıda bulunman gerek çözüme! bok atmakla olmaz bu işler. Şimdi deneyeceğiz, bir email yazacam bu adama, benim dönemlik harç ücretim 800 TL rutkay bey, bir destek ol diycem. Cevap bile gelmeyeceğine teminat verebilirim.
    3 ...
  8. 5.
  9. (bkz: liseli bebelerle uğraşmayı görev edinmiş yazar)

    sifonun çekilmemesini fırsat bilip klozetten kendi imkanlarıyla doğmuştur.
    4 ...
  10. 5.
  11. günümüzde akp karşıtı olmak liselilik *oldu resmen.

    ayrıca hangi sanat arkadaş, orda bir eser icra edilirken mi rutkay aziz çıkp bu konuşmayı yaptı. sanatın yeri ayrı siyasetin yeri ayrı mantığı zaten bizi böyle şekilci bir toplum olmamızın nedenlerinden biridir zaten.

    ortada bir sanat filan yoktur, sadece bir ödül töreni vardır ve böyle bir konuşmada o ortama göre son derecede normaldir. ortada sanata zarar verecek bir siyasi eylem varsada biz bu "liseli halimizle" göremedik.
    7 ...
  12. 6.
  13. rutkay aziz'i alkışlayan koskoca bir salon , koskoca bir sanatçı topluluğu'ndan kendini daha bilgili sanan yaşamayan canlı söylemi...
    3 ...
  14. 7.
  15. 8.
  16. haksızlığını haklı olarak göstermek için daha büyük bir haksızlığı olağan kılmaya çalışanların haksız çabasıdır.

    oscar ödüllerinde siyasetin döndüğünü elbette biliyoruz. ama bu demek değildir ki oscar da bile varsa bizde olması gayet normal. siz neyin haksızlığıyla rutkay aziz i haklı kılmaya çalışıyorsunuz? siz avrupalıların ne büyük çirkinlik yaptığının farkındayken bunu ülkemize uyarlayanların arkasında neden duruyorsunuz? daha öncede dedim eleştirilerinde haklılık payı var, ancak ben orada hiç de istemediğim şeyler duydum çok güzel görüntüler ve konuşmalar beklediğim halde. yahu niçin her şeyin hakkını tam olarak veremiyoruz. ben rutkay aziz in sanatına bir laf edemem, ama siyasetine laf edebilirim haklı veya haksız bu önemli değil. siyasetini neden insanların sanat görmek istediği yerde yapıyor? 80 den bu yana korkudan ses çıkaramayanlar ne oldu da hortladı anlamıyorum bu bir yana, üstüne basa basa söylüyorum yeri bir festival değil, siyaset meydanı.
    3 ...
  17. 9.
  18. Türkiye nin Nice rutkay azizlere ve onu destekleyen liselilere ihtiyacı var.
    2 ...
  19. 10.
  20. liseli bebeler lafıyla liselileri küçümsemeye çalışan bir başlıktır.

    liselilerin bu sayfalara açtıkları bir dolu ipe sapa gelmez başlık olduğu doğrudur ama, hiçkimse gene de hiçbir liseliye hangi politik duruşu takınması gerektiğini söyleyemez. herkes istediği gibi düşünebilme hakkına sahip olmalıdır.
    3 ...
  21. 11.
  22. 12.
  23. doğruları söylemiş olan rutkay aziz'i desteklemeyi liseli bebe olarak tanımlamak nasıl bir mantıktır. kendi savunduğu görüşün çürük olduğundan doğru olan görüşü küçümsemek için kullanılmıştır. liseli kardeşimi doğruyu savunup bunu destekleyerek kücük beyinlilerin bir liseli bile olamadığını göstermeştir. hepsi sağolsun, varolsun.
    3 ...
  24. 13.
  25. tipik akp'li, nurcu yaklaşımı ile algıda oluşan yanılsamadır.

    bitiriyor beni bu "çakma yaşanmışlık esanslı cemaatçi hikayeleri" oldum olası.

    --spoiler--
    ben oraya sanatsal bir olguya yakınlaşmak için gittim
    --spoiler--

    ne demek istedi acaba şakirt? olgunun, sözlük anlamına bakıp da mı kullandı cümle içinde?

    devam ediyor ve asıl mes'elemize geliyoruz.

    ak parti için siyaset yapmak çok kolaydır türkiye şartlarında. neden mi? kalçaları çok kıvrak da o sebepten.

    sürekli bir aşağılama, küçük düşürme çabası var. "liseli bebeler" ne lan? yaşımı-başımı almış bir adam olarak rutkay aziz'in, ilgili konuşmasındaki söylediği herşeyi, harfiyen doğru buluyorum. asıl insanların, "kendilerine ve düşüncelerine dair bir şeyler paylaşması ve bunun da destek bulması karşılığında" eh işte biraz da "millet uyanırsa" düşüncesinin sebep olduğu "göt korkusuyla" hareket edip de "sağa-sola" sataşmaya çalışmanın adına ne deniyor?

    ben, ilelebet uyuyan bir insanoğlu tanımadım ömrümce. ve buna ek olarak duymadım da hiç.

    dolayısı ile dübür kaslarınız, dilediğiniz kadar kasıladursun; uyku ağır olsa da uyanılır günün birinde. işte o zaman kalçalarınızı döndürmek için yeterince alanınız olmayabilir.

    geberip de gidenleriniz için belediyenin bütçesi ile, belediyenin çalışanlarına, belediyenin organizasyonunda yemek dağıtabilecek misiniz bakalım o zaman da?
    2 ...
  26. 14.
  27. sanata siyaseti karıştıranların desteğidir.

    halen neye itiraz edildiğini anlamayan bir güruh var. halen olaydan ''akp, nurcu, cemaat'' üçlemesinden dikkat çekmeye çalışanlar var. halen söylemek istediğimiz şeyin ''aslında sanata ket vuranların desteklenmemesi gerektiği'' olduğundan başka bir şey anlayanlar var. halen benim gibi düşünenleri kıvırmakla suçlayan, sözde entel, devrimci olanlar, ikiyüzlülüğünü savurmaktan utanmıyorlar.

    siz neyi savunuyorsunuz burada anlamadım? takıldığınız şey ''liseli'' kelimesini kullanmam, takıldığınız şey akp nin ülkeyi ne kadar kötü yönettiği. ben bu başlıkta siyaset yapmıyorum bu başlıkta siyasi görüşümü belirtmiyorum. buna rağmen ''akp, nurcu, cemaat'' kelimeleriyle geliyorsunuz.

    şimdi cevabım, sanatçı topluma yön verircilere geliyor. evet sanatçı topluma yön verir. yaşar kemal topluma yön verir, nazım hikmet topluma yön verir, cemil meriç topluma yön verir, ismet özel topluma yön verir. ama bunun yerinin ''festivaller olmadığını bilir.''
    0 ...
  28. 15.
  29. "çaya, çorbaya sulu limon" mantığı ile "sanata, siyaset karıştı" nidaları atan pek sanatsever kişilerin, "rutkay aziz'in ilgili açıklamalarını" destekleyen, doğru bulan kişileri "liseli" olarak yaftalaması ve bunu yaparken de üslup olarak "ben de oradaydım" esansını kullanması durumudur.

    sanat ile siyaset ne kadar alakalıdır? çok alakalı efendiler, aklınız almaz. misal şuraya "nazi" yazacak olsam piyanist, schinler list, life is beautiful,... ve buna benzer filmler gelecektir pek çoklarımızın aklına. neden peki? çünkü insanlar bu şekilde tanıklık ediyor yaşananlara. he öte yandan pearl harbor gibi filmler ve dünyanın bildiğimiz anlamda yaşanmış tarihini değiştiren bir "hollywood" olduğunu da belirtmemiz gerek sanırım.

    devam ediyorum hemen, oscar ödül töreninde çıkıp da devlet başkanının(deyim yerindeyse) anasını siken ve ayakta alkışlanan aktörler, aktristler de cabası. demek ki neymiş, bu gibi yerlerde bu nane yeniliyormuş.

    şimdi işin komik olanı nedir biliyor muyuz?

    başlıkta bahsi geçen savı ortaya atan kişinin, "topluma yön verilmesi" konusunda "işaret ettiği" diğer emsallerdir. yaşar kemal, nazım, cemil meriç ve ismet özel... bu saydığımız isimler, yazdıklarıyla daha çok gündeme gelmiş ve işleri de yoğunluklu olarak "yazmak" olan kişilerdir. hani sanatsal anlamda "rutkay aziz" ile mukayese edilmeleri çok sağlıklı değildir bir kere. kulvarları çok farklı...

    he ama kişi eğer ki cehaletinden habersiz "rutkay aziz de kitap yazsın" diyorsa kişi, orası apayrı bir komedyaya sahne olur.

    dolayısıyla benim şu ülkede yaşayan aydınlar arasında özel, ekstradan hayranlık duyduğum bir sabahattin ali vardır ki onun da yaşantısı, öldürülüşü ve söyledikleri ortadadır.

    özetlersek şöyle diyebiliriz. şarkıda der ki;

    "solda, güneş yükseliyordu;
    güneye giderken..."

    şimdi burada siyasi bir şey arayıp durdu salaklar ama türkiye'de güney'e seyahat edildiğinde(haritayı karşınıza alınız) seyir yönünüze göre güneş, solunuzdan doğar ve yükselir. şimdi burada tercih kişiye kalmıştır, dilerse "siyasi bir şeyler mi var" diye düşünüp de şarkıyı piç eder, zevk alamaz ve bir bok da anlamaz; yoksa da "olan bu" diyebilir ve gerçeği kabul ederek mutlu olur.

    rutkay aziz, konuşmasında siyaset yapmadı bile. veya siyasi bir meseleden bahsetmedi bile aslında... ülkenin, gerçeklerine değindi, gördüğü absürd manzarayı sözlü olarak resmetti.

    haliyle bu da bazı götverenlerin, leş yiyicilerinin, katmerli orospu çocuklarının(üzerine alınması gerekenler alınsınlar lütfen) işine gelmedi de "kin" gütmelerine sebep oldu.

    olay, özetle budur hacı. öperin...
    3 ...
  30. 16.
  31. önce sanata siyaset karışmamalı diyen bebelerin sanatın toplumun bir parçası ve kendini ifade etmesi olduğunu söyleyenler karşısında kıvırıp sözü festivale siyaset karışmamalıya getirdikleri saçma önerme.
    2 ...
  32. 17.
  33. irtibarsızlaşma çalışmaları veren şakirtlerin bir diğer söylemidir.
    3 ...
  34. 18.
  35. sadece belli bir kesime hitap eden pabucumun solcusu olan ergenlerin desteğidir.
    1 ...
  36. 19.
  37. siyaset sanatla alakalıdır. filmlerin, romanların, hikayelerin, biyografilerin, heykellerin, resimlerin, makalelerin, denemelerin.... hepsinin içine girer. romanlarda siyasetlerden bahsedilir. görüşlerden ince ince ayrıntılar çıkarabilirsiniz. mesela yaşar kemal. yaşar kemal'in ''ince memed'inde'' herkes siyaset görebilir. ismet özel'in ''henry sen neden buradasın'' kitabında görüşlerini okuyabilirsiniz. cemil meriç ''bu ülke'' kitabında hakiki düşüncelerini yazmıştır. eleştirilerini getirmiştir. ülkenin gerçekleri bu yazarlar ve daha birçokları tarafından söylenmiştir ve sanatçı olduğu sürece gerçekler söylenecek ve anlatılacaktır. neticede dostoyevski bugünden işaretler vermiştir kitaplarında. yani yazarlar her şeye karışır daha doğrusu tüm sanatçılar tüm gerçeklere karışır. siyaseti konusu edip, eleştirileriyle gerçeği yansıtmaya çalışırlar. gerek hapis cezaları olsun gerek işkenceler olsun bunların hiçbirine aldırmadan hakikati söylerler.

    (benim bu yazarları rutkay aziz ile kıyaslamam gibi bir durum yok. kimin iyi kimin kötü olduğunu tartışmıyorum. siyasetine sanatına nasıl karıştırdığından bahsediyorum. rutkay aziz oyunculuğuyla siyasetini yansıtabilir. yazar bir tiyatro eseri siyasetini sonuna kadar gösterir. bu da tartışılır. ancak sanat ve siyaset iç içe olacaksa böyle olmalıdır.)

    ben şunu anlamak istiyorum, yani hakikaten çok merak içerisindeyim: ''sanat siyasete üstteki gibi karışırken mi haklıdır? yoksa ünlülerin ödüllerini alacağı gün orada siyaset yapılırken mi haklıdır?''

    oraya sanat için geldi insanlar. rutkay aziz in siyasi çıkışını beklemiyordu kimse. ve herkes gaza geldi alkışlar falan. ben kalmadım, oradaki kalkmayan kişilerde vardı. peki sanat için gelen bu kişileri orada töhmet altında bırakmaya kimin hakkı var?

    yalnız şunu anlayamadım siz neden küfür ediyorsunuz? tartışma edebiniz bu mu? beğenmediğiniz fikirlerimize küfürle yaklaşınca bize ne kaybettireceğinizi veya ne kazandırabileceğinizi zannediyorsunuz?

    halen ''liseli bebeler''e takılanlar var. size pek bir sözüm yok hadi oynayın çocuklar.
    0 ...
  38. 20.
  39. biz liseli bebeksek acaba bizimle uğraşanlar nedir? diyeceğim önerme.

    (bkz: embriyo)
    2 ...
  40. 21.
  41. 22.
  42. orda olduğunu ısrarla vurgulayan fasulye olup nimetten sayılma derdindeki insanların katılmadığı eylem.

    sanatta sosyal sorumluluk ödülü verilirken sosyal hayattaki problerden bahsetmek kadar doğal ne olabilir? ne demiş adam gelir dağılımı adaletsiz, hukuk hiçe sayılıyor, insanlar düşüncelerini özgürce dile getiremedikleri gibi haksız yere senelerce hapislerde yatıyorlar, kadınları ve çocuları koruyamıyoruz falan filan. bunlar sosyal hayatımızda karşı karşıya olduğumuz gerçekler.

    ille siyaset konuştu diyeceksen ve bunlar siyaset ise konuşur arkadaş. orası ödül töreni ve kürsüye çıkanlar istediğini söylüyor. seni sanatından alıkoyan mı var? film izlemen mi engellendi yoksa bale izlemen mi? kendine verilen süreyi böyle değerlendirmiş senin zoruna giden nedir? hadi diyelim ki konuşmaması gereken bir yerde konuşmu olsun. destekleyenler söylediklerinin doğruluğunu ve toplumun bunları görmezden gelişini yüzümüze çarpmasını destekliyor. sen ille de topu taca atıp tekrar bunları sümen altı etmek peşindesin. amacın neyse artık...
    1 ...
  43. 23.
  44. bizzat oradaydım dan sonra okumayı bıraktığım...
    2 ...
  45. 24.
  46. bizzat orda olduğunu belirten embriyo sözlemi.

    sanırım oradaki görevlilerden birinin cebindeki portakalda vitamindi.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük