lisede hocaların size sözlü notunu kötü vermesini sağlayan bilinçsizce yapılan hareketlerdir. kimya hocasına sınavda kalem fırlatma girişiminde bulunmuştum.
bir tanesni hatırlıyorum da bana geç kaldım diye geç kağıdı alarak derse gelmemi söylemişti lise-3'teki matematik öğretmenimiz.
ben de hayvan gibi çarparak çıkmıştım kapıyı. peşimden bağırıp tekrar insan gibi örtmemi söyledi.
kopya çekmiyorken, aklınca bize şaka yapıyormuş sevgili hocamız. kopya çekmişiz gibi müdüre göndermişti bende başlamıştım senaryoya müdüre anlattım hocam çok rahat bir ortam vardı, herkes konuşuyordu hoca zaten sınıfla pek ilgilenmiyordu, dememle hoca başladı tutanakları ciddileştirmeye şikayet etmeyecektim ama şimdi ne gerekiyorsa yapın! dedi müdür beylere. sonra gidip özür diledim affetti ama hoca bile olsa gelemem ben öyle muhabbetlere sonradan üzüldüm bir de çok iyiydi aramız bir sene konuşmadık, sonra tekrar dersime geldi barıştık ama üzülmüştüm zaten başıma ne geldiyse panikliğimden geldi sakin olmalı insan sakin, nerede duracağını bilmeli, heyecan yapmamalı ama nerde...
"esin hocam, kusura bakma. hani sizin yazılıları ısrarla sınıfta okumanızı istiyorduk ya,
bu yüzden siz de hemen gaza gelip, masa başında yazılıları okurken biz de başınıza yığılıyorduk!
hah, işte o ara ismail ile ben, ayakkabının üzerine yapıştırdığımız aynayla
alt tarafta bacaklarınızın arasını dikizliyorduk."
zira esin hoca'ya yaptığım saygısızlığın bedelini,
günün 5 vakti mastürbasyon çekerek ödedim. elimde tüy bitmesinin en büyük sebebi, çok değerli hocamdır.
saygıyla anılası bir şahsiyettir kendisi.
lisedeyken işe yaramaz boş beyinli bir sınıf arkadaşımın, sosyoloji dersinde oldukça pısırık olan hocamızın arkasında geçip ağzındaki sigarayla kendisini fotoğraf çeken ve kendisiyle aynı özelliklere sahip olan bir diğer arkadaşına poz verişidir. hiç unutmam bu sahneyi ki bunun yanında adamcağıza daha neler yapmışlardı. her hatırladığımda o çocuğa lanet ederim. keza kendisi şu anda sokaklarda çulsuz gezen kokuşmuş bir et yığınıdır.
aynı şekilde sözlük yazarlarının hocalarına yaptığı terbiyesizlikleri bu başlık altında övüne övüne anlatmalarını da anlayamıyorum. aynı yazarlar eminim yaptıkları bu terbiyesizlikleri çocuklarına ve torunlarına anlatacaklar, akabinde vakti zamanında kendinden büyüklere göstermedikleri saygıyı kendi çocuklarından ve torunlarından bekleyeceklerdir. sizce ne kadar hak ediyorsunuz bu saygıyı?
--spoiler--
hoca konuşmayın demesine rağmen konuşmak.
--spoiler--
Pek bir iyi aile çocuğunun yapabileceği en saygısızca davranıştır. (bkz: hayal kurmak bedava)
hoca dönem ödevi koşullarını söylemektedir: 15 sayfadan az olmayacak, yararlanılan kaynaklar belirtilecek, aşama aşama bana gösterilecek, grafikler paint'te çizilecek vb.. ppi dayanamaz sorar: yazıcının markası ne olsun hocam ?
saygısızlık mıdır bilinmez ama. lisedeyken matematik hocamızın sizden birşey olmaz siz üniversiteye giremezsiniz. ve bir çok ağır laf söylerdi.girerseniz gelin yüzüme tükürün bizden öncekilerede hep böyle dermiş taki. daha önce bizim okuldan mezun olmuş bir odtülü iyi bir bölümdü galiba. okula gelir. tenefüste hocayı görür hal hatır sorar laflarlar.
-hocam bi söz söylemiştiniz hatırlıyor musunuz?
-ne demiştim?
-üniversiteyi kazanırsanız gelin suratıma tükürün demiştiniz.
-evet. (hoca istifini bozmadan)
sonrasında balgamlı bir tükürük hocanın suratına çarpmıştır. olay karakolda sonlanmıştır.
daha sonraki haftalarda olaydan sonra hocadan ben sizi gaza getirmek istiyordum aslında diye savunma yapılmıştır.
bi hocamız vardı hr türlü işkenceye maruz kalırdı. tekme yemişti okulun serserileri tarafından . cebine nasıl olduysa torpil bile koymuşlardı. bisikletten itmişlerdi adamcağızı.