nedeni ise hocanın bize her zaman şu nasihatı vermesiydi: " Herşeyi öğrenceksiniz diye bir kaide yok. Yüzde 50 öğrenip 45 alsanız yeter. benim dersimde uyuyabilirsiniz. ben uyuyan adama sen neden uyuyorsun demem. soru da sormam. horlamadıktan sonra uyusun bana ne? Dersime müdahale etmiyor sonuçta. sınıfta 3-4 kişi beni dinlesin o bana yeter. uyuyun..."
öğle arasından sonraki ilk derslerdir.Öğle arasında spor faaliyetlerinde bulunulduğundan ve üstüne de yemek yenilidiğinden öğleden sonraki ilk ders ölüm gibidir geçmek bilmez.Hele bir de ders tarih ise sormayın gitsin.
kesinlikle felsefe'dir. o karmaşık konular, filozoflar, felsefi akımlar falan insanın uykusunu getirtmekte birebirdir. bir de hocanın anlatış tarzı ve kaloriferin hemen yanınızda olması da uykunun kaçınılmaz olduğunu gösterir. bu sıkıcı konuları dikkat ve ilgiyle dinleyen öğrenciyi de tebrik etmek isterim.
öss çalışmalarının yorgunluğuna ve derinliğinin bahşedeceği yeni ufuklara bakılmadan göz ardı edilen felsefe dersi. yüzyıllardır ayakta olan düşüncelerin bir kulaktan girip diğer kulaktan çıktığı ve ne yazık ki önemsenmediği, haftada 2 saat.