kesinlikle felsefe'dir. o karmaşık konular, filozoflar, felsefi akımlar falan insanın uykusunu getirtmekte birebirdir. bir de hocanın anlatış tarzı ve kaloriferin hemen yanınızda olması da uykunun kaçınılmaz olduğunu gösterir. bu sıkıcı konuları dikkat ve ilgiyle dinleyen öğrenciyi de tebrik etmek isterim.
öğle arasından sonraki ilk derslerdir.Öğle arasında spor faaliyetlerinde bulunulduğundan ve üstüne de yemek yenilidiğinden öğleden sonraki ilk ders ölüm gibidir geçmek bilmez.Hele bir de ders tarih ise sormayın gitsin.
nedeni ise hocanın bize her zaman şu nasihatı vermesiydi: " Herşeyi öğrenceksiniz diye bir kaide yok. Yüzde 50 öğrenip 45 alsanız yeter. benim dersimde uyuyabilirsiniz. ben uyuyan adama sen neden uyuyorsun demem. soru da sormam. horlamadıktan sonra uyusun bana ne? Dersime müdahale etmiyor sonuçta. sınıfta 3-4 kişi beni dinlesin o bana yeter. uyuyun..."
öğretmenin performansına göre değişir. hangi öğretmen uyutmaya ve uyumaya meyilliyse o derste süpper uyunur hatta tadından yenmez.
özellikle arka arkaya 2 ders ise off off süper.
fransızca ve sosyoloji dersi uyumaya çok elverişlidir.
biraz da öğretmene bağlıdır bu. sesi hep aynı tonda olan, yazdırmak bir yana dursun kendisi bile yazmayan, sadece anlatan bir hocanın dersinde ne yapılır ki uyumaktan başka. uyumak istemesen de gözlerin izin vermez ki efendim. **
Sabah erken kalkmak suretiyle uykunun bir bölümünün(!) okulda devam etme durumudur. Bazen tam uyanırsınız son derstir.
(bkz: matematik)
(bkz: fizik)
(bkz: kimya)
(bkz: biyoloji)
(bkz: tarih)
(bkz: edebiyat)
(bkz: ingilizce)
(bkz: coğrafya)
(bkz: oha)