ilk okul ve lise öğretimde ingilizce sadece formalite icabı işleniyor* hoca derse gelir konuyu kaba taslak anlatır sınav yapar çeker gider. bu sistemde ingilizce öğretmenlerinin kalitesi armadığı sürece öğrenciler ingilizceyi sadece dersi geçmek için çalışacaktır.
lise öğrenimi gördüğü halde ingilizce bilinmemesi durumu.
çok doğaldır zira ben lise 2 öğrencisiyim ve çoğu hocanın yetersiz olduğu kanaatine vardım. övünmek gibi olmasın ama ingilizce'min onlardan pek bir farkının olduğunu düşünmüyorum.
üniversitede ingilizceyi çok iyi öğrenmezse iş bulamayacağı anlamına gelir. bu gün gazetede iş ilanlarına baktım hepsinde ingilizce istiyorlar. bu devir dil devri, ne kadar dil bilirsen sana ekmek o kadar çok arkadaş.
kıdım yazılmasında bir ironi mi var anlayamadığım entry olmuştur.
ingilizce konusuna gelince, anadolu liseliler epey biliyorken diğerlerinin eksik olması öğrencilerin yetersiz ve ilgisiz olmaları + sözleşmeli dandik hoca konusuyla ilgilidir.
iki yıllık mezunlarını ingilizce öğretmeni diye koyarsan (daha az para vermek için) sonucuna katlanırsın.
bana göre olması gereken formül isviçre'de hali hazırda yaptıkları eğitim sistemidir.
isviçre dil öğretimi ve çok dilli bir ulus anlamında en kralıdır. olması gerekendir.
(bkz: ingilizce almanca ve fransızcayı anadil seviyesinde bilmek)
öğrenmek istememiştir ingilizceyi. bunu en pahalı kolejlerde okutsan dahi bir faydası olmazdır. milliyetçidir. yada lisede çok aktif bir gençlik dönemi geçirmemiştir. (bkz: dil dile değmeden yeni bi dil öğrenilmez)
meslek liselerinden mezun olan öğrencilerin buyuk bir cogunlugunda normal karsılanmaktadır. Çünkü o eğitimi vermesi gereken öğretmen çorum şivesiyle ingilizce konusur hiç anlamazsınız ne dediğini. Zaten aynı hoca turkce konustugundada anlamazsınız ne dedıgını cunku dedım ya şiveyle konusur. Ögrencıye oyle bır aksetıırılır kı bunlar sıze gereksız sız meslek lısesısınız ne gerek var ısınızı yaparken lazım olmuyacak dusuncesı ogrencıde bunu kabullenıp ıngılızceden tek derdı gecmek olur.
benim gibi lisede ingilizce derslerine sırasıyla ilk yıl resim, 2.yıl beden öğretmeni girerse, heleki son yıl dersler boş geçerse pekte garipsenmeyecek bir durumdur.
dokuzuncu sınıfta kilolarıyla sorunu olup ders anlatmayan
onuncu sınıfta her hafta saçının rengini değiştirip beni dinlemiyorsunuz diye trip atıp ders anlatmayan
on birinci sınıfta fizik hocasının ingiltereye gitmiş ingilizce biliyor olmasından dolayı derse girip bu durumdan memnun olmadığı için ders anlatmayan
on ikinci sınıfta sınav sorularını verip dersi üstün körü anlatan hocaya denk gelindiği için gerçekleşen hadise.