berbat bir 2 senelik ortaokul hayatından sonra geçtiğim lise bana ilaç gibi gelmişti. arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi çok seviyordum ve güzel anılarım vardı. açıkçası bu samimi ortamı bir daha bulamam dedim ve bir boşluğa düştüm. tahmin ettiğim gibi o samimiyet ve sıcaklığı da bir daha bulamadım.
içindeki asalakları bir daha görmeyeceğime sevindim sadece, sonra üniversitede de bir ton asalağın içinde buldum kendimi. o da bitince tam zamanlı iş hayatında da asalaklarla doldu etrafım ve yıllar önce ancak o zaman anladım ki asalaklardan asla kurtulamayacaktım...
benimki pandemi dönemindeydi diye mezuniyet töreni olamamıştı. olsa güzel olurdu bence ama arkadaşlarımla aram iyi olmasına rağmen okuldan kurtulduğum için sevinmişimdir sanırım. inşallah üniversiteden de mezun olurum bu sene.
esaretten kurtulma hissi ile hayata karşı böyle atarlanmıştım ama sonra o beni laciverde boyadı. lise bitse üniversite var üniversite bitse askerlik var askerlik bitse iş hayatı var..
yıl 1996 idi, üniversite falan umrum değildi, zaten kazanacak kadar başarılı değildim,
o zamanlar başarı ile kazanılabiliniyordu üniversite.
önüne gelene %25 burs veren köşe başı okullar yoktu.
hemen çalışmak para kazanmak istedim,
bir tek pişmanlığım meslek yada ticaret lisesi bitirseydim idi...
çalıştım bu zamana kadar, sadece askerlik arası verdim ama hep çalıştım.
Lise mezuniyeti çok uzun zaman önce oldu. Tam hatırlamıyorum da üniversite mezuniyetinde, geçici mezuniyet belgesini öğrenci işlerinden alıp kampüsü son kez terk ederken mutlu olduğum kadar hiç mutlu olmamıştım. Sonra işe güce başlayınca da o mutluluk yerini keşkeye bıraktı. Klasik "şimdiki aklımla üniversitede olsaydım" ile başlayan çok cümle kurdum ana üniversite mezuniyetimin üstünden bile 12 sene geçmiş diye düşününce hayat devam ediyor diyorsun.
30una gelmemiş gençler, zamanınız kıymetini gerçekten bilin. 30 yaş gerçekten farklı bir checkpoint. Oradan sonrası akıyor akıyor. Anlamıyorsun hiç birşey. 20li yaşlara girdiğinizdeki ne oluyor ulen yanında hava civa haberiniz olsun. Çok fena şeyler bekliyor sizi 30u geçtikten sonra.
lise 2 ve lise 3 te staj yaptım. staj yaptığım dönemde şiddetli mide ağrılarım oldu, ilaç içtim olmadı, doktora gittim olmadı. haziran ayında mezun olduk, bir hafta sonra mide ağrım yok oldu. dünyanın en mutlu insanı olmuştum, sanki dünyanın bütün yükleri üzerimdeydi de bir anda onlardan kurtulup hafiflemiştim. üniversite bana mutluluğun yolunu açtı.
kurtuldum diye sevindim hapishaneden tahliye olan mahkum gibi okulun demir kapısından çıkıp bir oh be dedim.
lisemi görünce bir güzel sövüyorum yanından geçerken kötü anılarım aklıma geliyor. beni dışlayan dalga geçen zorbalık yapan öğrenciler, suçsuz yere sınıfın ortasında dövüp yüzüme tüküren kimya öğretmeni, ilk başta yazdığım kompozisyonu beğenip sonra lavuğun birinin hocam o yazmamıştır abisi ablasına yazdırmıştır diyen öğrencinin gazına gelip sen bunu yazamazsın diyen edebiyat öğretmeni buarada abim, ablam yok. neyse bitti geçti gittiiiii.
Nefes almaya vakit olmadı ki gözümün önünde iki kapı belirdi... ilki üniversitenin kapısıydı, diğeri belirsizdi... Riskleri sevmem ilk kapıyı tercih edip iyi bok yedim.
1998 yiliydi. Bok kafali hocalardan ve ogrencilerden kurtuldugum icin mutluydum.
O zamanlar da oss falan da yoktu. Oys’ye girip, ilk tercihime yerlesmistim.