öğrenciyle iletişim kurmak kolay da bu iletişimin sağlıklı olabilmesi çok zor. hayattan bir beklentisi olmayan gençlerin yoğun olduğu eğitim kurumlarında onlarla baş etmenin oldukça zor olduğu bilinen bir gerçek. aileleri ve çevreleriyle olan sorunları, gelişme çağında olmaları vs. bir çok etken var. bir öğrenciye yaklaşırken empati yapabilmek gerek, olaylara kendi açımızdan yaklaşarak bakarsak çok büyük uçurumlar oluşacaktır arada.
öğrencilere kendini sevdirmeye çalışmak çok riskli bir iş. lise öğrencileri artık eskisi kadar saygı duymuyor hocalarına. bir açığını yakaladığında oradan bastırıyor. iyi niyet suistimali had safhada. bu nedenle öncelikle dersi işlemeyei başarabilmek, konuların zamanında işlenebilmesine çalışmak gelmeli.
o kadar çok öğretmen arkadaşım var ki aslında melek gibi olup sınıflarında canavarlaşan. ya da zorunda kalan. çözüm yolu her öğretmenin farklı farklıdır yine de öğrenciyle laubali olmamak ve o sınırı korumak gerekli. dersin 45 dakikasını işlememelisiniz belki. despot olup bunu yapabilen yüzlerce hoca vardır ama dersin son 5-10 dakikasını onların sorunlarına ayırmak, dinlemek, kaynatmalarına izin vermek kötü olmayacaktır.
her şeye rağmen öğrenci sıcak, içten ve dürüst hocayı anlar, sever. üstünüze gelindiğiniz anladığınızda sert çıkmak zorundasınız. yoksa ipler elden kaçar gider. bunların hepsi tecrübeyle kazanılıyor. ne kadar çok ders o kadar çok tecrübe. korktuğunuzu belli etmeyin yeter. gerisi kendiliğinden gelecektir.
-hayat bilgisi
-arka sıradakiler
-koçum benim
gibi dizilerden öğrenilebilecek bir bilgi değildir.
öğrenciye anlayışlı davranmak, kibirli olmamak, öğrenciye düşünme ve de düşündüklerini beyan etme hakkını vermek, öğrenciyle sırf ders konularında değil farklı konularda da fikir alışverişinde bulunmak, birey olarak değerli olduğunu göstermek, emri vaki cümleler yerine ılımlı yaklaşımlar kullanmak bu yollardan bazılarıdır demiyorum. aslında bunların hepsi bu yolu oluşturan taşlardır. aslında insan zaten bu yolları formasyon ile öğreniyor, ama ne yazık ki ülkemizde bu formasyon derslerinin mühimmiyatı anlaşılamadığı için çoğu bilgi bilinçaltında yok edilmeye tabi tutuluyor.
Eğer öğrenciler anlatıldığı şekilde görmüşse önceki öğrenim hayatlarını, siz onlara bir soru soracaksaNız;
- x, sen gel şu soruyu yap, yerine;
-x, sen cevaplamak ister misin bu soruyu, istemiyorsan başka birisine sorabiliriz, tarzında yaklaşılmalıdır. Zaten böyle bir durumda bir kaç ders sonrasında size diğer öğretmenler gibi BAKMADıklarını görürsünüz. Ama ipin ucunu çok kaçırmayın.
Sürekli ders çalış diyen hocayla olmaz. Bir öğretmen için; biraz ders biraz muhabbet. Büyükler için; kafa dengi ol, üstüne gitme, söylediği şeyleri bazen haklı bul. Küçükler için; sürekli ağlama, tatlı ol, somurtma.
önce sert yapıp sonra azar azar gülümsemek ,sonra el ense göte parmak muhabbetine dönüşmeden bi sert daha sonra tekrar küçük ılımlı hareketler yapmalısın tatlı sert taktiği yani yoksa çok muhabbete girersen parmak ucunda basket topu olursun çünkü bunlar nihayetin de çocuk nerde duracağını bilmezler sen öğreteceksin yok çok sert yapayım dersen bu da ters teper hem çocukları soğutursun en güzeli tatlı sert yapmaktır.