bazen tramvayda görüyorum kendilerini. noldu antik çağda paraya karşı yaşıyorlardı aslında olması gereken buydu. yürüsene lan ozaman atakumdan ilkadıma diyemediğim insan. özünde değerlidir.
lanet olsun hepsine bir şey bildikleri yok ellerinde kağıt tahtaya bir şeyler karalıyorlar ne düşünme var ne bir akıllıca eylem. Ben ezberi sevmem analiz ve anlama odaklanırım. Vakit kaybı olduğundan ve Bir şeyleri harfi harfine ezberlemeyi reddettiğinden sınavlarda başarısızdım. Çalışıp 30 aldığımı hatırlıyorum. Herkesi felsefeye küstürdüler.
Herkes gibi sürekli ateist mi acaba diye düşünürdüm hahahahah.
Sınıfımın uyuyan güzelleri bu derstte uyanır, adeta bir filozof edasıyla hocayı etkilemeye çalışırdı.
Hatta Sırf hocayla yakın olmak için, her tenefüs felsefe testi çözen kızları da gördü bu gözler.
Her ders, "türkiye'deki okullara güzel ve yakışıklı öğretmenler getirilse, ülke gelişir." diye düşünürdüm. Millet olarak aç bir millet olduğumuzun da farkına varmıştım bu derstte.
Boyunun 1.60 dolaylarında olması sebebiyle, atom karınca diye bir zamanlar dalga geçtiğimiz tontiş. Her ders, 17sinde felsefeyle tanışmış dingil sınıf arkadaşlarımın 'Hocam ateyiz misin?' sorularına maruz kalırdı ama hem felsefik hem de psikolojik olarak duruşumuza renk kattığını tüm dönem arkadaşlarım adına söyleyebilirim.
valla bizdeki efsaneydi lakabı "panter emel" di. çoğumuzdan daha seri ve iyi araba kullanıyordu, öğrenciyle arası süperdi, halden anlayan bir kadındı, onun nöbetinde koridorda dolanmak g*t isterdi. hey gidi emel hoca hey.
Sayısalcıların asla tanımadığı garip giyimli, öğrencilere kafa tutan biridir. Bi kere boş derse gelmişti sonra sınıfça dua ettik dersimize girmediğine.